Ömer Gürsoy-4 Ağustos 2010

AVRUPA Birliği'nde finansal sistemin yüzde 65'ini oluşturan 91 bankayı "stres testi" stresi sardı. Bu testte yanlışı fazla olan bazı İspanyol bankalarının testileri kırıldı. Futbolda da İspanya Ligi'nin beşincisi Mallorca aşırı borçları sebebiyle Avrupa kupasından ihraç edildi. Böylece UEFA'nın finansal fair-play planına iki yıllık bir süre kalmışken kulüplere gözdağı verdi ve ciddiyet testinden geçti.
Ya bizim test ve testilerimiz...

Dayanaksız sala binmiş giden kulüplerimizin bu gelişmeleri ne kadar takip ettiği bilinmez ama zaman sıkıştırması içerisine girecek olan yöneticilerimizin bu sürede kulüplerini sağlıklı bir yapılanma modeline hazırlamaları kaçınılmaz. Maç yazarı olmayan birisi olarak bu konuda görüşlerimi zaman zaman sizlerle paylaşıyorum. Bu çerçevede, Adnan Polat ve yönetiminin G.Saray'ın geleceğini kurtarmaya dönük bu çabalarını ele alacağım. Polat, bir yandan başarısız saha neticeleri sonucunda medyanın eleştiri bombardımanını savuşturmaya çalışırken, bir yandan da kurumsallaşma ve mali disiplin uğruna örnek işler yapmaya çalışıyor. Mesela Sportif A.Ş. ile Futbol A.Ş.'nin birleştirmekle kulübü mali yükten kurtardı. Arena Stadı'nın işini halletti, F.Bahçe ile aralarında maç günü gelirinden kaynaklanan haksız rekabetin önüne geçti. Riva gibi gayrimenkullerini değerlendirdi, bu ülkede 12 Eylül Anayasası bile zaman içerisinde bir çok değişikliğe uğrarken statükonun baskısına boyun eğmeden kulübün 30 yıldır değiştiril(e)meyen tüzüğünü değiştirdi. Kurumsallaşmanın önemli bir ayağı olan kulübü ve şirketleri profesyoneller eliyle yönetme iradesi gösterdi. Bazı kulüplerin yöneticilerine borçları 50 milyon doların üstünde iken o Galatasaray Kulübünü başkan adaylarının temlik baskısından kurtardı. Kulübün 4 yıl önce 100 milyon lira olan konsolide bütçesini bu yıl 360 milyon liraya yükseltti.
Elbette sportif başarı da önemlidir ama La Liga'yı 5. bitirip Avrupa kupalarından veto edilmek de var. Ben de kulüpleri sahada başarılı görmek isterim ama esas olan yapısal problemlerin giderilmesidir.
Üstelik popülizmin cazibesi ve kolaycılığına düşmeden reformist olmayı tercih etmek hiç de kolay değildir bu ülkede. Son 10 yıldır sürekli "Galatasaray ha bugün ha yarın testiyi kırdı, kıracak" diye beklerken bugün UEFA'nın stres testinden başarıyla geçebilecek noktaya geldi. Ya diğer kulüplerimizin stres testi ne olacak? Bu da başka bir yazıya...

Bu yazı 04 Ağustos 2010 tarihinde habertürk'te yayınlanmıştır.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş