Olimpiyat Oyunları İkiyüzlülüğün Gölgesinde Başladı
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Olimpiyat Oyunları İkiyüzlülüğün Gölgesinde Başladı

Olimpiyat Oyunları İkiyüzlülüğün Gölgesinde Başladı

1721922286598-ahmet-talimciler

Ahmet Talimciler- 29 Temmuz 2024 Sporun bir toplumsal inşa süreci olduğu gerçeğini aklımızdan hiç ama hiç çıkarmadan büyük organizasyonların arka planındaki ekonomik ve medyatik yapılara daha fazla odaklanmak durumundayız.

 

 

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları açılış töreniyle başladı.  Dünyanın en kitlesel spor organizasyonu olan Olimpiyat Oyunları'nın tarihi açısından bu olimpiyat hiç de olumlu şekillerde anılan bir organizasyon olmayacak! Çifte standardın dozajını giderek arttıran dünya olimpiyat komitesi, son bir yıldır sistematik olarak soykırım uygulayan İsrail'in sporcularının olimpiyatlara kendi bayrakları altında yarışmasına olanak sağlarken aynı uygulamayı Rus ve Belaruslu sporcular için ise yapmamayı tercih edebiliyor. Sporun kâğıt üzerinde dostluk, barış ve kardeşlik mesajlarını taşıyan yapısını bir kenara atarak Gazze'de futbol sahalarını toplama kampına çeviren İsrail'in yaptıklarını onaylamış oluyor.

 

 

Olimpiyat kavramının modern anlamda on dokuzuncu yüzyılın sonunda yeniden tesis edilmesinin arka planında Baron De Coubertin'in tüm dünyanın küresel bir ticari birlik içerisinde kaynaşması düşüncesinin yattığını bir kez daha hatırlatarak başlamalıyız. Ve olimpiyat oyunları daha en başından itibaren bir inşa süreci olan sporun, tüm dünyada yaygın bir biçimde hissedildiği bir alan olarak çok ama çok büyük bir işlevi yerine getirmiştir. Burada hiç kuşkusuz önceliği ideolojik anlamda sporun, hâkim devletlerin çıkarlarını gözetmek, belki de yeri geldiğinde daha katlanılabilir kılmak adına kullanıldığı organizasyonlardan söz ediyoruz. 

 

Olimpiyat oyunları yirminci yüzyılın soğuk savaş döneminde bloklar arası çekişmenin ete kemiğe büründüğü alan görünümündeydi ve burada elde edilen madalya sayıları üzerinden kapitalist ve sosyalist zihniyet kalıplarının rakiplerinin ne kadar önünde olduğu ortaya konulmaktaydı. Tabii bir de olayın siyasal kutuplaşmanın aracı haline dönüştürülmesi ve oyunların boykot edilmesi meselesi bulunuyor ki bu durumun da yine ideolojik angajmanlar doğrultusunda yansıtılması durumu söz konusudur. Bir başka ifadeyle sportif organizasyonların şahikası görünümündeki Olimpiyat Oyunları'nın, farklı defalar kullanıldığı gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

 

İşte tam bu noktada 2024 Paris Olimpiyat Oyunları açısından olan bitene yaklaştığımız anda da benzer bir görünümün bizi karşılıyor olduğunu görmekteyiz. Laikliğin yılmaz savunucusu Fransa'nın dinsel simgelerin Olimpiyat Oyunları'nda kullanılması karşısındaki hassasiyete vurgu yapmasının ardından oyunlarla ilgili kilisede tören düzenlenmesi, ne kadar tutarlı olduklarının bir diğer göstergesi olarak tarihe not olarak düşülmeli. Bir diğer önemli husus ise yukarıda da belirtmiş olduğum gibi Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş üzerinden gidilerek son iki yıldan bu yana Rus sporcuların bütün organizasyonların dışında tutulması durumudur. Rus ve Belaruslu sporcuların kendi ülke bayrakları ile yarışmalarına izin vermeyen olimpiyat komitesinin her nedense temsil ve katılım konusu İsrailli sporculara geldiğinde tam aksi bir tutum sergilemeyi doğal saymalarını da unutmamalıyız. 

 

Kuralların evrensel aklı temsil ettiği gerçeğini göz ardı etmek suretiyle kuralları, kendi lehinize eğip bükmeye başladığınız andan itibaren gün gelir o ihtiyacınız olan kuralları arar hale düşersiniz. Standartları sürekli olarak kendisi için değiştirme girişiminde bulunan anlayış sayesinde bütün insanlığı kapsayan evrensel değerlere olan bakış açısı da giderek yok oluyor. Dünya olimpiyat komitesinin her olimpiyat organizasyonuna yönelik sistematik müdahaleleri ile oyunların amacı ve ortaya koyduğu evrensel katkı her geçen gün biraz daha kaybolmaya başlıyor.

 

Batılı ülkelerin başarısızlığa uğradığı olimpik branşların birer birer olimpiyatlardan çıkartılması ve yerlerine sportif yapıları son derece tartışmalı olan branşların konulması bu anlayışın ete kemiğe bürünmüş halidir. 

 

Sporun bir toplumsal inşa süreci olduğu gerçeğini aklımızdan hiç ama hiç çıkarmadan büyük organizasyonların arka planındaki ekonomik ve medyatik yapılara daha fazla odaklanmak durumundayız. Çünkü bu yapılar ile siyasal ideolojiler arasında yakın bir iş birliği ve çıkar ilişkisi söz konusudur. Bu noktada olimpiyat oyunlarındaki ülkelerin diğerlerine göre daha eşit olduğu gerçeğini, söz konusu etkili ülke takımlarının karşılaşmalarının oynatılma saatlerinden bile rahatlıkla görebilirsiniz. 

 

Kadın Voleybol milli takımımızın üç karşılaşmasının da Türkiye saati ile saat 10'da Fransa saati ile saat 9'da oynatılacak olması bu açıdan tesadüf değildir. Tıpkı Amerikan takımının veyahut Fransız ve İtalyan takımlarının karşılaşmalarının ise çok daha ilerleyen saatlerde oynatılmasının da tesadüf olmadığı gibi.

 

Büyük sportif organizasyonların her geçen yıl biraz daha fazla eşitleri daha da eşit kıldığı, buna karşılık eşitsizliğin çıtasını biraz daha fazla arttırmakta olduğu bir yapının içerisinde yol almayı sürdürüyoruz. Tıpkı dünyadaki toplumsal ve ekonomik alanda yaşanan gelişmelerde olduğu gibi. 

 

Spor kurumunun başta siyaset ve ekonomi kurumu olmak üzere içinde yapıldığı dünyanın kurallarına yakından bağlı olduğu gerçeğini Paris 2024 Olimpiyat Oyunları bir kez daha net bir biçimde ortaya koymaya aday gibi görünüyor. 

 

Umarım sporu bu kadar ideolojik bir alan haline dönüştürenler yüzünden spora kan bulaşmaz ve sportif organizasyonların içerisindeki sporcular ile seyirciler bu sakat yaklaşımın kurbanı olmazlar.

 

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  670  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1600 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51357275

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1