Sebahattin Devecioğlu- 1 Aralık 2010

Sosyal ve toplumsal yaşamın bir parçası olan insanlar ve kurumlar, sınırsız ihtiyaçların giderilmesine yönelik olarak, sınırlı kaynakların karşısında kıyasıya mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar.

 İnsanlar yaşam standartlarını yükseltmek için inanılması güç bir mücadele içerisinde, yaşamın inişli çıkışlı zamanlarında tanımlanması oldukça güç bir rekabet içerisindedirler. Bu yaşam döngüsü içerisinde, kurumlar kaynakların belirlenmesi ve ihtiyaçların karşılanmasına özgü, örgütsel modeller olarak bir araç görevi üstlenirken, içinde bulundukları her türlü şartlardan, mevcut imkânlar dâhilinde, insanlara ve topluma olumlu ve olumsuz katkıda bulunmaya yönelik olarak organize olmaktadırlar. Bu çabalar bazen başarılı olmak da, bazen de başarısız olarak da tanımlanmaktadır.

Başarı sözlük anlamı olarak bir işin üstesinden gelmek veya bir kimsenin üstüne düşen görevi etkili bir biçimde tamamlamasıdır. Üretilen mal/hizmetin miktarına verim, bunların belirli bir zaman dilimi içindeki miktarına da başarı denilmektedir. Başarı kavramının izafi olduğu her daim telaffuz edildiğini bilmekle birlikte, başarının kişi, kurum, zaman, ortam, dönem gibi, içsel ve dışsal birçok faktöre göre değişe bileceği ifade edilerek, nitelik ve nicelik açısından başarı kriterleri her geçen gün yeniden belirlenmektedir. Günümüz şartlarında kişi ve kurumlar tarafından hedef odaklı alınan her olumlu sonuç, başarı olarak nitelendirilmesine rağmen, başarılı olmanın tek başına yetmediği kazanılan başarıların devam etmesi veya sürdürülebilir olması gerektiği ifade edilmektedir…

Doğan’a göre; “Başarı artık sürdürülebilirlik ile kullanılan bir kavram ile bütünleşerek karşımıza sürdürülebilir başarı olarak çıkmaktadır. Sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk alma mükemmelliğin temel kavramları arasında yer aldı. Kavram tanımlanırken mükemmel kuruluşların kültürlerinin özünü; Etik anlayış, açıkça tanımlanmış değerler ve kurumsal davranışa ilişkin yüksek standartlar oluşturur denilmektedir” Druckere göre sürdürülebilir başarının temelinde denge vardır. Porter ise bir kurumun hedefi yapılan yatırıma makul ve sürdürülebilir gelir elde etmektir. “Stratejik düşüncede sürdürülebilirlik teması önemlidir” demektedir.(subconturkey,2010) Hermann Simon nun "Gizli Şampiyonlar, Dünyanın Bilinmeyen 500 En İyi Şirketinden Dersler” kitabında, başarılı işletmelerin başarılarındaki en büyük gücün, “sağduyu”, “vizyon” ve “esnekliğe” bağlı olduğunu açıklamaktadır. Sürdürülebilir başarı, günümüz kurumlarının stratejik hedeflerinde yer almaya başlamıştır. Ürün ve hizmet üreten birçok işletme başarılı olma hedeflerini önceden belirlemekle birlikte, başarılı olmak için yeni fikir ve modeller üzerinde sürekli düşünmekte ve çaba göstermektedirler.

Hayatımızın her safhasındaki kurum ve kuruluşlardaki en iyi olma arzusu, toplumsal yaşamın eğitim, sağlık, ekonomi, güvenlik gibi alanlarında görülmekle birlikte, başarılı olmak kavramı veya duygusu sporun temel prensipleri içerisinde yer almaktadır. Bireysel ve takım sporlarında, spor yönetimi ve organizasyonlarında, spor üretimi ve hizmetlerinde yer alan; sporcular, antrenörler, eğitimciler, teknik adamlar, hakemler, gazeteciler, taraftarlar, televizyoncular gibi daha birçok kişinin yanı sıra spor ile ilgili organizasyonlar, kurum ve kuruluşlar; okullar, federasyonlar, kulüpler, her daim, ister istemez başarı odaklı bir mücadelenin içerisinde yer almaktadırlar. Sporda önemli olan katılımın sağlanması olmasına rağmen, başarısız olmak hiçbir zaman olumlu karşılanmamaktadır. Günümüzde bu durum futbol yönetim ve organizasyonlarında daha belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Futbol ortamları, başarılı olmak veya başarısız olmakla ilgili birçok örneklerle doludur. Başarısızların artık yerinin olmadığı futbol dünyasında gelinen bu günkü noktada, bir defaya mahsus, başarılı olmak da yeterli sayılmamaktadır. Futbolda başarı bireysel olduğu kadar, kurumsal olarak da, yönetim, ekonomi, finans, şampiyonluk gibi kavramlarla birlikte değerlendirilmektedir.

Öyleyse, büyük bir rekabet ortamının olduğu günümüz futbolunda, oldukça zor şartlarda elde edilen başarıların kalıcı olabilmesi için; gerek futboldaki insan kaynaklarının, gerekse futbol ile ilgili kurum ve organizasyonların mevcut durumlarını korumakla birlikte, uzun vadeli planlar ve stratejiler geliştirmenin yanı sıra, yeni hedefler belirleyerek bu hedefler doğrultusunda sağlam adımlarla ilerleyerek kalıcı olmaları gerekmektedir. Çünkü günümüz şartlarında sürekli bir değişim ve gelişmensin içerisinde olan futbolda önemli olan başarılı olmak değil, kazanılan başarıların sürdürülebilir olmasıdır.{jcomments on}

Tweet

Tweetle                      Paylaş                        Paylaş