Spor Aktörlerinin Yabancılaş(tırıl)ması
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Spor Aktörlerinin Yabancılaş(tırıl)ması

Spor Aktörlerinin Yabancılaş(tırıl)ması

23.12.1.1

Prof.Dr.Ahmet Talimciler- 23 Aralık 2025  Aradan neredeyse iki ay geçti ve elimizde önce federasyonun açıkladığı birtakım isimler ve ardından savcılığın gündeme getirdiği birtakım isimler var sadece.

Oysa bahis olayının yarattığı psiko-sosyal etkilerin ne kadar geniş bir alana karşılık gelebileceği meselesi üzerinde neredeyse hiç ama hiç durulmadı.

 

Son iki aydır gündemi belirleyen alanlardan bir tanesi de hiç kuşkusuz bahis operasyonları oldu. Türkiye Futbol Federasyonu'nun açıklamaları ile başlayan ve ardından İstanbul başsavcılığının operasyonları ile ön plana çıkan olayın sonrasında kamuoyunun dikkati futbol sahasında olup bitenlere çevrildi. Tabii bu arada klasik hastalığımızın nüksettiğini ve olup biten bütün değerlendirmelerin süper ligdeki büyük takımlar üzerinden değerlendirilme gafletinden kurtulamadığımız hususunu da eklemek zorundayız. Olayın içerisinde kendi iş alanları olarak nitelendirebileceğimiz futbol sahası üzerine bahis oynayan futbolcular, hakemler, teknik direktörler ve sahanın içerisinde yer alan yardımcı personeller bulunuyor. Bir diğer önemli husus ise taraftarların da bu alana sevk edilmek suretiyle bahis endüstrisinin bir parçası haline dönüştürülmüş olması gerçeğidir. Tam bu noktada yasal ve yasa dışı bahis ayrımı dile getirilebilir ancak söz konusu durumun yasal bahis üzerinden normalleştirilmesi meselesi var olan durumun yarattığı çarpıklığın ortadan kalkmasına yetemez!

İşte tam bu noktada sporun önce endüstriyelleşmesinin ardından finansal bir boyut ile başka bir aşamaya geçişini yaratmış olduğu domino etkisinin üzerinde durmak zorundayız. Çünkü artık elimizde bir oyun yok ve iş üzerinden tarif edilmek suretiyle ardından da içerisine sokulan para miktarının artışıyla birlikte bambaşka bir hale dönüştürülen bir alan var. Sonucun belirsizliği ve her an her şeyin mümkün olabileceği ihtimalinin ortadan kaldırıldığı ve ölçülebilir bir risk yönetiminin devreye sokulduğu bir aşamadan söz ediyoruz. Tabii bu durumda dünyanın en çok ilgi çeken alanlarından bir tanesine ilişkin yüklenilen değerler de değişmeye başlıyor. Keyif veren bir etkinlik ile hoşça vakit geçirme aracından giderek paydaşların çıkarlarını gerçekleştirmede kullanılan bir araç görünümüne bürünmeye başlıyor ki burada da devreye yabancılaşma başka bir ifade ile yabancılaştırma kavramından söz etmemiz gerekiyor.

Gordon Marshall’ın Sosyoloji sözlüğünde (1999, s.798) yabancılaşma (alienation) terimi, en genel çerçevesiyle bireylerin birbirlerinden ya da belirli bir ortam veya süreçten uzaklaşmalarını anlatır. ‘Yabancılaşma’ Marx’ın yazılarında temel bir önem taşımaktadır. 1844 El Yazmalarında (1993) Marx’a göre yabancılaşmış emek, 1. Doğayı, 2. Kendi kendini, yaşamsal etkinliğini insana yabancılaştırır, 3. Kendi öz bedenini de insana yabancılaştırır, 4. Ve bunların sonucu olarak insan insana yabancılaşır. İnsan, artık aşk ve sevgiyi de daha az hisseder. Bu kavramlara da yabancılaşmıştır. Marx’a göre kapitalist toplumda din, devlet ve politik ekonomi gibi tüm temel kurumsal alanlara bir yabancılaşma durumu damgasını vurur.

Para, insanın iş ve varoluşunun yabancılaşmış özüdür; bu öz insana egemen olur ve insan ona tapar. On dokuzuncu yüzyılın sonundaki Marx analizlerinin üzerinden çok fazla olayın geçtiğini ve günümüzde kapitalizmin bambaşka bir görünüme büründüğünü söylemeye bile gerek yok! Ancak aradan geçen zaman içerisinde kapitalizm ile spor arasında kurulan bağın ve bu bağı her geçen yıl biraz daha güçlendiren teknolojinin etkileri sonrasında sportif alandan bahsettiğimiz her noktada biraz da ekonomiden ve medyadan bahsettiğimiz gerçeğini bir kez daha vurgulamak durumundayız. Bir başka ifadeyle spor alanı üzerinde yaşanan her türlü girişimin perde arkasında kapitalist dünyanın dinamiklerinin olduğu gerçeğini ve bu gerçeğin daha fazla tüketim mantığı üzerinden insanlarla buluşturulması olduğu hususunu göz ardı etmemeliyiz. Bu açıklamalardan sonra bahis meselesi ile yabancılaşma bağlantısına odaklanabiliriz.

Öncelikle dünya futbolunun şemsiye örgütleri olarak nitelendirebileceğimiz FİFA ve UEFA’nın tüm futbolseverlere her fırsatta ideal bir futbol iklimi oluşturulması hususunda dürüstçe oynama üzerinden algı yapmayı sürdürmekte olduğunu buna karşın son kırk beş yıl özelinde giderek sermayenin etkilerine açık bir anlayışı dolaşıma soktuklarını gerek dünya kupasının hangi ülkede düzenleneceği oylamalarından gerekse de giderek çoğaltılan maç trafiğinden gayet iyi biliyoruz. Buna FİFA başkanı İnfantino’nun İsrail’in organizasyonlardan menedilmesi ile ilgili yaptığı açıklamayı da ekleyebilirsiniz söz konusu cevabın insani değil politik ve tabii ki tamamen duygusal olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok!

Her iki büyük futbol örgütünün de yasal bahis endüstrisinin yaygınlaşması noktasında büyük çabalar içerisinde olduğunu çünkü bu alandan büyük karlar elde edildiği gerçeğini hatırlatma ile başlayabiliriz. Yasa dışı bahis üzerinden üretilen heyulanın arka planında ise burada dönen paralardan pay alamamanın büyük bir etkisi bulunuyor ve sistem bu durumu normalleştirme adına karalamayı tercih ederken yasal yollardan bahis üzerinden kumar anlayışının kabul edilebilir olduğunu tasdik etmeyi sürdürüyor. Bahis sitelerinin reklamlarının -tabii ki yasal bahisten söz ediyoruz- stadyumlarda kullanılıyor olması ile bu reklamları veren firmaların isimlerinin bazı kulüplerin formalarında yer alması hususu da gayet normal kabul ediliyor.

Türkiye’de hali hazırda ikinci ve üçüncü liglerin sponsorluğunun bir bahis firması üzerinden yürütülüyor olmasını bir tarafa not edin, ikinci olarak yıllar önce bu bahis firmaları açılırken TFF eliyle maçları yönetecek olan hakemlere bahis oynamaları için hesap açtırabileceklerinin beyan edilmesini de ekleyin. Daha sonra yine bu ülkede bir dönem futbol federasyonu başkanlığı yapan bir kişinin aynı zamanda bahis firması sahibi olamayacağı gerekçesi ile başkanlığı bırakmak zorunda kaldığını da hatırlayın bakalım.

Şimdi bütün bunların üzerine bahis operasyonuna tekrar yakından bakalım ortaya ne çıkıyor? Öncelikle bataklığın kurutulması değil, sivrisinekleri yok etmeyi amaçlayan klasik yaklaşımımızın bir uzantısı ile karşı karşıyayız yine. Bir başka ifadeyle amacın Federasyon Başkanı'nın ilk yaptığı açıklamada olduğu gibi, "Nereye kadar gidecekse gideceğiz" ifadesinden ziyade günah keçileri üzerinden bir durumun kamuoyunun önüne sunulduğu noktası. Aradan neredeyse iki ay geçti ve elimizde önce federasyonun açıkladığı birtakım isimler ve ardından savcılığın gündeme getirdiği birtakım isimler var sadece. Oysa bahis olayının yarattığı psiko-sosyal etkilerin ne kadar geniş bir alana karşılık gelebileceği meselesi üzerinde neredeyse hiç ama hiç durulmadı!

Kendi iş alanına hatta kendi takım arkadaşlarının saha içerisinde yapıp edeceğine ilişkin bahis oynama meselesinin bir anlamda Marx’ın belirtmiş olduğu yabancılaşma olgusunun ete kemiğe bürünmüş hali olduğu gerçeğini tartışmadık bile. Etik kodlardan bahseden buna karşın etik alanın nerede başlayıp nerede biteceği konusunda herhangi bir kurallar dizgesi oluşturmayan anlayışın, şu kadar hakem şu kadar maça bahis oynamıştır demesiyle işler çözüme kavuşamaz! Başka bir ifadeyle bu hakemleri ve futbolcuları cezalandırmak suretiyle de Türk futbolu temize çıkamaz! Temizlik ve kirlilik tartışması normal ve anormal tartışmasında olduğu gibi göreli bir noktayı beraberinde getireceği için sınırları daha en baştan net olarak çizmek durumundasınız.

Yönetsel mekanizmanın başında olanların işin içerisine giren para miktarı arttığı müddetçe alacağı tedbirler kadar sınırların netleştirilmesi de olmazsa olmaz bir durumdur. Bir diğer önemli husus bahis oynayan tüm bireylerin kısa yoldan para kazanma arzusunun yarattığı tahribatın boyutlarının yasal bahis olduğu sürece görmezden gelinmesi meselesidir. Kendine yabancılaşan bireyin bir sonraki adımda içinde bulunduğu topluma ve dünyaya yabancılaşması hususunun ortaya çıkacağını ve bu yaşananların ekonomik sıkıntılar arttığı ölçüde çok daha vahim olayların fitilini ateşleyebileceğini göz ardı etmemeliyiz. Yıllar önce yasal bahis ülkemizde kabul görmeye başladığında en büyük tehlikenin küçük yaşlardaki çocuk ve gençlerin rahatça bahis oynayabilmeleri olduğunu belirtmiştim. Aradan yıllar geçti ve bu durum giderek daha fazla kabul gören üstelik de görmezden gelinen bir hale dönüştü. Dünyanın bir ucundaki liglerde olup bitenleri takip eden ve elinde avucunda kalan son parayı buralara yatıran kişi/lerin umutlarının ellerinden kayabildiği aşamaları yaşamama adına bahis meselesinin yabancılaştırdığı insanlara el uzatmak durumundayız.

Yaşadığımız yanılsama ile her geçen gün biraz daha fazla yabancılaşıyor ve biraz daha fazla birbirimizden uzaklaşıyoruz! Gerçek ile kurgunun yer değiştirdiği zamanlarda yaşamak ve kurguyu gerçekmiş gibi görebilmemiz/ hissedebilmemiz için şöhretlere ya da şöhretimsilere ihtiyacımız var. Bahis operasyonlarında ardı ardına önümüze koyulanların işte o şöhretler ve kısa süreli şöhretimsiler olduğu gerçeğini biraz da bu açıdan yeniden düşünmemiz dileğiyle.

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  39  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 1122 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55264656

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1