Şanslar Müsavi Favori Yok!
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Lale ORTA Şanslar Müsavi Favori Yok!

Şanslar Müsavi Favori Yok!

mail

Dr. Lale Orta - 5 Aralık 2011  “Şanslar Müsavi Favori Yok” başlığı, sporumuzun usta isimlerinden Sayın Necmi Tanyolaç’ın, 10 Haziran 1959 tarihinde Milliyet Gazetesi’ndeki yazısının başlığı. Bu başlık, Fenerbahçe ile Galatasaray’ın Türkiye Profesyonel Liginde oynadıkları ilk maçlarıyla ilgili yazılmıştı. Yazıda takımların eşit şanslarla maça çıktıklarını, iki takımın karşı tarafa üstünlük tanımadığını ve birbirlerine karşı favori takım olamayacaklarını belirtmişlerdi.

“Türkiye Profesyonel Ligi”, “Milli Lig” adı altında 1959 yılında başlatılmıştır. 1937-1950 yıllarında organize edilen “Milli Küme” maçlarının, profesyonellik dönemindeki uygulaması olan Milli Lig, İstanbul Birinci Profesyonel Liginin ilk 8, Ankara ve İzmir profesyonel liglerinin de ilk 4 sırasında yer alan takımlarıyla oluşturulmuştur. 21 Şubat 1959 tarihinde, Kırmızı ve Beyaz olmak üzere iki grupta maçlara başlanmıştır. Deplasmanlı iki devre oynanan maçlar sonunda, grup birincileri statü gereği iki final maçı oynayarak ilk şampiyonu belirlemiştir.

 

Günümüzde “Spor Toto Süper Lig” adıyla devam eden ligde, ilk Fenerbahçe-Galatasaray derbisini kim kazanmıştı… Nasıl geçmişti… Kim yönetmişti... Neler yazılmıştı… Neler söylenmişti… Türkiye Profesyonel Liginin başladığı 1959 yılına kadar Fenerbahçe ve Galatasaray’ın birbirlerine üstünlükleri var mıydı?

 

Merak ettim, o tarihten önce birbirleriyle oynadıkları maçların sonuçlarını inceledim: İlk maçını 1909 yılında oynayan iki takım, 50 yıl içinde birbirleriyle özel ve resmi statüde olmak üzere 159 maç yapmıştı. Oynadıkları maçları, onar yıllık dönemler halinde inceleyerek birbirlerine karşı üstünlüklerini karşılaştırmak istedim:

 

1909-1920 Dönemi: Maç sonuçlarına göre, iki takımın birbirlerine karşı sayısal anlamda eşitliğinin olduğu yıllardır. Bu dönemde, birbirleriyle yaptıkları  23 maçın 11’ini Fenerbahçe, 10’unu Galatasaray kazanmış, 2 maç berabere sonuçlanmıştır. Bu dönemi ikiye ayırırsak, 1909-1915 yıllarında Galatasaray’ın, 1916-1920 yıllarında ise, Fenerbahçe’nin bariz üstünlüğü görülmektedir. 

 

1921-1930 Dönemi: Maç sonuçlarına göre, yine iki takımın birbirlerine karşı sayısal anlamda eşitliğinin olduğu yıllardır. Bu dönemde birbirleriyle yaptıkları 25 maçın; 10’unu Galatasaray, 9’unu Fenerbahçe kazanmış, 6 maç berabere sonuçlanmıştır. Bu dönemi ikiye ayırırsak, 1921-1925 yıllarında Fenerbahçe’nin, 1926-1930 yıllarında ise, Galatasaray’ın bariz üstünlüğünü vardır. 

 

1931-1940 Dönemi: Fenerbahçe’nin daha güçlü olduğu bir dönem. Bu yıllar arasında, iki takım birbirleriyle yaptıkları 37 maçın 18’ini Fenerbahçe, 10’unu Galatasaray kazanmış ve 9 maç berabere sonuçlanmıştır.

 

1941-1950 dönemi: Fenerbahçe’nin yine üstünlüğünün olduğu bir dönem. İki ezeli rakip bu yıllar arasında birbirleriyle 47 maç yapmışlardır. Bunlardan 19’unu Fenerbahçe, 14’ünü Galatasaray kazanmış ve 14 maç berabere sonuçlanmıştır.

 

1951-1959 Dönemi (10.06.1959 tarihine kadar): Galatasaray’ın bariz üstünlüğünün olduğu bir dönem. Bu yıllar arasında iki takım birbirleriyle 27 maç yapmışlardır. Bunlardan 12’sini Galatasaray, 4’ünü Fenerbahçe kazanmış ve 11 maç berabere sonuçlanmıştır.

 

1909’dan 1959’a kadar geçen 50 yıllık Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinde, 159 maçın 61’ini Fenerbahçe, 56’sını Galatasaray kazanmış ve 42 maç berabere sonuçlanmıştır. “Şanslar Müsavi Favori Yok” başlığının atılması, iki takımın birbirleriyle o güne kadar oynadıkları maç sonuçlarının açık bir göstergesiydi.

 

1959 yılında, grup birincileri Fenerbahçe ile Galatasaray’ın oynadıkları final maçının ilkini Galatasaray 1-0, ikincisini Fenerbahçe 4-0 kazanmıştır. Oynanan iki maç sonucunda, Fenerbahçe averajla Türkiye Ligi’nin ilk şampiyonu olmuştur. Maçı, Yugoslavya Futbol Federasyonu’ndan hakem Markoviç yönetmiş, Cezmi Başar ve Faruk Talu’da o zaman ki adıyla “yan hakemlik” yapmıştır.

 

10 Haziran 1959 tarihinde oynanan Türkiye Ligindeki ilk maçla ilgili Milliyet Gazetesi: “Milli Ligin ilk final maçında G.Saray 1 – F.Bahçe 0” ve “Maç sert ve asabi bir hava içinde geçti” başlığını atmıştır.

 

Yine sporumuzun duayen isimlerinden olan Sayın Kahraman Bapçum, o günkü maç yazısında: “Bin dokuz yüz elli dokuz senesi Haziran’ının onuncu günü saat yirmi. Matbaada oturmuş, bir saat evvel biten bir fırtınanın hikâyesini anlatmaya hazırlanıyorum. Ben o fırtınayı bizzat yaşamışım, biteli bir saat olmuş ve siz benim bitaraf olmamı bekliyorsunuz. Mümkün mü?” diye sormuş ve “Futbol meraklılarının senelerce unutamayacağı, nesilden nesile anlatılacak bir muhteşem gol” diye yazmıştır.

 

Türkiye’de spor gazeteciliğinin gelişmesine büyük katkı sağlayan ve Spor Yazarları Derneği kurucularından olan, 1986 yılında aramızdan ayrılan ve adı verilen stadın açılış maçını yönetmekten onur duyduğum rahmetli Namık Sevik: “Her şey Fenerbahçe lehinde, Fakat… Netice kadar sarı lacivertliler için namağlup unvanlarını da korumak büyük değer taşıyor”  diyerek, maç öncesi yazısında beraberliğin de Fenerbahçe için önemli olduğunu belirtmişti. Maçtan sonra ise; “Yüzbinleri ağlatan gol” başlığı ile “Metin’in bu şaheser golü, muhakkak ki son senelerde eşine ender rastlanan gollerden bir tanesiydi” diyerek golden övgüyle bahsetmiştir.

 

Sarı lacivertlilere namağlup unvanını kaybettiren golle ilgili olarak: “Ağları yırtan gol”, “Bazuka mı geçti” diye yazılmıştır. Metin Oktay’ın 37. dakikada Galatasaray’ı galibiyete taşıyan golün, Fenerbahçe kalesinin yan filelerini yırttığı tespit edilmiştir. Usta spor adamı Halit Kıvanç: “Galiba Fenerbahçe’lileri 4 golle cevap verecek kadar kamçılayan da, bu delik ağlar oldu.” diyerek ikinci maç için görüşlerini yazmıştır. Bu maçın rövanşında Fenerbahçe’nin attığı 4 gol için “Mithatpaşa’da füze rampaları…” başlığı atılmıştır.

 

Türk futbolunun unutulmaz yıldızlarından olan ve elim bir kaza sonrasında kaybettiğimiz  “Taçsız Kral” lakaplı Metin Oktay, yüzbinleri ağlatan ve yüzbinleri sevindiren golünü maçtan sonra şöyle anlatmıştır: “Evet, önümde seken topa çok dar bir zaviye içerisinde vurmak mecburiyetindeydim. Bu bir an meselesiydi. Ekseri goller bu andan faydalanılarak atılır. Bu söylediğim kısa zaman içerisinde kafamı kaldırdım ve kale içinde bir noktaya bütün kuvvetimle vurdum. Özcan zaviyeyi kapatmıştı. Buna rağmen ayağımdan fırlayan top, Fenerbahçe kalesine hızla yöneldi… İtimad edin topun baktığım noktadan dışarıya çıktığını sonradan öğrendim. Arkadaşlarımın kucağındaydım. Tribünlerden “Galatasaray Cim Bom Bom” sesleri geliyordu. Halbuki bundan evvel hakemde dâhil olmak üzere golü hiç kimse fark etmemişti.” Bu gol, Türk futbol tarihine “ağları yırtan gol” olarak kaydedildi.

 

Maçın soyunma odaları ile ilgili haberlerini yazan Hayri Dündar’ın yazısı ise oldukça iddialıydı. Galatasaray’ın dünya çapında bir şampiyonu mağlup ettiğini yazmıştı. Yazı şu şekildeydi: “Galatasaray’ın soyunma odasında bir bayram sevinci var. Sarı kırmızılılar kuvvet bakımından kendilerine denk bir takımı değil, çok daha üstün, çok daha kuvvetli, dünya çapında bir şampiyonu mağlup etmişlerdir. Ama sevinmekte haklıydılar. Zira bu galibiyetle onlar, Avrupa’nın şampiyon takımlarıyla boy ölçüşmek yolunda ilk mâniayı aşmışlardı. Namağlup unvanını kaybeden Fenerbahçe soyunma odasında ise, büyük bir üzüntü ve bozulmuş asapların yarattığı elektrikli hava hâkimdi. Herkes sinirli, herkes şikâyetçiydi…”

 

Fenerbahçe Genel Kaptanı Fikret Kırcan, Galatasaray’ın çok sert oynadığından şikayetçi olurken, Fenerbahçe antrenörü Macar Ignace Molnar ise: “1-Hakem, 2-Biz kabahatliyiz” diyerek yenilginin birinci nedenini hakeme bağlamıştır.

 

Galatasaray Genel Kaptanı Eşfak Aykaç’ın maçla ilgili görüşleri ise şöyleydi: “İdareciliğim zamanına rastlayan ilk Galatasaray- Fenerbahçe maçından galip çıkmamız ve bilhassa rakiplerimizin namağlup unvanını yıkmamız dolayısıyla büyük memnuniyet duyuyorum. Maçın bir final karşılaşması olması sebebiyle sahada vuku bulan hadiseler ve futbolcuların hırçınlıkları normal karşılanabilir. Gerek Fenerbahçe ve gerekse biz güzel değilse bile, çok heyecanlı İstanbul seyircisine herhalde zevkli bir maç seyrettirebildik. Bugün için takıma verdiğim taktik muvaffak oldu. Şimdi sıra ikinci maçı düşünmeğe kaldı.”

 

Fenerbahçe Kulübü ikinci Başkanı İsmet Uluğ ve Fikret Arıcan; Metin’in attığı gol için, “Metin gibi topa vuran adam görmediklerini” söyleyerek, rakip futbolcudan övgü ile söz etmişlerdir.

 

Hakem Markoviç’in maçtan sonra yaptığı açıklaması ise ilginçti: : “Her iki takım da çok sert oynadı ve çok gol pozisyonuna girdi. Galatasaray tesadüfî bir golle galibiyeti temin etti” demiştir. Oysa; günümüzde böyle bir açıklamanın  hakemler tarafından yapılabilmesi yönetmelikler ve talimatlar çerçevesinde asla   mümkün değildir. Fenerbahçe kulübü maçtan sonra Federasyona bir telgraf çekmiş ve ikinci maçı da bu hakemin yönetmesi durumunda sahaya çıkmak istemediklerini belirtmişlerdir.  İkinci maçı İtalyan hakem Liverani yönetmiştir.  

 

7 Aralık 2011 Çarşamba günü Galatasaray’la Fenerbahçe 107.ci lig maçlarını oynayacaklar. İlk lig maçından bu güne kadar geçen 52 yıl, iki takım arasındaki ezeli rekabeti hiç değiştirememiş. Ne güzel… Artan heyecan, aynı hırs, yüksek tempo, güçlü mücadele, eşsiz seyir keyfi, vazgeçilmez tutku, görsel maç tatmini… 52 yıl sonra eksik olan tek şey rakip takım taraftarları. Keşke onlar da olsaydı…

 

Sayın Necmi Tanyolaç’ın 52 yıl önce yazdığı gibi,  bu maçta da “Şanslar Müsavi Favori Yok!”.{jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  31769  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Prof. Dr. Lale Orta Pazartesi, 14 Kasım 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 4097 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51345229

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1