Recep Cengiz- 25 Şubat 2022 Fenerbahçe’nin genç yıldızı Arda Güler’in üstün top tekniğinin yanı sıra sezen, düşünen ve hisseden bilişsel yeteneklere sahip olması futbol severlere olduğu gibi yönetim ve takıma kızgın taraftarlara heyecan getiriyor. Sahaya ve tribünlere pozitif enerji katıyor. Yani, Arda takımla, takıma kızgın taraftar arasında yeni bir heyecan yaratmanın sebep-sonuç ilişkisi durumunda. 

 Futbol Medyasında “Arda Güler 100 yılda bir denk gelebilecek bir yetenek”, “Arda Güler Avrupa’ya gidecek mi?”, “Arda’nın sıra dışı hikayesi”, “Son Dakika: Arda Güler, Fenerbahçe'ye nasıl geldi? İşte keşfedildiği maç...” gibi abartılı ve absürt başlıklar yer alıyor. Konumuz, bu olmasa da “ilgi çekmek için ilginç olmanın futbol medyası için kültürel bir sorun” olduğunu hatırlatmakta fayda var. Üstelik böyle boş övgülerin ‘al beni’li tarafı olsa da Arda Güler’i anlamaya da yaramaz. Fenerbahçe’nin yeni süper yeteneğini konuşuyoruz ama Barış Alıcı, Cebrail Akbulut, Ömer Faruk, Allahyar ve Muhammed gibi eski süper yetenekleri unuttuk!

Bu anlamda, Arda Güler’in yüzündeki masum tebessümü, "bu gereksiz abartıları bir kenara bırakalım, Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun başarısı için daha ciddi konular üzerinde konuşalım" olarak okumak gerekiyor.

Arda’nın takımda oynatılması ‘bir anlayış’ değil, tıpkı Pereira zamanında kısa bir süre oynatılıp sonra unutulduğu gibi bir ‘sonuç’tur.

Fenerbahçe’de, gerçekçi olmayan bu oyun anlayışını eksik ve sakat oyuncuların arkasına gizlenerek gerçekmiş gibi gösteriliyor. Bu görüntü takımın sorunlarını ‘halının altına’ gizleme ve sorumluluğu Arda’nın omuzlarına yükleme riski içerdiğini görmek gerekiyor.

Arda Gürel’i överek kaybetmeyelim!

Çünkü;

Fenerbahçe’de en az Arda Güler kadar yetenekli olan Mesut, İrfan, Petlas, Sosa gibi oyuncuların neden istenilen düzeyde olmadıkları sorusunun cevabı verilemiyor/bulunamıyor.

Fenerbahçe’de genç oyuncu oynatmak bir anlayışsa ‘neden’ Muhammed Gümüşkaya’nın ‘deneyim kazanması’ gibi anlamsız bir gerekçe ile Giresunspor’a kiralık gönderildiğini sorgulamıyor. Bu durumda, Fenerbahçe’den daha iyi deneyim kazanılacak takım mı var? Sorusunun cevabı veril(e)miyor.

Bir maçta kötü oynadığında, kendisini göklere çıkaranların ‘Bu çocukta şımardı!’ diyeceklerini biliyor.

Arda’nın takıma ‘heyecan kattığı’ konuşuluyor. Ancak, transferleri daha büyük heyecan yaratan Mesut Özil’in neden ‘heyecanını kaybettiği’ ve ‘beklentilerin altında kaldığını’ sorgulanmıyor.

Fenerbahçe’de sorun genç ve yetenekli bir futbolcu ‘oynatmak’ değil, hepsi yetenekli ve kendisini ispatlamış yıldız oyuncuları ‘oynat(a)mamak’, sorunudur.

Yıldız adayı sahada yıldızlar nerede?

Önemli olan bu sorunun cevabıdır.

Yoksa, bugün için çözüm gibi görünen Arda’nın yarın takımın bir parçası olarak bu sorunun bir aktörü olma riskini unutmamak, tıpkı Muhammed gibi ‘deneyim kazanması’ için kiralık olarak bir kulübe gönderilmesine şaşırmamak gerekiyor.

Sonuç olarak genç futbolcu oynatmayı bir anlayış, algı ve vizyonu yansıtmalıdır. Bu anlayışın bir mantığın üzerinde temellendirilmesi gerekiyor. Yoksa, futbolda her şey olabilir. Bugün ‘ilaç’ gibi gelen Arda Güler’i yarın ‘ilaç reçetesi’ gibi okunmaz hale getirmiş oluruz.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş