Dr. Lale Orta - 7 Ağustos 2013 1959 yılında Ankara’da dünyaya geldi…1973 yılında orta okula devam ederken Şekerspor Kulübü’nün futbol okuluna yazıldı… Futbol okulunda başarılı olunca Şekerspor  Kulübünün genç takımına terfi etti…

1975 yılında Şekerspor’un A takımına yükseldi… Şekerspor’da oynarken 13 kez genç, 2 kez de Ümit milli oldu…

1978-1979 Futbol Sezonu Türkiye İkinci Ligi Beyaz Grubu’nun takımlarından Şekerspor’un başarısında büyük rol oynadı ve rakip filelere ilk yarıda tam sekiz gol attı.  2 Ocak 1979 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde,  günümüzün Spor Duayenlerinden Şansal Büyüka ve Cem Şengül tarafından hazırlanan “İlk Yarının Ardından” panoramasında,  ilk yarıda oynadığı başarılı ve istikrarlı futbolundan dolayı, Selçuk Yula’ya hayatında önemli bir dönüm noktasını oluşturacak “İlk Yarının Kahramanı” unvanı verildi. O zaman yeni yeni yıldızı parlayan Selçuk Yula’nın adı “K. Selçuk” yani Küçük Selçuk’tu...

1979 yılında Fenerbahçe’ye transfer oldu…

1979-1980 sezonunda kapasitesinin çok altında randıman verdi…

1980-1981 sezonunda Fenerbahçe’den satılması planlanırken, takımın başına getirilen Rausch, Selçuk Yula’yı çok beğendi ve “sakın satılmasın” dedi…

1980 yılında milli takıma seçildi. Milli formayla 3’ü kaptan olmak üzere 24 maçta forma giydi ve bu maçlarda 4 gol attı…

1981 yılında Yapı Kredi tarafından, futbolu sportmence oynayan 11 Altın Adam yarışması’nın “İlk Altın Adamı” seçildi…

1981-1982 futbol sezonunda attığı 16 golle “Gol Kralı” oldu…

1982-1983  Futbol sezonunda 19 golle tekrar “Gol Kralı” olurken, takımı Fenerbahçe şampiyon oldu…

1982 yılında bir kez daha Altın Adam unvanını kazandı…

1983 yılında Milliyet Gazetesinin yılın sporcusu adayları arasında gösterildi…

1985 yılında Milliyet + SİAR tarafından, Türkiye genelinde “Örnekleme Yöntemi” ve “Yüz Yüze Anket” yoluyla yapılan araştırmada, en takdir edilen sinema ve sahne sanatçılarıyla, spor adamları arasında ilk 10 kişi arasına seçildi…

1986 yılında Almanya Bundesliga takımlarından Blau Weiss Berlin takımına transfer oldu ve bir sezon oynadı…

1987 yılında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta toplam 5 yıl çalışan ve 7 kupa kazandıran Stankoviç, çalıştırdığı yüzlerce futbolcu içinden en klas dört isimden biri olarak Selçuk Yula’yı gösterdi…

1987-1991 yılları arasında Sarıyer’de futbol oynamaya devam etti.

1991 yılında Galatasaray’a transfer oldu, yalnızca bir sezon oynadı ve aktif futbolculuğunu sonlandırdı…

1998 yılında jübilesini, Fenerbahçe ile Erzurumspor arasında yapılan özel bir maçta Fenerbahçe forması altında yaptı. Boş tribünlere oynamanın burukluğunu yaşayan Selçuk Yula’nın jübilesi, klasına yakışmayacak ölçüde sönük geçti…

Selçuk Yula’nın hayata veda jübilesi ise,  hak ettiği şekilde oldu…

Selçuk Yula’nın, 4 Ağustos 2013 tarihinde Fotomaç’ta yazdığı “Otokontrol” başlıklı son yazısının son paragrafı, Fenerbahçe taraftarları içindi: “Son söz de taraftara. Avusturya'da mükemmeldiniz. Hepinize helal olsun. 90 dakika durmadan yaptığınız tezahürat bir yana cezalık bir şey yapmamanız bir yana. İki gün sonra 55 bin kişiye kapalı gişe oynanacak bu oyunda sizlerin rolü gene çok büyük. Aman otokontrolü elden kaçırmayın. Hem kendinize hem yanınızdakilere mukayyet olun. Önümüzde daha oynanacak o kadar çok maç var ki! Sahada kazanılanlar dışarıda saçma sapan şekilde kaybedilmesin.”

6 Ağustos 2013 tarihinde Selçuk Yula’yı kaybettik… Yazdığı son yazısında, Fenerbahçe taraftarına tavsiyede bulunurken, sanki o gün orada olamayacağını biliyormuş gibi onlara önceden tavsiyelerini yazmıştı…

Bu tavsiyeleri, Fenerbahçe taraftarları hiç unutmamalıdırlar…

Selçuk Yula beyefendi ve centilmen kişiliğiyle futbol taraftarına sahalardaki huzur ve barışın anahtarını sunarken, öyle görülüyor ki kendi sağlığının otokontrolünü ihmal etmiş ve tüm sporseverleri yasa boğmuştur…

Ailesinin, tüm sporseverlerin ve Fenerbahçe Camiası’nın başı sağ olsun… Ruhu şad olsun…{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş