Ömer Gürsoy- 30 Aralık 2013 Ankara’nın tenis tarihinin ne kadar eskilere dayandığını biliyor musunuz?

Türkiye’nin tenis tarihini anlamak için Ankara Tenis Kulübü’nün (ATK) tarihi bir anahtardır.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte merkezi idarenin Ankara’ya kayması yabancı diplomatları da Ankara’ya taşımış ve başkent tenis ile tanışmış. Ankara’daki ilk organizasyon, 1930-1939 yılları arasında federasyon başkanlığı da yapmış olan Prof. Dr. Süreyya Genca tarafından 1929 yılında kurulan Kavaklıdere Sporting Tenis Kulübü.

1937 yılında bugünkü 19 Mayıs Stadyumu’nun yanındaki arazide yapılan toprak kortlar bugünkü ATK’nın çekirdeğini oluşturmuş. 1947 yılında dönemin önemli siyasi şahsiyetlerinden Şükrü Saraçoğlu başkanlığındaki kurucu yönetim kurulu ile dernek statüsüne geçmiş ve “otonom” bir yapıya kavuşmuş. Zaman içinde giderek büyüyüp gelişen kulüp aynı mekânda 21 dönümlük bir arazi üzerinde, çeşitli kategorilerde 8 açık ve 10 kapalı olmak üzere toplam 18 kort ile tenis sporuna hizmet vermeye devam ediyor.

ATK’nın Türk tenis tarihinde seçkin bir yeri var. Kurulduğu günden itibaren tenisin merkezini Ankara’ya çekmiş, pek çok şampiyon tenisçi yetiştirmiş, yıllar boyu Türkiye’nin en büyüğü olma özelliğini hep elinde tutmuş.  

Ama son 20 yılda ATK bu kimliğinden iyice uzaklamış sporcu yetiştirme konusunda iddialı bir kulüp olmaktan uzaklaşmış ve sadece üyelerinin önceliğini kendi önceliği yapan bir anlayışa bürünmüş durumda(ydı). Halbuki devlet yıllar önce ATK'ya sporcu yetiştirmek üzere arazi tahsisi bile yapmıştı.

ATK şimdilerde tekrar eski günlerine dönmeye çalışıyor. ATK Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Fikirmen, Kulüp Kaptanı Ahmet Baran Önal, Zeynep Göle Benli ve diğer yönetim kurulu üyeleri bu değişimin öncülüğüne soyunmuş durumdalar. Bu süreçte antrenör, sporcu ve ailelerde yeni bir anlayış, yeni bir çalışma programı ve yeni bir heyecan yaratıldı.

Tabii burada en önemli konu ATK’nın kuruluş felsefesi ve ATK kimliğinin ön plana çıkmasıdır. Yıllarca Türk tenisine önemli sporcular kazandırmış ATK’nın sadece Ankara tenisine değil Türk tenisine de kazandıracağı çok şey olduğunu düşünüyorum.5 milyona ulaşan Ankaralılar için sadece Ulus’ta değil Ankara'nın en az 4 yerinde belediyelerle işbirliği yaparak butik tenis kortları oluşturmalı. Örneğin yerel seçimler bunun için bir fırsata dönüştürülmeli. Yani ATK artık dışa açılmalı ve ülkenin tenisçi yetiştirme misyonuna uygun bir kimlik oluşturmalı.Eminim ATK'yı ayakta tutan üyelerde bu yeni misyonu benimseyeceklerdir.

Arsenal Emirates Stadı’nın girişinde ki dev panoda bu cümle yer alır. Belki de Başkan Fikirmen ATK’nın kapısına o cümleyi yazdırmalı:

“Temel ne kadar derinse kale de o kadar yüksek olur”

ATK'ya yakışan da yükseklerde olmaktır.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş