Deniz Gökçe-  2Aralık 2013 Dün F.Bahçe ile Beşiktaş arasındaki maç tamamen ayrı şekilde oynanan iki devreden oluştu. İlk yarıda maçın kazananı Beşiktaş antrenörü Bilic’ti.

Beşiktaş ilk devrede futbolda yapılabilecek bütün doğruları yaptı. Müthiş bir presle F.Bahçe’nin orta sahasını oyundan düşürdü, öyle ki top kontrol takımı olan F.Bahçe, kontratak takımı olan Beşiktaş’a karşı sadece %40 top hakimiyeti sağlayabilmişti. 
Beşiktaş ilk devrede Almeida’nın süper performansı ile ayakta kaldı ve maçı da ilk devrede 3-2 önde bitirdi. Beşiktaş’ın oyun kurucusu Fernandes, çok top kaybetmesi ve etkili olmamasına rağmen Beşiktaş’ın diğer hücum oyuncuları müthiş katkı yaptılar ve orta sahayı yakın yakaladıkları F.Bahçe savunmasını perişan ettiler. Ancak tabii ki bir sorun çıkacağı ortadaydı. Beşiktaş ilk yarıyı oynadığı tempoda ikinci devreyi oynayamazdı. Ve 30. dakikada Veli’yi indirerek hayalarına basan Meireles’in oyundan atılmasına rağmen oyun gidişatının değişeceği belliydi.
İkinci devrede Bilic bir kumar oynadı ve 3-2 galibiyetin üstüne yatmaya çalıştı. Bu da F.Bahçe’nin ilk yarının tersine oyuna hakim olmasına olanak sağladı. F.Bahçe ikinci devrenin herhangi bir anında gol atabilirdi. Ama F.Bahçe’nin gollerinin önüne dikilen ve 83. dakikaya kadar ayakta kalmasına neden olan kaleci Tolga’ydı. Bilic, takımı on kişi kalınca ve Veli de sakatlanınca Motta’yı sol beke alıp, Atiba’yı da orta sahaya çekmişti ama artık her iki takım da o kadar yorgundu ki, yapılabilecek çok fazla bir şey yoktu. 83. dakikada emektar Kuyt, yine ortaya çıktı ve skoru eşitledi. Bu da zaten maçın hakkıydı denilebilir.
Beşiktaş’ın genç oyuncusu Necip’e çok iyi oynarken kırmızı kartla çıkmasına üzüldüm. Ama F.Bahçe’de Alves’in rakip oyuncularla sürekli didişmesinden ise sıkıldım. F.Bahçe’nin belkemiği ise Mehmet Topal’dı. Sahanın her yerine o vardı. Kuyt’ın da adını başarılar listesine yazmalıyız.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş