Recep Cengiz- 26 Temmuz 2020 Bir takımın alt kümeye düşmesini veya bir takımın alt kümeden şampiyon olması yönetsel ve teknik olarak iki farklı eksende ele alınabilir.

 Alt kümeye düşen takımın yönetsel anlamda; iyi yönetilemediği, planlama sorunu olduğu, iyi organize olamadığı, gelir-gider dengesinin iyi kurulamadığı, bilinçsiz ve kontrolsüz harcamalarla transferlerin bir yatırım aracı olduğunun unutulduğu, iletişim ve etkileşim sorunlarının çözülemediği saptamalarını sıralaya biliriz…

Futbolcuların alın teri, taraftarların fedakârlığının, yöneticilerin kısır çekişmelerine heba edilmesi olası dahilindedir. Çünkü, yöneticilerin gereksinimleri, futbolun önüne geçtiği zaman sorun kaçınılmaz oluyor.

Teknik anlamda; iyi bir kadro kurulamadığını, doğru teknik direktör seçilemediğini, bilinçli antrenman yapmadıklarını, takım bütünlüğünün sağlanamadığını, takımın doğru sistemle oynatılmadığını, oyuncu tercihlerinin doğru yapılmadığını, taktiksel öngörülerin yanlış yapıldığını, motivasyon araçlarının zayıf kaldığını söyleyebiliriz.

Birincil olarak, doğru yapılması gereken şeyler yanlış, tam yapılması gereken şeyler eksik, bilinçli yapılması gereken şeyler bilinçsiz, hatasız yapılması gereken şeyler hatalı, ciddiye alınması gereken şeyler ciddiyetsiz, sorumluluk taşınması gereken yerlerde sorumsuzluk yaşanmış, takım lige tutunamayıp küme düşmüştür.

Bir takım şampiyon olup üst lige çıkmışsa; takımın yönetsel anlamda iyi yönetildiğini, bilinçli bir planlama yapıldığı, iyi organize olunduğu, gelir-gider dengesini iyi kurulduğu, doğru ve yerinde transfer yapıldığı, takımın iyi motive edildiğini söyleyebiliriz.

Şampiyon olan bir takımdan beklenen lige yönetsel anlamda, kurumsal bir kimlikle yeni bir yönetim anlayışı getirmesi, çağdaş bir yönetici profili çizmesi, gelir-gider dengesi yaratması ve netice de lig kalitesine katkı sunmasıdır. 

Şampiyon olan bir takımdan beklenen lige teknik anlamda, yeni bir oyun anlayışı, genç ve yıldız oyuncularla heyecan ve dinamizm katmasıdır. Zaten bir takım ‘ne yaptı’ veya ‘nasıl’ şampiyon oldu? Sorusunun cevabı bu değil midir?

Bu bağlamda ana tema küme düşme ‘ders alınması’, şampiyon olmak ‘örnek olunması’ açısından anlamlıdır.

Anlaşılan o ki, samimi olarak düşünmemiz ve ifade etmemiz gereken; takımının ‘neden’ küme düştüğünü veya ‘nasıl’ şampiyon olduğunu bilmeyen yöneticilerin kurallarına göre oynadıkları oyunun realitesini unutması, akıl ve mantığın desteklemediği şeylerden dolayı önceden yapılan hatalardan ders almamasıdır. Çünkü, küme düşen takımla şampiyon takımlarda yaşanan olaylar, alınan kararlar ve yönetim anlayışları adeta birbirinin kopyası niteliğindedir.

Örneğin, küme düşen takım borçlu, alt yapı işlemiyor, prim ve maaş düzenli ödenmiyor, futbolculardan alacakları için fedakârlık yapması isteniyor, teknik direktörün görevine son veriliyor, kulüp çalışanları mağdur ediliyor…

Şampiyon olan takım borçlu, alt yapı işlemiyor, prim ve maaşlar düzenli ödenmiyor, futbolculardan alacakları için fedakârlık yapması isteniyor, teknik direktörünün görevine son veriliyor, kulüp çalışanları mağdur ediliyor…

Bu bağlamda, Teknik direktör Mehmet Altıparmak’a bir parantez açmak gerekirse alanında uzman oluşu, oyuna hâkimiyeti ve kişiliği onu futbol severler karşısında inanılır ve güvenilir kılan en önemli özelliğidir. Ancak, son üç sezon çalıştırdığı takımları şampiyon yaptıktan sonra görevine son verilmesi, bu özelliklerin süper ligde takım çalıştırmak için belirleyici olmadığını göstermektedir.

Bir başka akıl ve mantıkla uyuşmayan nokta küme düşen takımla şampiyon olan takımların yönetim anlayışlarının aynı olmasıdır. 

Oysa ki aralarında bir farkın olması gerekmiyor mu?

Küme düşen takımda olan bu olaylar handikaplardan dolayı az da olsa anlayışla karşılana bilir, ama şampiyon olan takımda olanlar hangi mantıkla açılanabilir?

Sonuç olarak, teknik direktörünün takımı küme düştükten veya şampiyon yaptıktan sonra yetersiz olduğunu anlayan, vizyon sahibi (!) yöneticiler ve ‘Pişmiş aşa su katılmayacağını bilmeyen’ menajerler sayesinde futbolda inancı ve isteği felç olmuş insanlar yaratıyoruz. Bu anlamda tartışılması ve araştırılması gereken temel mesele, takımları küme düşmüş veya şampiyon olmuş olsa da sonucunu bilmedikleri kararlar alan bu yöneticilerin futbolun içinde neyi aradıkları, bu kararları almaya ne zaman ihtiyaç duydukları, bu kararın nasıl ve kimi yararına uyguladıklarıdır.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş