Bizde neden Ol(a)maz?
                                 linkedintakip 1 copy
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Ahmet TALİMCİLER Bizde neden Ol(a)maz?

Bizde neden Ol(a)maz?

Leicester12

Ahmet Talimciler- 11 Mayıs 2016 Endüstriyel futbolun kalbi geçen hafta çok büyük bir sürprizle sarsıldı. Sezon başında bahisçilerin ‘küme düşmeye oynar’ dedikleri ve şampiyonluğuna 1’e 5 bin verdikleri Leicester City takımı şampiyon oldu.

 

2010 yılında Taylandlı milyarder iş adamı Vichai Srivaddhanaprabha tarafından sadece 39 milyon sterline(yaklaşık 40 milyon euro) satın alınan yüz otuz iki yıllık tarihinde ilk kez premier lig kupasına uzanan bir kulüpten söz ediyoruz.

 

Leicester City kulübünün ilk 11’inde yer alan oyuncuların toplam maliyeti yaklaşık 22 milyon sterlin( yaklaşık 28 milyon euro) bu rakam, Manchester City kulübünün ilk 11’indeki oyuncuların maliyetinin yaklaşık yüzde 10’una eşit. Takımın golcüsü Vardy 2012 yılında 1 milyon sterline, yılın futbolcusu seçilen Cezayirli Riyad Mahrez ise 2 yıl önce Fransa 2. Liginden 400 bin sterline transfer edilmişlerdi.

 

Futbolun her geçen gün biraz daha fazla para ile anıldığı bir dönemden geçiyoruz. Astronomik transfer ücretleri, naklen yayın ve sponsorluk gelirleri giderek yükseliyor. Buna karşın kulüplerin borç batağına çekilme süreci de hızlanıyor.

 

Futbol artık orta sınıfların çekim alanında bulunan ve bu açıdan biraz daha fazla dikkatleri üzerinde toplayan bir alan/oyun belki de hepsinden önemlisi bir iş. İş vasıfları ve bu doğrultuda bu güzel oyuna biçilen roller değiştikçe, oyunun şekilsel yönleri törpülenmeye ve giderek televizyona/bilgisayar/telefon ekranlarına dönük hale getirilmeye gayret gösterilmektedir. Kısa bir süre içerisinde olmasa bile önümüzdeki dönemde futbolun bu doğrultuda kendi kalesinde çok sayıda gol göreceği açıktır.

 

Peki böylesine büyük paraların döndüğü ve ekonomik anlamda iş potansiyelinin büyüdüğü bir oyunda nasıl oluyor da, sıradan bir kulüp lig şampiyonluğunu yakalayabiliyor? Bu durum bizi futbolu güzel kılan sonucun belirsizliği ilkesinin kısmen de olsa halen geçerli olduğu gerçeği ile karşı karşıya bırakmaktadır. Futbolun içinde her türlü otomotizasyona karşın ilgimizi çeken şeyin öyküler olması ve onlar üzerinden aidiyetlerimizi sürdürmemiz son derece önem arz ediyor.

 

Makine gibi oynayan takımları gıpta ile seyrediyoruz ancak Leicester City gibi kulüpler bütün ezberleri bir anda yerle bir edebiliyor hem de bunu elindeki son derece kısıtlı bir bütçe ve futbolun ‘sıradan’ isimleri ile gerçekleştiriyor. İşte asıl ilgi çekici olan ve tüm gerçek futbolseverlerin antenlerini üzerine çeken nokta da tam da burası. Güçlülerin, muktedirlerin dünyasında paranın her kapıyı açabileceği düşüncesine karşın bir anda sistemin görmezden geldiği bir takım ve onun oyuncuları ‘destan’ yazıyorlar. Aslında bu durum her ne kadar alttakilere umutlu olmaları için bir ışık yaksa da gerçekte kapitalist sistemin ne kadar adaletli olabildiğini göstermesi açısından da kullanılabilir. Sistem herkese fırsat tanıyor yeter ki elinizdekileri doğru kullanın ve hedeflerinize ulaşın. Eğer isterseniz siz de başarabilirsiniz mesajını vermekten çok daha fazlasıdır Leicester City’nin kazandığı şampiyonluk. Endüstriyel futbolun burçlarında önemli bir gedik açmıştır ancak unutmayalım ki bu gediğin açılmasında kulübü satın alan Taylandlı milyarder iş adamının ve onun yönetsel zekasının da büyük etkisi bulunmaktadır.

 

UEFA Avrupa liginde Sevilla kulübünün son on yıl içerisinde dört kez kupayı kazandığını ve bunu düşük bütçelerle gerçekleştirdiğini gördük. Şampiyonlar liginde Avrupa’nın önde gelen takımları kupaları kazanırken Avrupa liginde durum daha farklı bir görünüm arz etmektedir. Burada ülke tarihimizin en büyük başarılarından birisi olan Galatasaray’ın, Arsenal’i geçerek kupayı kazandığını ve ardından süper kupa finalinde Real Madrid’i de geçtiğini tekrar hatırlayalım.

 

Tam on altı yıldan bu yana takımlarımızın uluslar arası alandaki karşılaşmalarında bir türlü bekleneni verememeleri ve her yıl biraz daha borç batağına saplanmaları bir yerlerde yanlışlıklar yaptığımızı göstermektedir. Ülkemizde futbolun kendisinden çok daha fazla futbolun etrafındaki unsurların tartışılması ile zaman geçirilmektedir. Bu yüzden yüz yılı aşkın futbol serüvenimize rağmen futbola dair ne özgün bir söz söyleyebildik, ne de futbol dünyasına bizden bir şey armağan edebildik.

 

Oynadığımız futbolun ne olduğu konusunda bile bir uzlaşıya sahip değiliz. Her an her şeyi yapabilen bir ülke olmakla övünüyoruz, ‘biz bitti demeden bitmez’ diyoruz, ancak sürekli olarak başkalarının yapıp ettiklerine bakarak ilerleyebiliyoruz. Ülke futbolunun son dönemdeki futbol yöneticilerine baktığınızda aynı yüzlerin, aynı sözlerin ve benzer tartışmaların ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulduğunu görürüsünüz. 90 dakika sonrasında 180 dakika maçın tartışıldığı, hakemlerin taraftarların önüne atıldığı bir futbol medyasına sahibiz. Böylesi bir format sayesinde taraftarların büyük bir çoğunluğu hakemlerin maçlardaki kararlarda yanlı olduğunu ve skoru etkilediğini düşünüyor (2011 yaptığımız bir çalışmada “Hakemlerin vermiş oldukları kararlarıyla maçların kaderini etkilediğin düşünüyor musunuz?” sorusuna taraftarların %88,7’lik bir oranı “evet, çoğu zaman” yanıtını vermişlerdi).

 

Adaletin sahada gerçekleşmediğini düşünen ve kendisinin takımının haklarını savunmak zorunda kaldığı için eyleme geçen taraftarların bulunduğu bir futbol ülkesiyiz. İşin federasyon tarafını ve uygulamalarını da düşündüğümüzde özellikle şike süreci sonrasında gerilimin tırmandığı bir futbol iklimi hepimizi adeta esir aldı. Taraftarların deplasmana götürülmediği, şiddetin kanıksandığı, hakemlerin odalara kilitlendiği ya da saldırıya uğradığı futbol dünyamızda Leicester örneğini hayata geçirebilmek pek de mümkün gözükmemektedir. Daha baştan Anadolu takımlarının ligde kalma üzerinden kendi hedeflerini belirledikleri ve kümede kalmayı başarı gördükleri bir atmosfer söz konusudur. Hakemlerin büyük-küçük takım ayrımı üzerinden vermiş oldukları kararların ne kadar standart dışı olduğunun yüzlerce örneği bulunmaktadır.

Benzer durum federasyonun takımlara yönelik verdiği cezalarda ve hakemlerin büyük takımların maçlarına atanamamasında da geçerlidir. İşin bir de medya boyutu bulunmaktadır ki, burada tam anlamıyla evlere şenlik bir durum yaşanmaktadır. Lig lideri olsanız bile maçlarınızın tartışılmadığı, galibiyetinizin değil büyük olan rakibinizin mağlubiyet gerekçelerinin konuşulduğu kısacası yok sayıldığınız bir futbol medyamız var.

Bu medya için varsa yoksa Fenerbahçe ve Galatasaray vardır, Beşiktaş kulübü arada elde ettiği başarılar sayesinde bu kervana dahil edilir. Büyük olarak lanse edilen Trabzonspor ve Bursaspor ise bu takımların yanına bile yanaşamazlar. Her yılın başında otomatik olarak şampiyon ilan edilen üç takımın taraftarlarına yönelik bir yayın politikası üzerinden yürütülen bir lig ve o ligin tartışmaları bizleri içine çekmektedir. Bütün takımların eşit ama bazılarının daha eşit olarak görüldüğü bir ülkede tıpkı güçlünün her şeyi yapmaya muktedir olabilmesi gibi söz konusu takımlarda başlarına buyruk davranabilmektedirler. Leicester City’nin yaptıkları, bizim ülkemizdeki futbolu seven ve futbolun öykü kısmıyla ilgilenenler açısından ilgi çekicidir. Ancak bu ülkenin futbol ikliminde ve toplumsal yaşamında hakim anlayış açısından olan bitenlere baktığımızda söz konusu bu başarının, bu topraklarda karşılık bulabilmesi pek de mümkün gibi gözükmemektedir!{jcomments on}

   

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  3015  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Ahmet Talimciler Perşembe, 25 Kasım 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

20/06/2025

Kapanış  
  BİST 100

9.203,37

+1,11

 bjk BJKAS

1,79

+0,56

 fb FENER

48,56

+3,06

 gs GSRAY

1,58

0,00

 trabzon TSPOR

1,30

-9,72

   SPOR ENDEKSİ

2.272,36

-2,53

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

Podcast: FutbolEkonomi Sohbetleri

1

Yeni podcast serimizde gündemde öne çıkan konuları ya da sitemizde yayımlanan dikkat çekici yazıları sohbet formatında ele alıyoruz. Karmaşık görünen meseleleri daha sade ve anlaşılır şekilde dinleyiciyle buluşturmayı amaçlıyoruz.
Apple Podcasts

Spotify

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 49673536

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 36 30 5  1 91 31 60 95
2 Fenerbahçe 36 26 6 4 90  39 51

84

3 Samsunspor 36 19 7  10

55

41 14

64

4 Beşiktaş 36  17  11 8 59 36 23 62
5 Başakşehir 36 16 6  14 60 56 4 54
6 Eyüpspor 36 15 8 13 52  47

 5

 53
7

Trabzonspor

36 13 12 11 58 45 13 51
8 Göztepe 36 13 11

12

59 50 9 50
9 Ç.Rizespor 36 15 4 17 52   58 -6 49
10 Kasımpaşa 36 11 14 11 62 63 -1 47
11 Konyaspor 36 13 7 16

45

50  -5 46
12 Alanyaspor 36 12 9 15 43 

50

-7 45
13 Kayserispor  36 11 12

13

45  57  -12 45
14 G.Antep FK 36 12 9 15 45 50 -5 45
15 Antalyaspor 36 12 8 15 37 62 -10 39
16

BodrumFK

36

9

10

17 26 43

-17

44
17 Sivasspor 36 9 8 18 44 58 -14 37
18 Hatayspor 34 6 8 22 42 74 -27 26

19

A.Demirspor 33 3 5 28 34 92 -58 2

 

                 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.