Arman Özdemir- 5 Ağustos 2022 Daha önce yine bu sayfada değindiğim ırkçılık konusunu, bu kez de İngiliz Premier Ligi takım kaptanlarının geçtiğimiz günlerde aldığı bir karar özelinde tekrar gündeme getiriyorum.

Oyunlar teoremi rasyonel olan her toplumsal ünitenin alternatif stratejileri bulunmalı, diğer üniteler kendi stratejilerini değiştirmediği zaman kendi stratejisini değiştirmede fayda büyüklüğünün sağlayamaması (Nash dengesi) ve son olarak alternatif stratejiler arasında kendi faydasına olanı seçeceği yani rasyonel olduğu kabulüne dayanır. Hayatın matematik olduğu gerçeğinden hareket edersek kişinin alternatif stratejiler arasında seçim şansının olmadığı yani deri rengini, doğum yerini seçim şansının bulunmadığı ırkçılık açık olarak irrasyoneldir. Sınıflı toplumlara özgü olan ve insanlık tarihiyle karşılaştırıldığında daha çocuk olan ulus devletlerin belirli ölçülerde yine insanlık tarihiyle karşılaştırıldığında çocuk olan milliyetçiliği doğurmaları modellenebilir ama ırkçılık kesinlikle modellenebilir değildir bu nedenle hayata dahil değildir.

Haziran 2020’de 20 kulüp kaptanı, her maç öncesi İngiliz Premier Ligi takımı futbolcularının birlikte diz çökerek ırkçılığa karşı ortak bir duruş sergileme kararı almışlardı. Bunlara daha sonra kulüp çalışanları da eklenmişti. İşin ilginç yanı ise, diz çökme yönlü bir harekete katılmayanların başında Fildişi Sahili asıllı Wilfred Zaha’nın gelmesidir.

Aslında benzer birçok protestoya spor dünyası şahit olsa da NBA takımlarından The Boston Celtics ile Miami Heat oyuncularının, koçlarının ve hakemlerin polis şiddetini protesto etmek amaçlı ve hatta Black Lives Matter hareketine destek amaçlı diz çökmeleri (ulusal marş esnasında) yakın tarihli spor protestoları arasında yer almaktadır.

Kanımca önemli olan İngiliz Premier Liginin 10 Şubat 2021’de benimsediği “Premier League’s No Room For Racism Eylem Planı”na dayanak teşkil eden 6 taahhüttür.

Bunların ilki belirteceğim gruplara yönetimde yer verilmesine ilişkin taahhüttür. Mevcut haliyle Premier Lig iş gücünün %37’si kadınken %12’si Afro-Amerikalı, Asyalı yahut diğer azınlık gruplardan oluşmaktadır. Orta vadeli plan olarak (31/07/2026’ya kadar) kadın temsil oranının %42’ye, Afro-Amerikalı, Asyalı yahut diğer azınlık grupların temsilinin ise %18’e çıkarılması planlanmaktadır.

Dikkat çeken husus ise uzun dönemli planda kadınların yönetimsel düzeyde %40, Afro-Amerikalı, Asyalı yahut diğer azınlık grupların oranının %20’ye çıkarılması, genel iş gücü olarak ise kadınlarda %50’lik düzeyin yakalanması ve “diğer” gruplarda ise %30 oranına ulaşılmasıdır. Uzan vadeli plan 31/07/2031’e kadar olan dönemi kapsamaktadır.

Planı gerçekleştirme araçları olarak birçok girişim ve programın desteklenmesi kararlaştırılmıştır.

Futbol alanında çalışmak isteyenlerin önündeki tüm engellerin kaldırılması, futbol paydaşlarıyla işbirliği içerisinde çalışacak iş bulma merkezlerinin oluşturulması, futbolun paydaşlarıyla söz konusu gruplara ilişkin olarak iş ve kariyer bilgilendirmesi yapacak bir havuz oluşturulması ile staj olanaklarının genişletilmesi gibi eylemlere girişilmesi ilk yoldur.

İkinci olarak benimsenen yol ise takım çalıştıracak kişilere yönelik iş çeşitliliği ve lisanslı teknik direktörlük programlarının oluşturulmasıdır. Bunun yanısıra UEFA A ve üstü (Pro) lisans sahibi olan Afro-Amerikalı, Asyalı yahut diğer azınlık gruplardan olanların bilgilerinin kulüplerle paylaşılacaktır. A takım çalıştırmamış azınlık gruplara özel önem atfedilecektir. Demografik yapının belirlenmesi için bu alanda çalışacak işgücünün tamamlanması da araç olarak belirlenmiştir.

Üçüncü olarak ise oyuncuların deneyimlerinin anlaşılması için aileleri de gözlemlenecektir.

Kulüp bütçesinden yararlanan taraftar gruplarının liderliklerinin bahsettiğimiz gruplar paylaştırılması için de yönlendirilmesi ve bu konuda talimat/tavsiye verilmesi dördüncü yol olarak benimsenmiştir.

Devam eden programla uyumlu biçimde taraftarların ırkçılığa karşı durması ve ırkçı faaliyetleri bildirmesinin sağlanması, Premier Lig içerisinde yer alan akademilerde ilk ve orta sınıf düzeyi öğrencilere ırkçılığa karşı eğitimin devam etmesi ve bu konuda taraftar eğitim programlarının desteklenmesi ile oyuncular, aileler ve yöneticilerin ayrımcılığa maruz kalması halinde şikayet alanı olarak online programların süreklilik kazanması ve gerektiğinde hukuki destek sunulması gibi eylemler ırkçılığa karşı eylemler olarak beşinci yol olarak benimsenmiştir.

Cins ve ırklar arası eşitliği benimseyen girişim ve programların desteklenmesi kararı alınmıştır

Yukarıda ki altı yolu İngilizler ırkçılıkla mücadelede taahhüt ve eylem planı olarak benimsemişlerdir.

Başlığa dönersek yeni sezon için takım kaptanları bir araya gelerek sadece önemli maçlar açısından bu eylemin yapılacağını ve ırkçılığa karşı mücadeleye sürekli olarak devam edeceklerini belirtmişlerdir. Diz çökme eylemlerinin yapılacağı müsabakaların arasında FA Cup ve Carabao Cup finalleri gibi önemli maçlar yer alacaktır.

Bizde böyle bir program mı? Tabii ki yok... Şark cephesinde değişen birşey yok çünkü.      

Sonuç olarak ise her an patlamaya hazır bir problem olduğundan TFF nezdinde daha da genişletilmiş haliyle bir programa ihtiyaç vardır. Onlarca ilimizin profesyonel liglerde takımı olmadığı ve olduğu zamanda akademik yazımlara konu olmuş düzeyde sıkıntılar yaşandığı göz önüne alındığında benzer bir program derhal hazırlanmalıdır.

Doğduğunda pembe, büyürken beyaz, güneşte kırmızı, üşüyünce mor, korkunca sarı ölünce gri olan beyazın her zaman siyah olanlara renkli demesi gibi bir saçmalıktır ırkçılık.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş