Siyaset Dışı Diyerek Siyaset Yapmak!
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Siyaset Dışı Diyerek Siyaset Yapmak!

Siyaset Dışı Diyerek Siyaset Yapmak!

mac12

Ahmet Talimciler- 1 Mart 2023 Tribünler her görüşten insanın bir arada bulunduğu sosyal mekanlardır ve 'buralarda siyaset yapılmasın' ifadesini sürekli olarak dile getirenlerin siyaseti yapma hakkını kendilerinin dışında kimseye görmemeleri halini es geçmemek durumundayız.

Üzerinden üç hafta geçen depremin yaraları ülke çapında sarılmaya devam edilirken, hafta sonu önce Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu stadyumunda ardından Beşiktaş Vodafone Park stadyumunda tribünlerden yansıyan istifa sloganları bir anda gündemin baş köşesine yerleşti. Öncelikle tüm ülkenin bireylerinden olduğu gibi spor kulüplerini destekleyen taraftarların da yaşanan elim acıdan derin bir biçimde etkilendiklerini ve geride kalan günler boyunca gerek deprem bölgesine giderek gerekse de bulundukları kentlerde yardım organizasyonlarına destek vererek, katkılarını ortaya koyduklarını hep birlikte gördük. Maçların oynandığı cumartesi ve pazar günlerinde kulüpler, söz konusu karşılaşmalar için özel bir hazırlık yürüttüler ve depremin acısını bir nebze hafifletmek için biz bir aradayız mesajını duyuracak her ortamı kullanmak suretiyle maçlara bunu ifade eden pankartla çıktılar. Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüpleri futbolcuların sırtlarında sponsor firmaların reklamlarının olduğu yere, depremden etkilenen on bir kentin adını yazdılar. Adana Demirspor kulübü siyah forma ile maça çıktı. Tribünleri dolduran taraftarlar, depremin yaşandığı 4,17'yi düşünerek tezahürat yapmadılar ve Beşiktaş karşılaşmasında tam bu dakikada çocuklar için tribünlerden sahaya peluş oyuncaklar yağdı. Belki de ilk kez sahaya atılanların yabancı madde olmadığı bir güzel olaya, hep birlikte şahitlik etme şansını yakalamış olduk (Van depreminin ardından yine Beşiktaş tribünlerinden sahaya atılan atkıları da göz ardı etmeyelim ancak burada geleceğin teminatı olan çocuklar üzerinden yapılan çok müthiş bir eylem olduğunu belirtmeliyim). Atılan gollerden sonra açılan Türk bayrağı ve birlik mesajlarının verilmesini de es geçmeyelim.

Bütün bunların yanı sıra her iki karşılaşmada tribünlerden yükselen hükümet istifa sloganları ise Milliyetçi Hareket Partisi lideri sayın Devlet Bahçeli tarafından sert bir dille eleştirildi. Devlet Bahçeli, "Fenerbahçe-Konyaspor müsabakası esnasında tribünden istifa sloganlarının atılmasını sorumsuzluk ve şuursuzluk olarak nitelerken bütün kulüp başkanlarının müsabakaların ya seyircisiz ya da gerekli tedbirlerin alınarak oynanması hususunda acil ve gerekli adımları atmaları konusunda uyarılarda bulundu ve partisinin konunun takipçisi olduğunu belirtti. Türk futbolunu zillet ve rezalete mahkûm etmek isteyenlere göz yummak, alttan almak, sessiz durmak geldiğimiz bu aşamada mümkün değildir" diyerek de mesajını net bir biçimde iletmiş oldu.

Devlet Bahçeli Beşiktaş kulübü üyesi olup arabasının plakası dahi BJK harflerinden oluşuyordu ve Beşiktaş ile Antalyaspor karşılaşmasında da tribünlerden hükümet istifa seslerinin yükselmesinin ardından bu kez parti genel merkezinden yapılan açıklama ile genel başkanın, kulüp üyeliğinden istifa ettiği haberi kamuoyuna duyuruldu:

"Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler sebebiyle 44 bini aşkın vatandaşımızın şehit olduğu afet sonrasında futbol maçlarını izleme bahanesiyle tribünleri tahrik eden bazı eylemler, şehitlerimize ve milletimize büyük bir saygısızlık olmuştur. Bugün oynanan Beşiktaş JK-Fraport TAV Antalyaspor müsabakasında da deprem şehitlerimize yapılan sistemli saygısızlık Beşiktaş'a ve Beşiktaş'ın taşıdığı manevi değerlere yakışmamıştır. Sayın genel başkanımız, Beşiktaş JK üyeliğinden bugün itibarıyla ayrılmıştır."

Genel başkanın ardından partinin genel başkan yardımcısı Semih Yalçın da kulüp üyeliğinden ayrıldı.

Bu açıklamaların hemen ardından bu kez süper ligde yer alan kulüplerden Konyaspor, Kayserispor ve Corendon Alanyaspor, Medipol Başakşehir kulüpleri ile birinci ligden Çaykur Rizespor ve Erzurum Futbol Kulübü kamuoyuna açıklamada bulundular. Açıklamaları tek tek buraya sıralayacağım çünkü söz konusu ifadelerin beraberinde siyaset üstü zamanlara vurguda bulunur iken bal gibi de siyaset yaptıklarını ortaya koyacağım.

"Kayserispor Kulübü ve Kayserispor camiası sonuna kadar devletinin ve milletinin yanındadır. İçinde olduğumuz şu felaket günlerinde milletimizin acısını yürekten paylaşırken bu acıyı vesile yaparak tribünlerde yapılmaya çalışılan kirli siyaset ve zilletin farkında olduğumuzu ve bunu kınadığımızı kamuoyunun bilgisine sunarız”

  1. Konyaspor Kulübünün açıklaması:

"Selçuklu Dar-ül Mülkü Konya, Büyük Konyaspor camiası ve taraftarı dün, bugün ve yarın daima devletimizin yanındadır. Ülkemizin içinde bulunduğu bu zor günlerde depremzede kardeşlerimizin yaralarını saran devletimizin ve milletimizin acısını bilen 85 milyon Büyük Türkiye ailesinin tarafındayız. Yas gününde yas tutmak yerine, çirkin bir siyasete payanda olanları en şiddetli şekilde kınadığımızı tarih ve millet huzurunda beyan ederiz."

"Ülkemizde yaşanan deprem felaketi sonrası daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, futbola siyaset sokma ve ayrıştırma çabası içinde olanları şiddetle kınıyoruz. Devletimizin ve milletimizin sonuna kadar yanındayız. Ülke olarak kenetlenmeye ve yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz."

Medipol Başakşehir kulübünün açıklaması:

"Ülkemiz son yüz yılda yaşanan en büyük felaketlerden biriyle karşı karşıya. Başakşehir Futbol Kulübü olarak futbolun muazzam gücünü, iyilik için kullanmanın tam zamanı olduğuna inanıyoruz. Söylenecek her sözün, haykırılacak her kelimenin birlik ve beraberlik üzerine olmasını arzuluyoruz. Tüm futbolseverleri, büyük bir felaketin yaralarını sarmaya çalıştığımız bugünlerde farklı ve faydasız amaçlara hizmet edenlerden uzak kalmaya davet ediyoruz. Bu felaketin yaralarını omuz omuza saralım."

Çaykur Rizespor kulübünün açıklaması:

"Türk sporuna hizmet etmeyi toplumsal bir sorumluluk anlayışıyla gerçekleştiren Çaykur Rizespor kulübü, sporun dayanışma ve birleştirici yönüne katkı sağlamayı vatanseverliğin bir gereği olarak şiar edinmiştir. Türk milletinin yaşadığı büyük acı henüz çok tazeyken ve özlenen dayanışma ruhu ilk kez bu kadar yüksekken, birilerinin hazımsızlığına uşaklık yapmak Türk sporuna ihanettir. Devletimiz ve milletimiz deprem bölgesinde yaraları sarmak için tüm gücü ile seferber olmuş iken tribünlerde alçakça provokasyona kalkışanları devletimiz de milletimiz de affetmeyecektir. Milyonlarca futbolseverin gol sevincini yaşamaktan imtina ettiği bir ortamda yapılan provokatif girişimler foseptik farelerinin çığlıkları olarak tarihe not düşülecektir. Milletimizin yaraları sarmak için büyük bir dayanışma içinde olmasından rahatsız olan lejyoner taraftar müsveddelerini şiddetle kınıyoruz. Karadeniz gençleri olarak her zaman Aziz milletimizin ve Devletimizin yanındayız” Milletimizin başı sağ olsun."

Erzurum Futbol Kulübünün açıklaması:

"Asrın felaketi diye adlandırdığımız bir afeti henüz yaşamışken, kaybettiğimiz insanların yasını tutarken, acılarımız tazeyken, yaralarımızı sarmak için hep birlikte millet olarak var gücümüzle omuz omuza vermişken, devletimiz tüm imkanlarını tüm görevlileriyle seferber etmişken, bu ortamda acılarımızı hep birlikte sarmak yerine tribünlere siyaset bulaştırarak Türk futbolunu kendi emellerine alet etmek isteyenleri tarih ve aziz milletimiz asla affetmeyecektir. Cinsiyet, dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin çeşitli siyasi düşüncelere sahip insanlarımızın sadece armaya gönül verdiği, takımının renkleri altında birleştiği bu sektörde asla olmaması gereken bu etik dışı planlı provokasyonu kınıyoruz. Biz, dün olduğu gibi bugün de aziz milletimizin yanında, büyük ve güçlü Türkiye'mizin tarafında olacağız."

Son olarak Gençlik ve Spordan sorumlu devlet bakanı sayın Muharrem Kasapoğlu'nun açıklamasını da aynen alıyorum:

"Ülke ve millet olarak; tarihin en büyük felaketlerinden birini yaşadığımız bu dönemde, devletimiz ve milletimiz el ele vermiş, yaralarımızı sarmak konusunda sarsılmaz bir irade ortaya koymuştur. Geride bıraktığımız üç hafta göstermiştir ki; bu topraklar iyi günlerin mutluluğunu birlikte paylaştığı gibi; kötü günlerden de birlik olarak çıkmayı başaracaktır. Bu büyük felaketin ilk anından itibaren spor dünyası da tek yürek olmuştur. Spor, bu zorlu süreçte birleştiren bir köprü olma misyonunu en güçlü şekilde yerine getirmiştir. Spor camiası topyekûn iyilik yarışının içinde yer almış; renk, arma, forma fark etmeksizin gönüller birlikte hareket etmiştir. Bu örnek duruş, sporun bir tarafıyla rekabet olduğunu ama temelinde dostluk ve kardeşlik barındırdığını tüm dünyaya göstermiştir. Ülkemizin bu birlik ruhuna ve sporun iyileştirici gücüne, depremin yaralarını sarmaya devam edeceğimiz süreçte çok daha fazla ihtiyacı olacaktır."

Açıklamalarda ortak olan husus devlet ve milletin yan yana bulunduğu ve birlik, beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz ortamda bazılarının (ki bunu çok ağır ithamlar biçiminde dile getiren kulüpler de söz konusu) sportif ortama siyaset bulaştırmayla uğraştıklarına vurguda bulunulmakta. Açıklamayı yapan kulüpler devletimizin ve milletimizin yanında olduklarını beyan ederek bulundukları yeri ortaya koymuşlar. Şimdi ilk olarak bu açıklamalardan ortaya çıkan sonuç, tribünlerde protesto girişimleri yapmak için bir zamanın beklenmesi gerekliliği, tamam da bu hangi zaman olacak ve buna kim karar verecek? İkinci olarak kendilerinin devlet ve milletin yanında olduğunu iddia edenlerin, tribünde istifa sloganları atanları nasıl olup da bunun karşısındaymış gibi gösterebildikleridir. Protesto etme anayasal bir haktır ve bunu yaptığınız zaman siz, devlet ve millet düşmanı olmazsınız! Üzerinde durmamız gereken bir diğer husus ise Türkiye'de kavramların bir araya karıştırılması ile ortaya garip bir karışımın çıkması durumudur. Devlet denilen kavramın uzun soluklu olduğunu ve insan ömrünün çok ötesinde bir yerlerde konumlandığını buna karşın hükümet olarak adlandırılan iktidarı yöneten organizasyonun ise çok daha kısa süreli ve gelir geçer olduğudur. Yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihi içerisinde bir dönemi tek parti dönemi diyerek eleştirenlerin benzer bir biçimde tek parti mantığını kabul etmek yerine bu birliktelik üzerinden bir algı yaratma girişimleri en hafif tabiriyle komik kaçıyor.

Tribünler her görüşten insanın bir arada bulunduğu sosyal mekanlardır ve 'buralarda siyaset yapılmasın' ifadesini sürekli olarak dile getirenlerin siyaseti yapma hakkını kendilerinin dışında kimseye görmemeleri halini es geçmemek durumundayız. Çünkü kullanılan kelimeler ile sadece karşınızdakileri işaret etmezsiniz aynı zamanda kendi durduğunuz yeri ve pozisyonu da açık edersiniz. Ki burada söz konusu kulüplerin yapmış olduğu açıklamayı bu çerçevede yeniden okuduğunuzda durum daha da netleşmeye başlıyor. Bu arada söz konusu bu kulüplere kendi taraftarlarının da yazdıkları bu metin gibi düşünüp düşünmediklerini bir araştırmalarını öneririm. Sahaya çocuklar için peluş oyuncakları atanlar arasında istifa diye bağıranların olabileceğini hemen görmezden geliyorsunuz. Öte yandan bir de tribünlerdeki protestoları ‘beyaz Türkler' üzerinden bir algı yaratmak için kullanan köşe yazarları da var ve onlara göre iktidarın yaptığı stadyumlarda bu iktidarı istifaya davet etmek nankörlüktür.

Stadyumlar toplumsal hayatın minik birer minyatürüdürler ve orada her kesimden insanın bulunuyor olması aslında içinde yaşadığınız topluma dair düşüncelerin okunabilmesi açısından büyük bir şanstır. Tribünlerde siyasal sloganlar bugün ortaya çıkmadı ve yasaklanma girişimleriyle de ortadan kalkmazlar. Hatta tam aksine yasaklamaya dönük bütün girişimler daha büyük infiali beraberinde getirir. Çünkü bu sayede sözün ne kadar kıymetli olduğunu ve korunması gerektiğini, belki de hiç kafasında olmayan kişilere bile belletmiş olursunuz. Kişilerin kendi istekleri ile kulüp üyeliklerine girmeleri veyahut çıkmaları son derece doğal bir durumdur. Fakat kendileri gibi düşünmedi, konuşmadı veya davranmadı diyerek tüm bir yapıyı zan altında bırakması ve ithamlarda bulunması anlaşılabilir bir durum değildir. Türkiye'de üç alana siyaset sokmayın cümlesi yıllardır ısrarla kullanılmaktadır ki bunlar arasında kışla ve caminin yanı sıra spor sahaları da vardır. Oysa siyaset denilen kurumun tarihsel geçmişi bize siyaset sokulmaması gereken bütün bu alanların aynı zamanda siyasetin dibine kadar icra edildiği yerler olduğunu fazlasıyla göstermiştir. "Sandıkta Görüşürüz Mesut Bey" sloganından günümüze kadar tribünlerde tıpkı siyasetçiler gibi zaman içerisinde değiştiler ve hayatla kurdukları bağlantıları farklılaştı. Ancak kulüpleri üzerinden ülkeleriyle kurdukları bağ halen devam ediyor ve öyle bazı kulüplerin iddia ettiği gibi bu insanlar, bu ülkenin düşmanları falan da değiller. Hatta tam tersine kimin daha fazla ülkesini sevdiği ve değer vermekte olduğunu ispat etmenin bir kriteri de söz konusu değil! Varsa da bunu kendi bulundukları pozisyondan ağır ve çirkin ithamlar sıralayarak yapanlara da ait değil! Hayatın her alanında sürekli olarak ayrışmayı beceren bir ülke olmayı bir kez daha başardığımızı ne yazık ki üzülerek görüyorum. Futbol, yaşadıklarımızı unutturmaz buna karşın yaşadıklarımız karşısında direnç göstermemize yardımcı olabilecek alanlardan bir tanesidir ve sırf bu yüzden bile çok değerlidir. Atılan istifa sloganları değil ayrıştırıcı söylemler zarar verir ve kutuplaşmayı arttırır.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  1081  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1615 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51357236

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1