Erdal Batmaz- 24 Ekim 2010

Tek başına milli takımın kötü sonuçları üzerine bir sıkıntımız olsaydı işimiz çok kolaydı. Ama sorunumuz tam olarak bu değil. Sorun yönetim sorunudur ki bunu görmeden sadece sportif alandaki başarısızlığı tartışmak anlamlı olamaz!

Olmadığı gibi dertlerimize çözüm de olamaz! Sorun sadece şimdiki Federasyon yönetimi de değildir. Siyasetin mali konular ve yerel yönetimler yolu ile futbola müdahil olduğu 312 kişilik genel kurulda 2 tane futbolcu(sendika değil)2 tane antrenör,5 tane hakem,10 tane amatör spor delegesi buna karşılık ağırlıklı bir kulüp yapısı olduğu sürece günlük yaşamaktan kurtulamayız! Geleceğin Türk futbolunu ve altyapısını oluşturamayız! Üstelik şimdi rekabet ortamı olmadan seçilen, daha doğrusu atanmış, maalesef yönetemeyen, yönetmeye çalıştığında da kendisine dayatılanı icraat sanan bir Federasyon Yönetimi var. Ne mali ne idari ne de sportif anlamda bir başarısı yok bu federasyonun. Kimse sponsorluk gelirlerindeki artışı öne sürmesin! Bunun bir önceki döneme göre artışı da bu artışın nasıl oluştuğu da ortadadır! Yayın gelirlerindeki artış ise herhalde Sn. Aziz Yıldırım ve sektör dışı Telekom rekabeti olmadan açıklanamaz!

Ama gelin görün ki tek bir hakemi şampiyonlar ligi yönetti diye olay olan, son üç yılda ve 2010 -2011 sezonunda süper liginde oynayan 356 futbolcunun 152 tanesi yabancı olan bir ligimiz var! Yani son üç yılda yabancı oranı %34 den % 43 düzeyine çıkmış bir futbol endüstrimiz var! İstatistiklere göre bu ligin bu sezon atılan gollerinin %58 ini bu yabancılar atmış! Yani üretemeyen, ithal eden aynen Türkiye ekonomisi gibi parasındaki aşırı ve temeli olmayan değerlemeden dolayı nasıl ihracat yapamıyor ve ithalata açık hale gelmişse, futbolu da aynen kamu destekli ve aşırı değerlenmiş, ihracat yapamayan, başarılı olamayan bir durumda! 

Öte yandan federasyon genel kurul delegesinin, Federasyon yönetimini denetlesin ve bize rapor versin diye seçtiği “Denetleme Kurulu” meğer Federasyon Başkanı ile anlaşıp bir yolsuzluk soruşturmasını delegeden gizleyip ibra raporu yazabilmiş! Bu durumu delegasyondan gizlemiş! Konuşan var mı bu konuda?

En ufak bir hakem hatasında ortalığı ayağa kaldıran büyük kulüp yetkililerinden ya da kulüpler birliğinden “bizi nasıl aldatırsınız! “ diyen var mı?

İşten atılan genel sekreteri ve genel sekreter vekili olan bir başka federasyon var mı? Hem de atayanlar tarafından! Gerekçe de yolsuzluk! Buna rağmen bu kişiler hakkında dava açmayan takip yapmayan bir yönetim var mı? Federasyon resmi kayıtlarından yapılması gereken para havalelerini kulüp hesapları yerine kulüp başkanlarının özel hesaplarına gönderen ve burada oluşan mali kirliliği açığa çıkan bir başka yönetim var mı?

Teknik direktörü ile gizlilik sözleşmesi ile anlaşma yapıp bunu kamudan gizleyen bir başka federasyon var mı dünyada? Ya da bir başka federasyonun sözleşmeli teknik adamıyla sözleşmesi devam ederken anlaşma yapıp kendi teknik adamlarına ve kulüplerine etik dersi veren! Bu anlayıştır, geçmişte de yönetirken İsviçre’yi eleyemeyince dövüp 6 maç ceza alan!

Yenilgilerin bence hiç önemi yok! Ne olur ki 2012 ye gitmezsek? Türkiye daha kötü, daha yaşanılmaz, insanımız daha mutsuz mu olur?

Ama ilkeleri hiçe sayıp, spor ahlakını, mali kirliliği en üst seviyeden yapıp kendi çocuklarını ve ülke kaynağını milli düzeyde amaçsız ve hırsı olmayan bir yere taşımak şüphesiz ki Türkiye için daha kötü olur!

Ve itibar denen şey bir kez gitti mi ne kadar çok paranız olursa olsun yerine kolayca da konmaz! Kaybettiğimiz şey Türk futbolu ve Milli Takım için budur!{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş