Bahis Oynayan Hakemler
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Bahis Oynayan Hakemler

Bahis Oynayan Hakemler

1refereed1

Prof.Dr.Ahmet Talimciler-29 Ekim 2025 Ülke gündemini meşgul eden "bahis oynayan hakemler" konusu üzerinde durmak istiyorum. 

Çünkü diğer alan çok daha büyük ve bir o kadar daha çetrefilli bir mücadeleyi gerektiren cinsten. Öte yandan legal bahis endüstrisinin başta FİFA ve UEFA olmak üzere dünyanın futbolunu yönlendirenler tarafından da özendirildiğini de unutmamalıyız

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu yaptığı açıklamada; ‘Profesyonel liglerde 571 aktif hakemimizden 371’inin bahis hesabı olduğunu ve 152’sinin aktif olarak bahis oynadığını belirtti. Bahis oynayan hakemlerin üst klasmanda 7, üst klasman yardımcı hakem 15, klasman hakem 36, klasman yardımcı hakem 94… Bunların içinde 10 hakemin 10 binin üzerinde, 42 hakemin ayrı ayrı 1.000’in üzerinde bahis oynadığı, bir hakemin tek başına 18 binin üzerinde bahis oynadığı, bazı hakemlerin ise tek bir seferlik bahis oynadığı tespit edilmiştir’ dedi. Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlatıldığını duyurdu. Bu açıklamaların ardından sosyal medya platformları hareketlendi ve bütün kanallarda bir anda söz konusu olay gündem oldu. Şimdi üzerinde durmamız gereken noktalar konusunda biraz fikir jimnastiği yapmanın tam zamanıdır diye düşünüyorum. Öncelikle bu olayın kendisi ülkede gündem değiştirme konusunda ihtiyaç duyan her kesim açısından bire yüz etki yaratacak cinsten. Bu yüzden de zamanlama manidar mı? sorusunu bir köşeye yazmak ve beklemek gerekiyor. Çünkü diğer bütün gündem değiştirme hamlelerinin aksine bu olayın ilgilendirdiği kitle hem sayısal anlamda son derece yüksek hem de son derece konsolide bir yapıya sahip. Yani taraftarlığın getirmiş olduğu hızla tepki verebilme gücünü elinde bulundurduğu ve bunu klavye üzerinden de gerçekleştirebilmeyi başarabildiği için sesini çok daha gür duyurabilme potansiyeli mevcut.

Bu kadar çok sayıda hakemin legal bahis hesabına sahip olması ve aktif olarak bahis oynamakta oluşu üzerine düşünmek durumundayız. Her şeyden önce yaşamakta olduğumuz durumu sadece hakemlerin bahis oynaması diye geçiştirebilme lüksüne sahip değiliz çünkü hakemler sahada adaleti tesis etmekle görevli oldukları için hâkim statüsündeler. Adaletin tesis etmesinden birinci derecede sorumlular ve bu noktada ülkemizde hakemlerin böylesi bir yola tevessül etmesini sadece şeytana uydular veyahut kısa yoldan köşe dönmeyi arzuladılar diyerek normalleştiremeyiz! Bu ülkede uzun bir süredir var olagelen ve ahlaki alanda giderek artan çöküntünün boyutlarının bu aşamaya gelmiş olması dikkat çekici bir noktaya karşılık geldiğini göstermektedir. Sahada adaletin gerçekleşmesini sağlamakla görevli olan kişi/kişilerin bizatihi vermiş oldukları kararlar üzerinden çıkar elde etmeleri gibi bir durumla karşı karşıya bırakılmış bulunuyoruz. İşte tam bu noktada ise bu olaya ilişkin neden bizde temiz eller olmaz dedirten anlayışımız devreye girmeye başlıyor. Her şeyden önce insan profilimizin bu ve benzeri olayları yapanlara dönük tepkilerinin yaşananların kötülenmesi ve bu yola sapanların toplumsal hayat içerisinde dışlanmasını getirmiyor hatta tam aksine bunları yapanlara saygı duymayı ve onlar gibi olmayı isteyen büyük bir kitle mevcut. Böylesi bir arka plan ise yaşananların her defasında yapanların yanında kar kalması ile sonuçlanmasına neden oluyor. Oyuncular değişiyor ancak oyun aynı kalmayı sürdürüyor. Bahis meselesinin yerine yolsuzluğu, rüşveti, kayırmacılığı vb. pek çok hususu koyduğumuzda durumun değişmediğini görüyoruz. Bir başka deyişle bu olay içinde yaşadığımız toplumun ahlaki anlamda çöküşünün minik bir minyatürünü bize göstermesi anlamında büyük bir önem arz ediyor. Ancak yine bu noktadan hareketle belirli bir noktadan sonra daha ileriye gidilebilmesinin zorluklarını da bünyesinde barındırıyor. Çünkü temizlik denilen şey sadece bir alanla sınırlı kalabilecek bir duruma karşılık gelmez! Bu durumun içinde yaşanılan toplumun bütün hücrelerine kadar yayılabilmesine olanak sağlamak gerekir ki işte burası çıkmaz sokağa saplandığımız yerdir.

Üzerinde durup düşünmemiz gereken bir diğer husus bu kadar çok sayıda hakemin nasıl olup da kimlik bilgilerinin verildiği böylesi bahis sitelerine üye olma riskini göze alıyor olmalarıdır. İşin illegal bahis boyutlarının çok daha karmaşık ve bir o kadar da ürkütücü olduğu gerçeği için iki önemli çalışmayı tekrar hatırlatmış olayım. Bir tanesi 2003 yılında yayınlanmış olan Ecevit Kılıç’ın Kirli Kramponlar Futbol Mafya Para Siyaset isimli çalışmasıdır. Diğeri ise geçen yıl yayınlanan Ayhan Şensoy’un Bahis Çukuru isimli kitabıdır. Her iki çalışmanın da içinden geçilen dönemlere dair son derece önemli tespitleri olduğunu belirtmeliyim. Ülke gündemini meşgul eden konuda da legal bahis üzerinden gidildiğini aklımızdan çıkartmamak durumundayız. Çünkü diğer alan çok daha büyük ve bir o kadar daha çetrefilli bir mücadeleyi gerektiren cinsten. Öte yandan legal bahis endüstrisinin başta FİFA ve UEFA olmak üzere dünyanın futbolunu yönlendirenler tarafından da özendirildiğini de unutmamalıyız.

Kuralların kimi bağladığı veyahut bağla(ya)madığı meselesi bu olay vesilesi ile bir kez daha karşımıza dikilmiş durumdadır. Tüm dünyada spor camiası içerisinde yer alan bütün kesimlerin bahis oynamalarına dönük yaptırımlar söz konusudur. Burada yer alan kişiler bu durumu bilerek hareket etmek zorundadırlar. Aksi halde bu durum karşısında ağır bedelleri ödemek durumunda kalabileceklerinin ve bunun ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kalabileceklerinin farkında olmaları gerekir. İşte tam bu noktanın ülkemiz açısından son derece sıkıntı verici bir yeri ile karşı karşıya olduğumuzu hatırlatmak zorundayım. Kuralların sürekli olarak eğilip büküldüğü ve ‘bir kereden bir şey olmaz’ mantığıyla (burada ‘benim memurum işini bilir’ veya ‘anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz’ ifadelerini de bir kez daha anabiliriz) hareket etme kültürünün yerleşiklik kazandığı bir toplumsal yapımız var. Kuralların anlamını kaybettiği yerde gücün ve güçlünün işini kolaylıkla halledebilmesinin önünün açıldığı gerçeği bizi karşılayıverir. Bu olayla ilgili olarak yapılacak olan açıklamaların ülkedeki futbol taraftarlarının ekseri çoğunluğuna sahip olan dört takımın taraftarlarını memnun edecek bir noktaya gelebileceğini hiç ama hiç sanmıyorum. Bir başka ifadeyle üst klasman hakemlerinin dahil olduğu maçların süper ligdeki maçlardan ziyade birinci lig ve ikinci ligden yükselme maçlarına ilişkin olabileceğinin öne çıkabileceğini, bu sayede yaşananların yaratabileceği infialin daha alt seviyelere ineceği kanaatindeyim.

Tekrar etmekte yarar var, bir toplumda temiz ellerin dolaşıma girebilmesinin yolu sadece bir konuda olup bitenlerin üzerine gitmekle mümkün olamayacağı gerçeğidir. Eğer bir toplumda bir şeyler kirlenmişse bu durum öyle ya da böyle başka alanlarla da yakından bağlantılı bir duruma karşılık gelmektedir ki işin içerisine bu kez çok daha farklı kesimler dahil olabilir. Bir diğer önemli vurgu içinde yaşadığımız toplumun yolsuzluklar, kısa yoldan köşe dönme ve zengin olma noktasındaki bakış açısının yaşanan gelişmeleri olumsuzlamak yerine daha da güçlendirecek bir zemine sahip olması gerçeğidir. Siyasetin bu kadar çok içine girdiği bir alan olarak sporun, ekonomik ve medyatik görünürlüğü kadar kirlenmesi de kaçınılmaz bir durumu bünyesinde barındırmaktadır ki işte bu noktada sistemsel düzenlemelerin devreye girmesi gerekir. Paranın nereden geldiğinin takibi arttığı müddetçe bir yerlere varabilmek mümkündür ancak son tahlilde nereye kadar gidilebileceği konusunda gidilebileceği son noktaya kadar lafını duyduğumuz andan itibaren durumun başka bir yöne doğru dönmekte olduğunu da geçmiş deneyimlerimiz bize fazlasıyla göstermiştir.

Cumhuriyetimizin yüz ikinci yaşı kutlu olsun.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  8  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 3071 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53435842

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1