Futbolda Risklerin Yönetimi ve SEZGİN Yaklaşımı
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Yönetim Tuğrul AKŞAR Futbolda Risklerin Yönetimi ve SEZGİN Yaklaşımı

Futbolda Risklerin Yönetimi ve SEZGİN Yaklaşımı

Tuğrul AKŞAR
12.Temmuz.2007

 

KAYNAK: Cüneyt SEZGİN; KULÜPLERİMİZDE RİSK YÖNETİMİ, DENETİM VE KURUMSAL YÖNETİM, Temmuz.2007

 

 

GİRİŞ

 

Günümüz futbolundaki yaşanan endüstriyel dönüşümler, kulüplerin kurumsal yeniden yapılanmalarını zorunlu hale getiriyor.  Bugünün endüstriyel futbolu kulüpleri, birer sportif organizasyondan, ekonomik organizasyona dönüştürmüş durumda.

 Bu değişim yüzmilyon dolarlık bütçeleri beraberinde getiriyor. Hal böyle olunca ekonomik olarak belirli bir büyüklüğe ulaşan futbol kulüplerinin varlıklarının korunması, etkin ve verimli yönetimi kurumsal yönetişimin önemini artırıyor. Kurumsal yönetişim ise kurumsallaşma ve şeffaflaşmadan geçiyor. Kurumsallaşamayan bir kulübün şeffaflaşmasını beklemek ya da şeffaflaşamayan bir kulüpten kurumsallaşmayı beklemek ne yazık ki mümkün görünmüyor.

 

Tüm bu nedenlerden dolayı kulüplerin kurumsallaşma ve kendi kurumsal yönetişimlerini oluşturma çabaları, onları daha önceden hiç karşılaşmadıkları bir kavrama, Risk Yönetimi’ne götürüyor. Risklerin farkına vararak, buna uygun bir yapılanma ile denetim ve kurumsal yönetimin mevcut örgütsel yapılara egemen kılınması, bugün kulüplerimizin ve futbol otoritesinin önünde tarihsel bir görev olarak duruyor.

 
 

Futbolun aktifleri ve riskin yönetimi

 

Sahip olduğu aktiflerini iyi yönetemeyen, onları sistematik olan ve olmayan bazı risk kaynaklarından koruyamayan, futbolun belirsizliğinin neden olabileceği olumsuz sonuçlara karşı önceden gerekli önlemleri alamayan bir futbol yapılanmasının endüstriyel futbolda eşitleriyle çok da rekabet edebilme şansı bulunmuyor.

 

Günümüz futbol kulüplerinin sahip oldukları takım değerleri yüzmilyondolarlara ulaşıyor. Sadece bonservis bedelleri üzerinden bile olaya yaklaşacak olsak,  bugün Süper Lig’in toplam piyasa değeri 503 milyon Euro’ya ulaşmış durumda.[1] Süper lig sahip olduğu bu piyasa değeri ile şu anda Avrupa’nın en değerli altıncı ligi konumunda...[2]

 

Yine kulüpleri oyuncularının dışında sahip oldukları Stat ve  storlar gibi önemli aktifler, kulüplerin faaliyetlerinin devamları ile sportif ve mali başarıya ulaşmaları bakımından etkin bir risk yönetimini gerektiriyor. Bugün modern statlarda koltuk başına birim maliyet yaklaşık 1000 ile 3000 Euro arasında değişiyor. Çok kaba bir hesapla 50.000 kişilik bir stadın genel maliyeti 50 milyon ile 150 milyon Euro arasında değişebiliyor. (İngiliz milli takımının maçlarını oynayacağı 90.000 kişilik yeni Wembley Stadı’nın maliyeti 1.5 milyar dolara yaklaşmıştır.  Koltuk başına maliyeti 17.000 dolara yaklaşan statdın çok etkin yönetimi, korunması, bakımı ve yaşar halde tutulabilmesi bile başlı başına bir risk ve aktif yönetimini gerektirmektedir.

 


Risk yönetimine SEZGİN yaklaşımı

 

Kulüplerin aktif varlıkları içinde bugüne kadar çok da dikkate alınmayan bir aktif kalemini  finans uzmanı Cüneyt SEZGİN bu makalesiyle  bizlere anımsatıyor ve analiz kapsamına alıyor. Bu aktif kalemini kulüplerin taraftarı oluşturuyor...gerçekten de bizim tüketici taraftar, kulüpler açısından da müşteri olarak nitelendirdiğimiz bu aktif kalemi, kulüplerin bugün en önemli varlıklarından birisini oluşturuyor. Bu tespiti nedeniyle  Cüneyt SEZGİN’e ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Çünkü bugün kulüplerin gelir kalemleri içinde yer tutan iki önemli gelir kaleminin ana objesini taraftar tüketici ya da diğer deyimle müşteri-taraftar oluşturuyor.  Maç günü gelirleri ve logolu ürün satım gelirlerinde, geliri yaratan tek aktör olarak karşımıza müşteri taraftar çıkıyor. [3]

 

Bu bağlamda Cüneyt SEZGİN’in kaleme aldığı bu makalesi Türk futbolunun kurumsal yönetimi ve yeniden yapılanması bakımından bir kilometre taşı niteliğinde. Risk yönetimi gibi bir yönetim aracını futbola entegre eden ve yeniden yapısal örgütlenme sürecine vizyon getiren SEZGİN bu makalesiyle gün yüzü görmemiş önemli konuları da bu şekilde gün ışığına çıkarmış oluyor. Gün ışığı kulüplerimizin bu konuda ne kadar zaafları olduğunu ortaya çıkartıyor.

 

SEZGİN futbol yapılanmasında risk yönetimi ve denetimine getirdiği yeni açılımla, aslında bizleri önemli bir tartışmanın da içine çekiyor. Bugüne kadar varlıklarının ve aktiflerinin farkına varamayan kulüp yönetimleri, ümit ederiz ki bundan sonra konulara daha farklı yaklaşır. Risk yönetimi gibi yaşamsal öneme sahip ancak bir o kadar da kompleks bir konuyu, çok yalın ve basit bir şekilde bir yönetim aracı olarak  Türk futbolunun emrine sunuyor. Bir yönetim aracı olarak konuyu futbolun özeline indirgeyerek, tekrar oradan bazı somut aksiyon planlarına yönelik önerilerde bulunması ise Türk Futbol yönetimi için gerçekten büyük bir nimet, tabii ki anlayana ve algılayana...

 

Cüneyt SEZGİN’in de ortaya koyduğu gibi, kulüplerimiz bugün endüstriyelleşmenin gereklerini yerine getirebilecek, gereksinimlerini karşılamaya ne yazık ki hazır değiller...Endüstriyel dönüşüm dinamiklerini yakalayamayan ve algılayamayan yönetimlerin/yöneticilerin hala kulüplerimizin başında bulunuyor olmaları, Türk futbolu ve o kulüpler için büyük bir talihsizlik...Klasik yönetim anlayışının konvansiyonel düşünce yapısından kurtulamayan bu yönetimlerin/yöneticilerin, bu anlayışla kurumsallaşmaya gitmeleri de çok mümkün görünmüyor. Risk yönetimi her şeyden önce risklerin farkına varmakla başlar. İçinde bulunduğu hiç bir riskin farkında olmayan “ben yaptım oldu” ya da “bir şey olmaz” gibi şark kültürüne özgü bilimsellikten uzak bir anlayışla kulüpleri sevk ve idare eden bu yönetsel yapılar, SEZGİN’in de ifade ettiği gibi kendi özdenetim- kontrol refkelslerini gereği gibi çalıştıramıyorlar. Kulüplerin iyi olduğu dönemlerde bir rehavete girerek geleceği planlamamaları ve elindeki kaynakları geleceği güvence altına alma yerine günü yaşamaya yönelik kullanmalarını SEZGİN “Ağustos Böceği Sendromu” olarak nitelendiriyor.

 

Şüphesiz ki bu tür yönetsel yaklaşımlarda, mevcut futbol yapılanmasının somut koşullarının da etkisi bulunuyor. Dernek statüsündeki örgütlenme bu tür sorunların daha da palazlanmasına olanak sağlıyor. Özellikle dernek olgusunun temel eksenini oluşturan “ibra müessesesinin” doğru çalışmaması, çoğu sorunun oluşumuna çanak tutuyor.  Bu da sağlıklı ve güvenli yönetimin önüne geçiyor. Bu nedenle sadece kulüplerin değil, aynı zamanda futbol otoritesinin de kendisini acilen yeniden yapılandırması gerekiyor. Mevcut statükocu yapı, Türk futbol gelişiminin önündeki en büyük engel olarak karşımızda duruyor. [4]

 

Futbolun kendi içsel dinamiklerinden kaynaklanan paradokslar zaten futbolun kendi iç dengesini kurmayı engelliyor. [5]  Bu yapısal çelişkiye, bir de yönetim zaafiyeti eklendiğinde futbol yönetimi içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu sorun ve sıkıntıların farkına varabilmenin yolu, kulübün karşıya kaldığı ve/veya kalacağı sorunsalların etkin ve bilimsel yönetiminden geçiyor. Bu nedenle SEZGİN, futbolda etkin risk faktörlerinin öncelikle belirlenerek, buna uygun aksiyomların alınmasını öneriyor.  Yani öncelikle riskin doğru tanımlanarak, buna göre yönetilmesini ve buna bağlı hedeflerin belirlenmesini öneriyor.  Bu nedenle kulüplerin çok doğal olarak öncelikle riske maruz kalacak, varlık ve aktiflerini iyi tanıması gerekiyor. Futbol kulüplerinin karşı karşıya kalacağı olası riskleri belirlemek ve bu riskleri bertaraf edebilecek  eylem planlarını ortaya koymak, yönetimlerin temel ve en önemli görevlerinden birisini oluşturuyor.

 

SEZGİN, daha baştan riskin tanımını yaparak ve risk kaynaklarını belirleyerek işe başlıyor ve çok da doğru yapıyor. Aslında bu çalışma kulüplerimiz için büyük bir fırsat olarak görülmeli ve değerlendirilmeli...  

 

Çoğu futbol kulübünün en önemli aktiflerinden birisi olan taraftar müşterisinin farkına varmamış olmasını SEZGİN, en büyük faaliyet riski olarak değerlendiriyor. Gerçekten çok önemli ve doğru bir saptama bu. SEZGİN, “kulüplerimizin uzun vadeli varlıklarını sürdürmek açısından artık taraftarlarını da bir varlık (asset) olarak görmeleri gerekir” diyor. Bu makale umarız ki, kulüplerin kendi varlıklarını tanımaları açısından da bir vizyon getirir kulüplerimize...

 

SONUÇ

 

Kulüplerimizin ciddi iç denetim zafiyetlerine de dikkat çeken SEZGİN, etkin ve fonksiyonel bir iç denetimin kurumsallaşmaya çalışan yapılar için bir zorunluluk olduğuna dikkat çekiyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesi temelinde Denetleme  ve Divan Kurulları’nın fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getiremiyor olmaları, kulüp içinde merkeziyetçi demokratik yapılanmanın, demokrasi kısmını sekteye uğratıyor. Kurumsallaşma kurum içinde kuvvetler ayrılığına bağlı bir yönetim anlayışının, transparanlığın ve hesap verilebilirliğin örgüte egemen kılınmasını ifade eder. Bu kapsamda olaya bakıldığında, kulüplerimizde bu kurumların doğru çalışmadığını gözlemliyoruz. Bu kurumlar ve kurulların doğru çalışmaması, kulüp yönetimlerinin stratejik hatalar yapmasına neden oluyor. Öncelikle bu olumsuzlukların giderilmesi gerekiyor ama daha önemlisi SEZGİN’in de belirttiği gibi ülkemizde futbolda rekabet yanlış bir düzlem içinde gidiyor. Haksız rekabet temelinde şekillenen ve  üç büyüklerin ekseninde konumlandırılmış bir lig ne yazık ki Türk futbolunun gelişiminin önündeki en büyük engel. Bu yapısal sorun giderilmediği sürece tüm sorunlar da tali kalmış olacak gibi görünüyor.


 

    [2] Liglerin ve kulüplerin bonservis bedelleri üzerinden toplam piyasa değerlerini görmek açısından    http://www.transfermarkt.de/de/international/2006/int/uebersicht/menue_international/startseite.html adresine bakılabilir.

[3]  Kulüplerin genel olarak gelir kalemlerinin bileşimi için bkz. Tuğrul AKŞAR, Endüstriyel Futbol, Literatür yay., İst. 2005, sh. 165.

[4] Türk futbol kulüplerinin ve otoritesinin yeniden yapılanması konusunda mevcut durum ve alternatif model arayışları için  “Futbolun Avrupalılaştırılması” başlığı altında www.fesam.org  da yayımlanan makalelere bakılabilir. 

[5] Futbolda saptadığımız paradokslar ve bu paradokslara ilişkin genel görüşlerimiz hakkında daha geniş bilgi için bkz. Tuğrul AKŞAR- Kutlu MERİH, Futbol Ekonomisi, Literatür yay., İst. 2006, sh.239-243.

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  25575  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Kimler Sitede

Şu anda 1430 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52770166

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1