Futbolumuzda Tüm Sorunların Çözümü Toplumsal Fair Play’den Geçiyor
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Tuğrul AKŞAR Futbolumuzda Tüm Sorunların Çözümü Toplumsal Fair Play’den Geçiyor

Futbolumuzda Tüm Sorunların Çözümü Toplumsal Fair Play’den Geçiyor

 

IMG 2223

 

Tuğrul AKŞAR- 13 Mayıs 2025 Futbolumuz yıllardır önemli sorunlarla boğuşuyor.

 

 

 

Sorunları Sadece Saptamak Yetmez, Onlara Çözüm de Getirmek Gerekiyor

 

 

Ekonomik, finansal, yönetsel, hukuksal, örgütsel ve sportif sıkıntılar Türk futbolunun ayağındaki en büyük prangalar…

 

 

Kulüplerimiz kıt kaynaklarını rasyonel kullanamadığı için uluslararası rekabette geride kalıyoruz. Avrupa’da dişe dokunur bir başarıya ulaşamıyoruz.

 

 

Süper Lig’de haksız ve dengesiz rekabet gelir dağılımını iyice bozmuş durumda. Bu da rekabetin yapısını ve futbol kalitemizi olumsuz etkiliyor.

 

 

Çok önemli yetenek havuzumuz var, bundan yararlanamıyoruz. Var olan yeteneklerimizin yetkinliklerini geliştiremiyoruz. Hep dışarıdan gelecek futbolculardan medet umar durumdayız. Bu nedenle sürekli net dış alım yapan, cari açık veren bir ülkeyiz.

 

 

Var olan potansiyelimizi kullanamıyoruz. Ulaştığımız sonuçlar beklenenin çok altında, kimseyi memnun etmiyor. Türk futbolu sahip olduğu yeteneklerinin yetkinliklerini geliştiremediği gibi, yetenekli genç oyuncularımızı da dışarıya göndermek durumunda kalıyoruz.

 

 

Kulüplerimiz borç batağında, sürdürülebilir bir mali yapıdan fersah fersah uzaktayız. Kulüpler borçlarından dolayı siyasetin dümen suyuna girmiş durumdalar. Ekonomik, politik ve finansal dış şoklara karşı korunaksız bir kulüp yapılanmamız mevcut. Kulüp yönetimlerine hesap soramıyor, “kol kırılır, yen içinde kalır” anlayışıyla kulüp kongreleri yapıyoruz.

 

 

Futbol yapılanmamız fena halde siyasetin etkisi ve güdümü içinde. Türk futbolunu yeni yapılanmaya götürecek, rekabetçi dengesini yükseltip Avrupa ve dünya futbolundan hak ettiği başarıya ulaşmasını sağlayacak bir futbol örgütlenmemiz bulunmuyor.

 

 

İşin kötüsü, bunlardan kurtulmaya yönelik ne kulüplerden ne de futbol otoritesinden gelen bir hamle de yok.

 

 

Türk futbolu yönetsel yönden Avrupa futbolunun gelişiminin gerisinde kaldı. Hızlı parasallaşmayı yönetebilecek yetkinlikte bir yönetsel yapıya sahip değiliz. Mevcut statüko Türk futbolunu bugüne kadar önemli bir başarıya taşıyamadı. Futbolumuza yön veren futbol otoritesi, futbolumuzun rekabetçi yeteneğini geliştirebilecek ve onu daha yükseğe taşımaktan uzak bir nitelikte. Günü kurtaran kararlarla hareket ediyor ve Türk futbolunun gelecek on yıllarını planlayacak ve yapısal dönüşümü gerçekleştirebilecek bir misyon ve vizyona sahip değil…

 

 

Kısacası, bugünkü futbol örgütlenmesi içinde bizim kalıcı ve sürdürülebilir bir başarıya ulaşma şansımız bulunmuyor.

 

 

Peki ne yapacağız?

 

 

Sorunlarımıza miyopik yaklaşmayan, stratejik düşünen, nitelikli, yetenekli, öngörülü, kurumlara ve kurallara saygılı, hukuk kurallarını tüm takımlara eşit uygulayan, dengesiz rekabete izin vermeyen, dengede rekabeti yücelten ve her şeyden önce kulüp çıkarından daha çok ülke futbolu çıkarını öncelikleyen, dünya ve Avrupa futbolundaki gelişmeleri okuyabilen, liyakatli ve yetenekli kadrolardan oluşan yeni bir futbol yapılanmasına gereksinimimiz var.  

 

 

İşte tam da bu bağlamda, yakınlarda yeni bir kitap yayınlandı. Sevgili arkadaşım, üretken bilim insanı, futbolun içinden gelmiş, yıllardır hem saha içinde hem de saha dışında bu konulara kafa yoran, onlarca makale yazan değerli akademisyen Recep Cengiz “Fair Play Nedir? Ne Değildir? İsimli bir kitap yayınladı. Kitap başlı başına Türk futbolunun yukarıda bahsettiğim sorunlarına çare olabilecek önerileri Fair Play ekseninde inceleyip değerlendiriyor. Bu kitaptan anlıyoruz ki, yeşil sahalarda sık sık tekrarladığımız, futbolun temel mottosu olan Fair Play’i, yaşamın tüm alanlarına egemen kıldığımızda sorunların çok önemli bir bölümünü de halletmiş olacağız.

 

 

Fair Play Nedir?

 

 

İngilizce sözlük anlamı ile Fair: Güzel, zarif, hoş, saf, lekesiz, şerefli, dürüst, doğru, adil; Play ise oynamak, hareket etmek, oyun anlamına geliyor. Bu iki sözcük birleştiğinde ise, dünyanın en güzel ve en insani değerlerini içeren bir sözcükle karşılaşıyoruz. İnsan onuru ve erdemini yönlendiren adalet, saygı, dürüstlük, eşitlik, hakkaniyet gibi temel evrensel yaşam değerleri ortaya çıkıyor.

 

 

Sporda ise Fair Play: Bir takımın ya da sporcunun, galibiyetten olmayı veya performansının düşmesi pahasına, insani sorumluluk gereği rakibine yaptığı bir jesttir.

 

 

Türkçe’de yerleşmiş anlamıyla Fair Play, “adil oyun” olarak nitelendirilir. Kavram olarak, dürüst kalmayı, erdemli olmayı ve normale dönmeyi ifade eder.  

 

 

İyi İnsan yaratabilmenin Yolu Sorunlu İnsanı, Sorumlu İnsana Dönüştürebilmekten Geçiyor

 

 

Recep Cengiz kitabında iyi insan nasıl yetiştirilir onu anlatmış her satırında. “Sorumluluk bilincini içselleştirip geliştirip aşama kaydederek, daha da önemlisi eğitim, kültür ve etkili iletişimle gönüllere dokunarak” Fair Play’i yaşamın her alanında kullanmayı öneriyor. Tüm sorunların temelinde insan yattığını saptamış. O halde, öncelikle bu sorunlara neden olan “sorunlu insanı” nasıl “sorumlu insana” dönüştürebiliriz arayışında Recep Cengiz hoca…Yani, sisteme zarar veren sıkıntılı ve sorunlu insanı, daha üretken, sorumlu ve iyi bir insana nasıl dönüştürebilirizin arayışına girmiş bu kitabıyla. Çok da iyi yapmış…Bu sorunların çözümü için Recep Cengiz Fair Play felsefesini içselleştirerek toplumsallaştırılmasını öneriyor kural koyuculara…

 

 

Tıpkı, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1928’de okuduğu “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” isimli kitabı Türkçeye çevirterek, tüm görevlilere dağıttırıp kitapta sözü edilen “iyi insanın” yaratılmasını düşlediği, Cumhuriyetin geleceğini oluşturacak iyi nesiller yetiştirmeyi amaçladığı gibi, Recep Cengiz de “iyi insanın” peşine düşmüş.   O halde “iyi insan” yetiştirecek hamleler atmalıyız. Bunun için de Fair Play’i toplumsallaştırmaya çalışmalıyız. Fair Play’i insanı ve sistemi dönüştürmede bir manivela olarak nasıl kullanabileceğimizi, kaygılarımızı giderecek şekilde realistik duygularımıza seslenerek anlatmış Recep Cengiz.

 

 

Yenilgiyi Kabul Etmek mi, Yoksa Kurnazlığa mı Başvurmak?

 

 

Bir spor karşılaşmasında, “yenilmeyi kabul etmek demek, her şeyi bırakmak, hayata ve spora küsmek, suçlu aramak demek değildir. Yenilgiyi mantık ölçülerinde kabul etmek, sebeplerini araştırmak, hatalarımızla yüzleşmek, doğru anlayışla yeniden mücadeleye başlamanın ön koşuludur” diyor Recep Cengiz. Bu ifade, toplum olarak farkına varmamız gereken bir kültürel olgunluğu da işaret ediyor bize. Çünkü, yenilgi bizim için bir hayat memat meselesine dönüşmüş durumda yaşamımızda. Yenilmeyi bilmiyoruz, hazmetmeye ise hiç istekli değiliz. Hal böyle olunca da, kurnazlığın esaretindeki zeka devreye giriyor ve “ne pahasına olursa olsun, kazanma kültürü” makyavelizmine düşüyoruz. İşte bu da, tüm kötülüklerin, özellikle de organize kötülüklerin anasını oluşturuyor bir bakıma. Bu olumsuzluk, zamanla içselleşip genelleşiyor, tüm iyi insan olma kodlarımızın değişmesine yol açıyor. Bu nedenle “kurnazlık ile zekanın yer değiştirdiği böylesi kötüye kullanımlarda ahlakın zayıflaması da kaçınılmaz” diyor Cengiz ve devam ediyor “Kurnazlığı zeka yerine koyup ödüllendiren  kültürler hiçbir zaman kalıcı başarılara ulaşamazlar.” Ben de ekliyorum: Kurnazlık, iyi insan yaratmanın ve Fair Play’in baş düşmanıdır.

 

 

Hesapsız Kitapsız Her Konuda Dürüst ve Saygılı Olmalıyız

 

 

Yaşamımızın her alanında hesapsız kitapsız, “her konuda dürüstlükle ve saygıyla kurallara uymak” zorundayız diyor Recep Cengiz. Bunu vurgularken de, Fair Play’i, “etik davranışın da ötesinde, kişisel çıkar ve hırsları bastırarak, yaşamda ve sporda üstün insan ruhunu ortaya koyabilmek” olarak tanımlıyor. Ne kadar çok ihtiyacımız var buna…

 

 

Hoşgörüsüz Toplumlar Kalıcı Başarılara Ulaşamazlar

 

 

Son yirmibeş yılda birey ve toplum olarak birbirimize karşı hoşgörüyü ve saygıyı iyice yitirdik. Karşıt fikirlerin kendisini ifade etme özgürlüğü neredeyse yok oldu. Oysa toplumsal ilerleme ve gelişme sürecinde, fikirlerine katılmasak bile, karşımızdaki insanın fikirlerini anlatabilmesine özgür bir ortam oluşturabilmeli ve bu sayede fikirleri yarıştırabilmeliyiz. Bunu yaparken de birbirimize karşı hoşgörüyle yaklaşabilmek ve onu dinleyebilmek en temel insani bir davranış biçimi olarak karşımıza çıkar. Bu anlamda, hoşgörü çok önemli bir toplumsal zorunluluk… “Hoşgörülü olmak, insanlık tarihinin en yüksek ideallerinden birisi olan alçak gönüllü olmaktır” diyor Doğan Kuban hoca…Recep Cengiz bu cümleyi, “hoşgörünün bulunmadığı yerlerde bilinçsiz, körü körüne bir bağlılık vardır. Bu bağlılıkta zaman zaman saldırganlık ta kaçınılmaz” diyerek, tamamlıyor.

 

 

Geride Kalan Toplumlarda Liyakatin Yerini Sadakat Almıştır

 

 

Sporda ve yaşamın her alanında ileri olan toplumlarda ilk göze çarpan şey, her işte sorumluluk ve yetki sahibi olan insanların, o işin gereklerini yerine getirebilecek yetkinliklere, yani liyakata sahip olmalarıdır. Liyakatten uzaklaştıkça toplumsal gerileme ve buna bağlı toplumsal çürüme artmaya başlar. Liyakatin yerini sadakat almaya başladıkça, o toplum gerçekliklerden kopar ve toplumsal gerileme filizlenir. Bu ise hayatın tüm alanlarında ulusal ve uluslararası  rekabette geride kalmak anlamına gelir. Bu bağlamda Recep Cengiz liyakatin “yasal ve ahlaksal “bir zorunluluk olduğunun altını çiziyor. Liyakatin olmadığı merciiler, toplumu yönlendirmeye başlayınca, doğal olarak yaşamsal kalite kaybı da oluşmaya başlar. Bunu en iyi sosyal yaşamımızda ve spor-futbol örgütlenmemizde yaşıyoruz.  

 

 

Liyakatsizlik yaşamın her alanında kriz üreten patolojik bir olaydır aynı zamanda. Kriz sporda, ekonomide, politikada, finansmanda, yönetimde, kısaca soluklandığımız her alanda olabilir. Bu kapsamda Recep Cengiz kendine özgü anlayışla krizi de güzel ve emek sahibi olanlardan yana tanımlamış. “Kriz” diyor Recep Cengiz, “ekonomik yönden güçsüz insanlar için alışılmış düzenin dışında sürdürülen yıpratıcı ve çaresiz bir hayattır.” Ne kadar güzel ve özlü bir tanım olmuş…Yani sözün özü, liyakat yerini sadakate terk edince, kriz ilk önce yoksulu vurur diyor Recep Cengiz hoca.

 

 

“Toplumsal Fair Play, Yaşamın Bütününde Bir Duruş Sergilemektir”

 

 

İyi insanlar, toplumun yararına iyilikler ve güzellikler katarlar. Toplumsal gelişime katma değer sağlarlar. Toplumsal yaşamımızın zenginleşmesine fayda yaratırlar. Bunun için de toplumsal değerleri öncelikleyen insan yaratmak her toplumun en ulvi amaçlarından birisidir. Bunu beceremeyen uluslar yok olup giderler.  

 

 

O zaman yapılacak tek şey var. O da: yaşamımızı toplumsal Fair Play temelleri üzerinde kurmak ve kurgulamak…Ancak böylece, toplumsal ve bireysel sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz. Bu kapsamda Recep Cengiz: Toplumsal Fair Play’i hayata geçirebilmek için toplum yöneticilerinin ve bireylerin; dengeli olmalarını, her halükarda dürüst kalmalarını, hoşgörüsüzlüğü önlemelerini, toplumsal olgunlaşmayı sağlayacak kamusal bilinci kaybetmemelerini, kin, nefret, öfke, saldırganlık ve şiddet gibi insanlığa zararlı acımasız duygulardan arınmış olmak gerektiğinin altını çiziyor.  Bunun için de, “insanın yarar ve yargısına uygun olmadığında öncelikli olarak yapılması gereken: Yönetim, felsefe, sosyoloji, eğitim ve kültürün bileşimi olarak toplumsal Fair Play düşüncesinin insan zihninde güçlü bir irade ile anlam bulmasını sağlamak olmalıdır” diyor Recep Cengiz kitabında.

 

 

Bu hepimizin özlemi olmaktan çok görevi olmalı derim. Bir insan olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, toplumsal Fair Play kültürünün bu topraklarda yeterince yeşermemiş olmasıdır. Bunun en önemli sebebi ise,  bugünkü eko-politik sosyal sistemde, toplumdan sorumlu olan insanların kendileri ile sorunlarının  bulunuyor olmasıdır. Recep Cengiz konuya ilişkin tezi bu bağlamda, “kendisinden sorumlu olan kişilerin, eğer kendileri ile ilgili sorunları varsa” bu kişilerin toplumsal Fair Play kültürünü oluşturmayacaklarını ortaya koymasıdır.

 

 

Sonuçta, ümidimizi yitirmeyelim ve anımsayalım: Ümitsiz durum yoktur, ümitsiz insan vardır.

 

 

İyiye, güzel, adil rekabete, kaliteye, insanca yaşamanın gerektirdiği her türlü ortam ve olanağa ulaşabilmek ve bunu kalıcı kılabilmek için iyi insanlar yetiştirmek zorundayız. Sadece iyi insan olmak yetmiyor, dünya insanları yaratmalıyız. Bunun da ilk adımı futbolu delicesine seven insanların yaşadığı bu toplumda, futbolda ve spordaki Fair Play’i, toplumsal Fair Play’e dönüştürerek atabiliriz. “Bir insan değişir, tüm toplum değişir” motivasyonunu önümüze koyalım. Bunu yaparken de, asla vicdanlarımızdan uzaklaşmayalım. Unutmayalım ki, vicdan en büyük yargıç olacaktır bu süreçte. Yeter ki, biz onu öldürmeyelim.

 

 

Recep Cengiz’e böylesi bir kitap yazdığı için de sonsuz teşekkürler…

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  35  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

12/05/2025

Kapanış  
  BİST 100

9.747,07

+3,80

 bjk BJKAS

1,99

+1,53

 fb FENER

52,70

+3,74

 gs GSRAY

2,03

-0,98

 trabzon TSPOR

0,90

+1,12

   SPOR ENDEKSİ

2.862,56

+1,38

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 48129873

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 32 26 5  1 82 31 51 83
2 Fenerbahçe 32 23 6 3 80  32 48

75

3 Samsunspor 33 17 6  10

50

38 12

57

4 Beşiktaş 32  15  10 7 49 32 17 55
5 Başakşehir 32 15 6  11 54  45 9 51
6 Eyüpspor 33 14 8 11 49  41

 8

 50
7

Göztepe

32 12 10 10 53 40 13 46
8 Trabzonspor 32 12 10

10

53 40 13 46
9 Kasımpaşa 31 10 12 9 53   55 -2 42
10 Göztepe 30 10 10 10 47 38 9 40
11 Konyaspor 31 11 7 13

38

43  -5 40
12 Antalyaspor 30 11 7 12 34 

53

-19 40
13 Kayserispor 30 9 10

11

38  49  -11 37
14 Ç.Rizespor 30 11 4 15 36 49 -13 37
15 Bodrum FK 31 9 7 15 23 35 -12 34
16

Alanyaspor

29

8

7 14 39 47 -8 31
17 Sivasspor 31 8 7 16 41 53 -12 31
18 Hatayspor 30 7 19 32 57 -25 19

19

A.Demirspor 30 2 4 24 26 74 -48 -2

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.