Futbol Sahalarında Şiddet İçin Başkan Yeter!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Futbol Sahalarında Şiddet İçin Başkan Yeter!

Futbol Sahalarında Şiddet İçin Başkan Yeter!

15928

Ahmet Talimciler- 25 Haziran 2020  Bahane üreterek, futbol sahalarında yaşanan şiddetin tek suçlusu olarak taraftarı göstermeniz artık kimse tarafından kabul görmüyor, haberiniz olsun.

 

Pazartesi gecesi Alanyaspor ile Trabzonspor arasında oynanan karşılaşmanın bitiminde yaşanan gelişmeler, uzun bir zamandır dile getirdiğimiz futbol sahalarında şiddetin baş sorumlusunun taraftarlar olmadığı gerçeğini bir kez daha teyit etmiş oldu. Son on yıl içerisinde üç kez çıkartılan ve arada revize edilen spor sahalarında şiddetle mücadele yasası adı altında yapılan bütün düzenlemelerin sadece ve sadece taraftarlara yönelik olduğunu belirtmiştik.

Son dönemde üstelik seyircisiz karşılaşmalarda yaşanan gelişmeler, durumun aslında ne olduğunu gözler önüne serdi. Yaşananları birkaç açıdan ele almanın daha doğru olacağı kanaatindeyim, bunlardan ilki protokol tribünü adı verilen yerde aslında eskiden beri var olan bir durumun şimdi sessizlik yüzünden daha da belirginleşmesi halidir. Yani bir başka ifadeyle eskiden de burada sık sık sataşmalar ve sözlü tartışmalar hatta zaman zaman kavgalar yaşanırdı. Şimdi ise tribünlerde kimse olmadığı için atışmalar gerek saha içerisinde olup bitenlerin gerekse de yöneticilerin yer aldığı tribünlerden gelen sesler olduğu gibi ekranlara yansıyor.

İkinci olarak ülkemizde başkanların ve yöneticilerin taraftar tipolojisinin neredeyse birebir aynısı şekilde hareket etmekte oldukları gerçeğidir. Yöneticilerin ve başkanların rakip takım oyuncuları, antrenörleri ve taraftarlarına yönelik ifadeleri, söyledikleri veyahut ima ettikleri son derece belirleyici olmaktadır. Yeni dönemin yönetici ve başkan modeli bir anlamda ülkemizin son yıllarının adeta bir aynası görünümündedir. Söz konusu davranış kalıpları giderek rakibi yok saymaya dönük ve aşağılayıcı, iğneleyici, son derece kötücül bir dilin dolaşıma girmesine katkıda bulunmaktadır. Üstelik bütün olup bitenler sonrasında yaşananların ardından küfür edebiyatının yapılıyor olması da son derece ilginç bir anekdot olarak karşımıza çıkmaktadır. Edilen küfürler üzerine sahaya inmek, küfür edenlerin cezasını bizatihi kendisi kesmek gibi bir yaklaşımın maruz görülebilmesi mümkün değildir. Şimdi burada belirleyici olacak olanın Türkiye Futbol Federasyonu'nun yaşananlar sonrasında nasıl bir karar verebileceğidir. Çünkü yaşadıklarımızın sadece futbolla ilgili olmadığı ayan beyan orta yerde durmaktadır. Bu yüzden de verilecek cezaların bu açıdan değerlendirilmesi daha yerinde olacaktır. Bu noktayı yazının sonunda biraz daha açacağız. 

Üzerinde durulması gereken üçüncü bir husus ise hiç kuşkusuz olan bitenler sonrasında futbol medyasının almış olduğu garip tutuma ilişkindir. Kendisi son derece sığ buna karşın adı derin olan bir futbol programında yaşananların son derece doğal olduğu defalarca tekrarlanmıştır. Maçın 90 artı beşinci dakikasında gelen gol ile birlikte bir tarafta sevinenlerin olması diğer tarafta üzülenlerin bulunması kadar doğal bir durum olamaz! Öyleyse bu ruh hali beraberinde karşılıklı olarak küfürleşmeyi, tartışmayı getirebilir ve bunu da doğal karşılamak gerekir gibi tuhaf ifadelerin kullanılması yaşananları normalleştirmenin bir diğer adıdır sadece. Ne yazık ki ülkemizin medyası kadın cinayetlerinde nasıl bir tutum takınıyorsa futbol medyası da taraftarların olmadığı saha içerisindeki şiddet görüntüsünde her defasında yöneticileri ve başkanları kayırma adına aynı cümleleri kullanmaktan geri durmamaktadırlar. Alanya Cephesi, Trabzon cephesi, sinkaflı konuşmalar, alkol muayenesi gibi ifadeler dün geceye damga vurdu. Yaşananların futbol gazetelerine yansıması ise tahrik, küfür ve kavga şeklinde gerçekleşti. Trabzonspor başkanı Ağaoğlu, "son dakika yediğimiz golden sonra inanılmaz küfürler yedik" ifadesini kullandı. 

Hakemin soyadı ile dalga geçerek Hakem Atilla KARAoğlan, Trabzonspor'u yaktı şeklinde cümleler kurulması ülkemizin futbol medyasının en sık başvurduğu kelime oyunları arasındadır. Aynı gazetenin İsviçreli futbolcuları travesti kılığında gösterdiği ve Futbol Bir Erkek Oyunudur başlığıyla, onları erkekliğe davet ettiği sayısı da tarihteki yerini tıpkı bugünkü gibi alacaktır. Taraftarlığı yöneticilik, gazetecilik zannedenler sayesinde ülke futbolunun bir adım mesafe kat edemediği gerçeğini ise verilen cezaların ağırlığı üzerinden yapacağımız anlamsız tartışmalarla birlikte kısa sürede çöpe atıp unutacağız. Buna karşın futbolun aslında insanların kalplerine, vicdanlarına bıraktığı tortunun ne kadar değerli olduğunu ise galiba bu ülkenin futbol zihniyeti sayesinde hiç ama hiç anlayamayacağız. 

Gelelim asıl üzerinde durulması gereken futbolun siyasetin arka bahçesi haline geldiği noktasına. İsmi derin olan futbol programının yorumcularından bir tanesi Başakşehir ile Trabzonspor arasında yaşanan gelişmelerin siyasal boyutuna vurgu yapmaya başladığı anda programın moderatörü tarafından hemen durduruldu. Ve moderatörümüz kendisinin bu ülkeyi ne kadar sevdiğinden dem vurmak suretiyle siyasete ilişkin değerlendirme yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Halbuki maçın oynanacağı gün Trabzon'da Başakşehir Kulübü başkanı hakkında bir suç duyurusunda bulunulmuş ve Trabzon ilinin CHP'li milletvekili üzerine giydiği Trabzonspor forması ile yaşananlara ilişkin açıklamalar yapmıştı. Uzun bir süredir Trabzonspor'un korunup kollandığına ilişkin açıklamalar yapılıyordu, bu kez işin içerisinde her ikisi de iktidar partisine işaret eden gelişmeler söz konusuydu. Örneğin Alanyaspor Kulübü başkanı ile Trabzonspor Kulübü başkanı arasında yaşanan münakaşa esnasındaki gelişmelerin aksettirilmesinde birden bire sözün dışişleri bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na gelmesi gibi bir durum yaşandı. Tabii ki burada olup bitenler hakkında da sevgili moderatörümüz bakanların adlarının böylesi gelişmelerin içerisine çekilmemesi gerektiği gibi ifadelerle durumu kotarma yoluna gitti. 

Fenerbahçe Kulübü'nün ardından pazar gecesi Galatasaray Kulübü de son yıllarda izlediğimiz en garip maç ile birlikte şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Şimdi geride iki takım var ve bu iki takım arasındaki mücadele ne kadar yok denilse de siyasetin futbol ile giderek artan ilişkisini göstermesi açısından ilginç gelişmelere yol açacak gibi gözüküyor. 

Futbolun ülkemizde en az futbol olduğunu defalarca dile getirmiş birisi olarak, bu kez yaşanacak gelişmelerin tribünlerde seyirci olmayacağı için daha yumuşak geçebileceğini düşünmüştüm. Yanılmışım, taraftarların olmadığı yerde yöneticiler ve başkanlar devreye girerek bu boşluğu kapattılar. 

Sosyal mesafe ve maske kullanımının da devre dışı kaldığı, 6222 sayılı kanunun defalarca ihlal edildiği bir karşılaşmayı geride bıraktık. İki protokol tribününü birbirinden ayıran bölümlerin olması bir anlamda büyük bir şanstı çünkü aksi halde son yılların en büyük protokol kavgalarından birisine şahitlik edebilirdik. 

Yaşananları kulübümün haklarını savunan bir başkan gördüm diye değerlendirenler ile yine bütün bunların futbol içerisinde var olduğunu düşünenlerin aynı amaca hizmet ettikleri gerçeğini bir kez daha belirtmeliyiz. Bu gerçek ise futbolun rekabet etme, saygı gösterme ve yaşanabilecek kayıpları vakar ile kabul etme anlayışı ile örtüşmüyor. Ne yazık ki her geçen gün biraz daha fazla sadece kendimizin haklı, doğru ve galip olabileceği sanısına daha fazla kapılıyoruz. Bu ise hepimizi gerçeklikten biraz daha fazla uzaklaşmaya ve hayal dünyası içerisinde sahte büyüklükler üzerinden çıkarımlar yapmaya doğru sürüklüyor. 

Herkesin oynadığı ve mış gibi yaptığı bir yerde gerçeklik kendisini ne kadar saklarsanız saklayın gösterecektir. Üzerini sahte gündemlerle, küfür edebiyatı ve var olmayan nitelemelerle örtemezsiniz. Bahane üreterek, futbol sahalarında yaşanan şiddetin tek suçlusu olarak taraftarı göstermeniz artık kimse tarafından kabul görmüyor, haberiniz olsun.

 Bahane üreterek, futbol sahalarında yaşanan şiddetin tek suçlusu olarak taraftarı göstermeniz artık kimse tarafından kabul görmüyor, haberiniz olsun

Pazartesi gecesi Alanyaspor ile Trabzonspor arasında oynanan karşılaşmanın bitiminde yaşanan gelişmeler, uzun bir zamandır dile getirdiğimiz futbol sahalarında şiddetin baş sorumlusunun taraftarlar olmadığı gerçeğini bir kez daha teyit etmiş oldu. Son on yıl içerisinde üç kez çıkartılan ve arada revize edilen spor sahalarında şiddetle mücadele yasası adı altında yapılan bütün düzenlemelerin sadece ve sadece taraftarlara yönelik olduğunu belirtmiştik. Son dönemde üstelik seyircisiz karşılaşmalarda yaşanan gelişmeler, durumun aslında ne olduğunu gözler önüne serdi. Yaşananları birkaç açıdan ele almanın daha doğru olacağı kanaatindeyim, bunlardan ilki protokol tribünü adı verilen yerde aslında eskiden beri var olan bir durumun şimdi sessizlik yüzünden daha da belirginleşmesi halidir. Yani bir başka ifadeyle eskiden de burada sık sık sataşmalar ve sözlü tartışmalar hatta zaman zaman kavgalar yaşanırdı. Şimdi ise tribünlerde kimse olmadığı için atışmalar gerek saha içerisinde olup bitenlerin gerekse de yöneticilerin yer aldığı tribünlerden gelen sesler olduğu gibi ekranlara yansıyor.

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  1535  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

9/04/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.814,19

+0,59

 bjk BJKAS

74,70

+2,33

 fb FENER

92,00

+1,77

 gs GSRAY

6,89

+0,15

 trabzon TSPOR

1,62

-0,00

   SPOR ENDEKSİ

4.856,21

+1,55

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 39636312

TRENDYOL SÜPER LİG 2023-2024 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 27 23  3   1  57 15 42   72 
2 Fenerbahçe  27  22    4  1 70  22   48 

70

3 Trabzonspor  27  14 4  9  45  33 10 46
4 Beşiktaş 27  14   4  9 39  31 8 46
5 Kasımpaşa 27  11 6  10   48  50 -2 38
6 Sivasspor 27  9 10  8 34  35  

 -1 

 37 
7

Başakşehir

27   10  6   11   35 33  2 36
8 Rizespor 27  10  6

11 

28  40 -12  36 
9 Antalyaspor 27 11  32  31  1 35 
10

Kayserispor

27  10  8 35  38   -3  33
11 Samsunspor 27  9 12

33 

36 -3  33
12 AdanaDemir 27  11  39  36  3  32  
13 Alanyaspor 27  6 12

32 39   -8  30
14 Karagümrük 27  8 12  32  31    29  
15 Ankaragücü 27  11  10 32  35  -3  29
16 Hatayspor 27

6

11  10 32  37  -5 29
17 Gaziantep 27  7 13  31  40  -9  28 
18 Konyaspor 27   10 11  26  39   -13 28

19

Pendikspor  27 6 8 13 32 55 -23  26  

20

İstanbulspor 27 3 6 18 20 51 -31 12

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.