Ömer Gürsoy- 16 Haziran 2014 Fransa'da Roland Garros fırtınası eserken ben de finalde Nadal'a kaybeden Djokoviç'in Belgrad'ındaydım.

Finalin son bölümlerini 2 milyona bile yaklaşmayan nüfusuna karşın onlarca tenis akademilerinden birisi olan Gemax'ta (aynı zamanda bir inşaat şirketi olan Gemax'ın merkezi binasının içerisinde oluşturulmuş bu tesis) Belgrad Büyükelçimiz Mehmet Kemal Bozay’la birlikte izledik.Rahmetli İsmail Cem ile çalışma tarzına tanık olduğum, yaşa bağlı olmayan gençliğinden ve dikkati ve zekasından bir şey kaybetmemiş bir dostla maç izlemenin keyfi bir başka oldu.

Belgrad'da sadece Gemax değil birçok tenis akademisine de uğrama fırsatım oldu. 6-7 kortlu butik tenis tesislerinin yanında Tuna nehrinin yanına kurulmuş 11 kortlu Novak Tenis Akademisi'nin havası biraz daha farklı.

Türkiye'de ki tenis kulüplerinde oynamak için üyelik mecburiyeti varken burada parasını ödeyen herkes tenis kortlarını kiralayabiliyor, tesislerden yararlanabiliyor. Novak'ın akademisinde rahatlıkla elimizi kolumuzu sallayarak yemeğimizi yiyebildik. Ülkemizdeki tenis kulüplerinin birçoğunu gören birisi olarak şunu söyleyeyim; Sırbistan'da ki tenis kulüpleri bizimkilerinin eline su bile dökemez. Demek ki sorun tesislerde değil diyerek bu konuyu başka bir yazıya taşıyalım.

Ülkeye döner dönmez ardı ardına Türkiye’nin en büyük rüzgâr santralını babamın doğduğu Mucur’a yapan Adnan Polat ile Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'nin telefonuyla Kırşehir'de açılışı yapılacak tenis kortlarının davetini aldım.Beni davet etmelerinin nedeni ise geçtiğimiz yıl bu köşemde yazdıklarımdı.

O zaman demiştim ki:

Tenisin siyahlıklarına küçücük kırmızı fırçalardan birisi memleketim Kırşehir'den geldi. Türkiye’nin en genç ve başarılı Belediye Başkanlarından Yaşar Bahçeci, iline yatırım yapan Galatasaray’ın önceki Başkanı ve işadamı Adnan Polat’tan Kırşehir’e bir spor kompleksi yapmasını ister. Polat, Valilik ve Belediye ile yakın bir işbirliği kurar. Belediye arsası üzerine şimdi, ikisi kapalı, ikisi açık olmak üzere toplam 4 kort (ulusal ve uluslararası turnuva düzenlemek için gereken sayı), soyunma odaları, kafeteryadan oluşan bir kompleks yapılmaya başlandı. Herkesin futbol tesisi yaptığı bir ülkede kendisi de tenisi çok seven ve tenis oynayan Bahçeci’nin Türkiye'nin önemli bir işadamını tenis yatırımına yönlendirmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tesislerin açılış töreni için büyük bir etkinlik yapmayı planlıyor. İki elim kanda olsa da ben de orada olacağım.”

İşte o gün geldi çattı.Ertaş'ın deyimiyle “kesik çayır”larda koştuğumuz, “soğuk sular” içtiğimiz Kırşehir'de  tenis oynamaya gittik. Kırşehir'in yetiştirdiği önemli bürokratlardan ve bu ile büyük hizmetleri olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın önceki Müsteşarı Ercan Tıraş'ın isminin verildiği tesise hayran olduğumu söylemeliyim..çevre düzenlemesi,kortların kalitesi, oldukça güzel dizayn edilmiş kafeteryası, soyunma odalarıyla mükemmel olmuş..Bana Belgrad'ın yeşiller içerisindeki butik tenis komplekslerini hatırlattı.

Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci geçtiğimiz yıl verdiği sözü tutarak gerçekten çok başarılı bir açılış töreni gerçekleştirdi.Bir ile çok az nasip olur, hem Belediye Başkanı hem de o ilin Valisi(Özdemir Çakacak) tenis oynasın.. Tenis Federasyonu Başkanı Osman Tural'la birlikte Kırşehir'e gelen milli tenisçilerimiz Anıl Yüksel,Sefa Sofuoğlu,Durukan Durmuş'la yapılan gösteri maçında oldukça göz doldurdular..

 Üst düzey bir şekilde karşılanan ve ağırlanan Adnan Polat ile dönüş yolunda;  Kırşehir'de ki bu vizyonu gördükten sonra belki de Ertaş'ın kesik çayırları, soğuk suları ile Türk tenisinin baht-ı kaderini değiştirebileceğini konuştuk.

Biter de Kırşehir de tenis kortları biter.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş