Küresel Futbol Endüstrisinin Yeni Üyesi ‘Çin Halk Cumhuriyeti’
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Ahmet TALİMCİLER Küresel Futbol Endüstrisinin Yeni Üyesi ‘Çin Halk Cumhuriyeti’

Küresel Futbol Endüstrisinin Yeni Üyesi ‘Çin Halk Cumhuriyeti’

i

Nurettin Baki-İzmir Ticaret Gazetesi20 =Ocak 2017 nyanın gözü Çin futbolunun üzerinde. Akıl almaz paralarla futbol piyasasını sarsan transferler gerçekleştiren Çin’deki bu atılım herkese “Çin futbolunda neler oluyor?” sorusunu sorduruyor.

Çin sermayesi, Atletico Madrid hisselerinin %20’sini, Manchester City’nin sahibi olan City Futbol Grubu’nun  %13’ünü satın aldı. Eğitim Bakanlığı, 2017 yılında 20 bin futbol okulu inşa edileceğini duyurdu. Bu rakamın 10 yıl içinde elli bini bulması hedefleniyor. Spor, özellikle de futbol üzerine birçok çalışması bulunan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Talimciler ise, Çin’in futboluna son dönemde yaptığı hamleyi “Dünyadaki spor endüstrisi ve futbol ekonomisinin ulaştığı noktaya 1 milyar nüfuslu Çin, 250 milyon nüfusunu futbol endüstrisine ilave ederek bir anda futbol tüketiminin katlanmasını sağlıyor.” şeklinde yorumladı.   Çin’in futbola neden yatırım yaptığını, daha çok futbol kariyerinin sonuna yaklaşmış dünyaca ünlü isimlere astronomik rakamlar ödeyip ülke futboluna hangi amaçla kattığı ve bu futbolcuların Çin futbolunu nereye taşıyacağı gibi birçok soruyu  Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Talimciler’e sorduk.  Türkiye’de Spor üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen Talimciler, ‘Türkiye’de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi’ başlıklı çalışmasıyla 2000 yılındaki Milliyet Gazetesinin Sosyal Bilimler ödülüne layık görüldü.  Bu çalışmasının genişletilmiş hali 2003 yılında; Sporun Sosyolojisi Sosyolojinin Sporu başlığını taşıyan diğer çalışması ise 2010 yılında Bağlam yayınları tarafından yayımlandı.

-Hocam, öncelikle Çin’in futbol dünyası üzerindeki hamlesinden biraz bahsedebilir misiniz?

Çin’in bu hamlesini şöyle ifade etmek istiyorum. Çin dünyanın en önde gelen ekonomilerinden birisi haline geliyor. Bu ekonomisinin kendini gösterebileceği harcama kalemi olarak kullanabileceği alanlardan bir tanesi de spor, özellikle de futbol. O yüzden çok astronomik meblağlarla sporcuların transfer edilmesi -düşündüğümüzde dünyanın en kalabalık ülkesinden bahsediyoruz- bu ülkeye futbolun bu şekilde girmesi tesadüf değil. Çünkü oraya daha fazla taraftar çekmek istiyorsunuz taraftar çekebilmeniz için de yıldızları kullanacaksınız. Aslında bu tipik kapitalist dinamiklerin yansıması. Yani astronomik fiyatlarla transferler yapıyorsunuz ama aynı zamanda şunu da yapıyorsunuz: Daha fazla taraftar kitlesini müşteri haline getirmenin yolu tüketimi daha fazla futbol üzerinden Çin piyasasına aktarmak.. Aynı zamanda bu kadar paranın harcanması da muhtemelen sadece legal yolların kullanılmadığı gibi çağrışımlara yol açıyor insanlarda. Bu kadar büyük paraları insanlar neden harcasın düşüncesi açıkçası bir soru işareti olarak ortada duruyor. Kimse budur diyemiyor ama içimden açıkçası bu kadar büyük parayı birileri harcıyorsa bunun arkasında başka bir iş vardır düşüncesi de içten içe zikrediliyor.

Peki hocam, futbolun Çin’e taşınması sizce neden önemli?

Futbolun Çin’e taşınması neden önemli? Çünkü çok kalabalık bir nüfusu var. O nüfusu siz futbolun taraftarı haline getireceksiniz. Medya sponsorluğu devreye girecek. Ve siz o kitleyi müşteri haline yavaş yavaş getirmeye başlayacaksınız. Dünyadaki spor endüstrisi, futbol ekonomisinin ulaştığı noktaya sen birden bire 250 milyon nüfus ilave ediyorsun. Bu birden bire futbol tüketimin katlanması anlamına gelir.

Çin’in dünya futboluna maddi anlamda çok büyük bir kanal açtığını söyleyebilir miyiz?

Tabi diyebiliriz. Mesele dünyadaki futbol pazarına ve küresel bir pazara Çin’in de dahil edilmesi meselesi. Böyle bakıldığında bugün zaten dünyada küresel futbol organizasyonları içerisindeki bütün yapılanmalar herkesi içine alabilecek şekilde ayarlanıyor. En son örnek bir ay önce El Clasico’da oynandı. Bu maçın saati, 18.30 olarak tercih edildi. Neden bu saat biliyor musunuz? Bu saat İspanya için değil uzak doğu ve Amerika’daki seyircinin seyredebilmesi için seçildi. Bir maç oynanıyor dünyada 500 milyon kişi bu maçı izliyor. 500 milyon kişiye hitap eden bir futbol müsabakası var elinin altında. Bunu en iyi şekilde satma derdin var. Bu durumda saat tercihini kullanıyorsun. Saat kendi ülkenin izleyebileceği saat değil müşteri olarak para verecek olanların istediği saati tercih ediyorsun. O yüzden buna 1 milyar nüfuslu Çin nüfusunun 4’te biri 250 milyon kişinin eklediğini düşündüğümüzde bu çok büyük bir para ortaya çıkarıyor. Bunlar düşünüldüğünde hakikaten Çin, futbol dünyasının sıkışmaya başladığı yerde müthiş bir açılım kanalı oluşturdu.

 Siz nasıl bakıyorsunuz hocam, olumlu bakıyor musunuz?

Bu olaya olumlu veya olumsuz bakmanın ötesindeyiz. Sonuç itibari ile bu astronomik bir hale getiriliyor. İşin bir de şu yanı var. Oraya giden futbolculara baktığımızda büyük çoğunluğu artık kariyerinin sonuna yaklaşmış futbolcular. Yani kariyerinin başındaki futbolcu Çin’i tercih etmiyor.  Şuanda asıl amaç şu; yıldız isimler üzerinden insanları stadyumlara çekmek. Öncellikle orada bir futbol piyasasını oluşturmak. O oluşturulan futbol piyasası üzerinden bir pazarlama taktiği üzerinden gidiliyor şu anda.

Bunun bir sonu olacak mı? Ayrıca, futbol dendiğinde aklımıza hep Avrupa geliyor. Dünya Futbolu Avrupa üzerinden gidiyor.  Çin bu hamlesiyle bu algıyı değiştirecek mi, artık futbol dendiğinde aklımıza Çin mi gelecek?

Hayır. Futbol yine Avrupa üzerinden dönecek. Çünkü Avrupa bu noktada bir futbol geleneğinin olduğu bir kıta. Ama şu olabilir küresel futbol ekonomisinin bu kadar geliştiği süreç içerisinde ilerleyen aşamalarda Şampiyonlar Ligi ve benzeri organizasyonların yanına eklenebilecek dünya çapında organizasyonlar. Mesela ben şunu öngörüyorum: Dünya kupası gibi organizasyonların daha mini halleri ama daha küresel hallerinin oluşturulabileceği ya da şampiyonlar ligi gibi yapıların daha küresel hale getirilebileceği organizasyonlar ortaya çıkabilir. O da şu şekilde olabilir; Çin’de ön plana çıkmış 3-4 takım, Latin Amerika’da ön plana çıkmış 1-2 takım Amerika ve Avrupa’nın önde gelen bazı takımlarının olacağı bir organizasyon. Yani dünyanın her tarafından izlenebilecek bunların hepsinin bir potaya atılabileceği bir düzenleme.

  Peki, bütün dünyanın takip edeceği bu organizasyonun takvimi nasıl olacak?

 Bunun için takvim nasıl düzenlenir. Bu çok zor. Asıl sıkıntı burada. Ama bu giderek daha fazla dayatılacak gibi. Bu şuna yol açabilir; ilerleyen aşamada küreselleşme ve futbol bağlantısı bu kadar arttıkça özellikle yerel liglerdeki takım sayının azaltılması ve oradaki takvimin açılmasıyla bunun üzerinden daha küresel organizasyonların işin içine girebileceği bir alan açılması. Mini şampiyonlar ligi, mini dünya kupası gibi organizasyonlar yapılabilir. Buradan çok büyük maddi kaynak gelir.

Reklam ve sponsorların sayısı daha çok artacak mı ?

Reklam sponsorları daha çok artacak. Çünkü buradaki asıl üzerinde durmamız gereken nokta reklamlar, televizyon ve sponsorluktan ziyade bahistir. Asıl mesele, hiç konuşulmayan mesele tam da bahistir. Bu kadar büyük organizasyonları daha küresel hale getirdiğinizde daha fazla insanları bahisin içine çekebilecek bir alan açmış oluyorsunuz. Bu yasal bahis FİFA, UEFA gibi bütün futbol örgütleri tarafından kabul ediliyor. Ama işin bir de yasa dışı bir boyutu var. Paranın döndüğü bir alan daha var. O yüzden gidişat böylesi organizasyonları gerçekleştirildiği andan itibaren küresel anlamda çok daha fazla insanın içine çekilebildiği bir yapıyla karşı karşıya kalacağız. Şu vurgu bu yüzden çok önemli, Avrupa’da şampiyonlar ligini takip eden insan sayısını 500 milyon 1 milyara çıkacak.

Bir dönem Araplar da böyle bir hamle yaptılar az da olsa yapmaya da devam ediyorlar. Çin ve Araplar bu noktada benzerlik gösteriyorsa da bu iki ülke arasındaki farklılık ne olabilir hocam?

İki ülke arasındaki en büyük fark şu: hem nüfus hem de Araplarda bir spor geleneği üzerinden baktığınız zaman çok azında bir spor ve futbol geleneği var. Mısır ve İran’ı bunun dışında tutuyoruz. Çünkü bu iki ülkenin geleneğinde spor var. Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi petrol zengini ülkelerin bir spor geleneği ve spor geçmişi olan ülkeler değil. Aynı şey futbol için de geçerli. Burada futbol daha çok zenginlerin hayatlarına katabileceği çeşni olarak sunuluyor. Çin’de durum farklı Çin aynı zamanda spor geçmişi de olan bir ülke. Spora ait bir kültür var. Olimpiyat organizasyonu üzerinden bakarsak Çin’in 1996’dan 2016’ya kadar 20 yıllık olimpiyat geçmişi içerisinde ilk beşteki ülkelerin içinde yer aldığını görüyoruz. Çin futbola biraz geç başlamasına rağmen spor geçmişi olan bir ülke. Bu geleneğin olması şu açıdan futbolda etkili olur. Beraberinde futbolda da bir şeyler yapabilmenin önünü açabilecek bir arka planı getiriyor.

 Çin’de eksi veya artı olarak futbol anlamında ne var?

 Çin ırkı üzerinden baktığımızda futbol çok uzun süre yapılan bir oyun değil. Klasik Çinli kadın erkek modeli değişmeye başlıyor. Kısa boylu çekik gözlü artık bunlar da değişiyor. Ve spor açısından da baktığımızda Çin’in en büyük artısı nüfusu. Bunun yanında nüfustan da fazla Çin’in toplumsal hayatın diğer alanlarında olduğu gibi müthiş bir gözlem ve yapabilme arzusu ve azmi var. Çinliler gittikleri her yerde kayıt alma, her şeyi depolama ve onun üzerine kendileri üretme. Bu sözünü ettiğimiz Arap ülkelerinde böyle bir şeyin olduğunu ben zannetmiyorum. Tabi bir de iklim meselesini de eklememiz lazım. Arap Yarımadasındaki durumla nüfus iklim dengesi ve bu sözünü ettiğimiz mesele üzerine yürüdüğümüzde bu çok kısıtlı bir dönemin önünü açıyor. Mesela 2022 yılında yapılacak Dünya Kupası çok büyük sorun. Nasıl yapılacak büyük bir soru işareti?

 Türkiye’nin bu noktadaki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Olayın show boyutunu ve futbol kalitesini düşünecek olursak Türkiye böylesi bir organizasyonda yer alabilir mi? Bundan çok emin değilim ama işin nüfus, pazarlama boyutunu düşünürseniz orada Türkiye’den bir takım alınabilir. Oynanan oyunun kalitesi üzerinden baktığımız zaman bizim orada yer almamız o kadar kolay değil. Dünyada yer alan Türk nüfusunu düşündüğümüzde ve onun üzerinden harcama yapabilecek bir kitleyi düşünerek hareket edecek bir organizasyon içerisine birkaç tane Türk takımı koymak son derece mantıklı olur. Duygular üzerinden değil akıl üzerinden baktığımdan benim gördüğüm şey budur.

 İlerleyen aşamalarda futbolu nasıl görüyorsunuz?

Dünyada gelişen müthiş bir ekonomik süreç var. Bu sürecin en önemli ayaklarından bir tanesi futbol. Futbolun önümüzdeki süreçte daha çok değişeceğini göreceğiz. Torunlarımız bizim seyrettiğimiz futbolu seyretmeyecek. Çünkü görünen tabloda futbol başka bir yere gidiyor. Futbola müdahaleler, stadyum yapılarının değişmesi vb. Mesela çok tartışılan video hakem uygulanması gibi pek çok yenilik gelecek. Buraya doğru bir gidiş var.  Ama bütün bunlar futbolu o klasik anlamdaki üzerinde durduğumuz sonucun belirsizliği ilkesini ya da insani hata meselesini giderek azaltacak. Futbol giderek daha mekanik bir oyuna doğru dönüşüyor. “Tamamen Medyanın emrine girmiş bir futbol seyredeceğiz” Bu şekilde futbolun insana verdiği keyif de kalmayacak? Yani oralarda problemeler var. Bu giderek daha sıkıntılı bir hal almaya başlıyor. Yani izlediğiniz oyunla gördükleriniz arsında örtüşmeme halleri giderek artacak.  Biz daha çok medyanın emrine giren bir futbol organizasyonu göreceğiz. Maç saatlerinin belirlenmesinden, stadyumlara kadar her şey tam buna uygun hale gelecek. Stadyumlar tıpkı büyük plazalardaki gibi mevsimsiz hale gelecek. Stadyumlar bir arena haline dönüşecek. İşte burada Çin meselesi devreye girecek. Çin’in de davet edildiği küresel organizasyonlar. Ve daha büyük paralar. Çünkü burada daha fazla para dönecek. {jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3513  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici

Kimler Sitede

Şu anda 644 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52891527

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1