Futbolun Zengin ve Yoksulları Arasındaki Fark Açılıyor!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Kriz Tuğrul AKŞAR Futbolun Zengin ve Yoksulları Arasındaki Fark Açılıyor!

Futbolun Zengin ve Yoksulları Arasındaki Fark Açılıyor!

DNYA_V1

 

Futbolun zenginleriyle yoksulları arasındaki fark her geçen gün artıyor. Giderek parasallaşıp ticari ve endüstriyel bir karaktere bürünen futbol, bir yandan kendisine yeni gelirler yaratırken,

 diğer yandan küçük kulüpler ile büyük kulüpler arasındaki gelir farklarının da açılmasına neden oluyor. Kulüplerin finansal olarak birbirlerinden uzaklaşmaya başladıkları bu durum “finansal polarizasyon” konusunu gündeme getiriyor. Yani futbol kulüplerinin gelirleri arasındaki fark açıldıkça kulüpler arasında kutuplaşma da giderek artıyor. Bu ise, büyük kulüplerin daha büyümesi; küçük kulüplerin ise giderek daha da küçülmesi anlamına geliyor. İşte bu polarizasyon sonuçta kulüpler arasında haksız rekabetin filizlenmesine ve büyük kulüplerin daha dominant olmalarına neden oluyor.

Finansal polarizasyonun zaman içinde sportif performanslar arasında belirleyici bir özelliğe sahip olması, bu konunun önemini daha da artırıyor. Parasal gelir olarak güçlü olan kulüp süreç içinde rekabet gücünü artırıyor. Bu durumda da rekabetçi dengede büyüklerin lehine, küçüklerin aleyhine bir durum ortaya çıkıyor. Bu ise futbolun uzun vadede ölümü anlamına geliyor. Rekabetin ve yarışmanın bittiği bir ortamda futbol kendi üretimini yeniden sağlayacak gelirler yaratamaz. Rekabetin olmadığı bir ortamda reytingden; reytingin olmadığı bir futbol ekonomisinde de gösteri endüstrisinden (show business) söz edemeyiz.  Bugün endüstriyel futbolun ya da futbol ekonomisinin ana dinamiğini “reyting” oluşturuyor. Futbolun  damarlarında dolaşan kan yani parayı “reyting” pompalıyor. Hal böyle olunca “finansal polarizasyon” çok önemli hale geliyor.

 

Deloitte Sport Business Group’un en son yayınladığı “National Interest- Annual Review of Football Finance 2010” raporunda önemli bir yer tutan bu konuyu sizlerle bu hafta paylaşmak istedim.

 

Aslında “finansal polarizasyon” futbol gelirlerinin dağıtımı sorunsalıdır ve futbolun politik ekonomisi konuları içinde de en önemli bir yeri işgal eder. Yani daha öz itibariyle futbol gelirlerinin dağıtımındaki dengesizliğin sebep olduğu haksız rekabet ve bunun sonucunda ortaya çıkan sportif performans tamamen “rekabetçi denge”nin nerede ve nasıl kurulduğuyla ilgilidir.   

 

 

İyi Yönetişim kavramı, genellikle içine kapalı, şeffaflıktan uzak futbol kulüpleri ve hesap vermek ve şeffaf olmak istemeyen futbol yönetim organları dünyasında özellikle önem taşıyan bir kavramdır. Futbol yönetim organlarının kulüplerdeki yönetişim sistemlerinin geliştirilmesine destek olmak için  için daha fazla çaba göstermeleri gerekiyor. iyi yönetişim kulüplerim kendi başlarına başarabilecekleri bir uygulama olmaktan uzak görünüyor.Bu sürece taraftar örgütlerinin de katılmaları gerekiyor. Bu anlayış uygulamaya geçmeden bütün dünyada futbolum geleceği  çok parlak görünmüyor.

 

Otoriteler  aynı zamanda futbol gelirlerinin dağılımındaki adaletsizlikleri giderecek çareleri de geliştirmelidir.  Yayın gelirleri daha adaletli dağıtılabilir. Gerçekte bu gelirlerin daha önemli bir kısmı alt ligler  ve futbol alt yapısının geliştirilmesi için pay olarak ayrılmalıdır. Diğer taraftan maç günü gelirlerinin ve diğer ticari gelirlerin de yeniden dağılımı için teknikler geliştirilmelidir.

 

Bu yaklaşıma önemli bir itiraz, kötü yönetilen kulüplerin neden iyi olanlar sırtından finanse edilmeleri gerektiğidir. Buna cevap iyi yönetişimin bütün kulüplere yaygınlaştırılmasının etkinliği arttıracağıdır. İki temel stratejik hedef; gelirlerin daha adil dağılımı ve kulüplerin etkin yönetimi birbirleri ile tutarlıdır. Futbol yönetim otoriteleri gelirleri daha dengeli dağılan ve daha etkin yönetilen bir futbol modeli üzerinde ısrarlı olmalıdır. Burada taraftar dernekleri ve bunların federasyonları da iyi yönetişim modeline dahil edilmelidir. Taraftarların kulüp yönetimindeki etkinlikleri bir çok Avrupa liginde görülebilmektedir.

 

Avrupa Futbolunda Gelir Uçurumu      

Deloitte Sport Business group raporuna göre 2008/09 sezonunda Avrupa’da beş büyük ligde en zengin kulüpler ile en düşük gelirli kulüpler arasındaki uçurum daha da açıldı.

Avrupa futbol pazarının 2009/10 sezonu toplam gelirleri 15,7 milyar Euro’ya ulaştı. Olumsuz ekonomik koşullara rağmen büyümesini bir önceki yıla göre yaklaşık 1 milyar Euro artırabilen Avrupa futbolunda toplam gelirin yaklaşık 7,9 milyar Euroluk kısmı Beş Büyük Lig  olarak nitelendirdiğimiz İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa tarafından yaratıldı. Yüzde 50’lik bir dilimi kendi aralarında paylaşan Beş Büyük Lig’in ekonomik büyüklüğü bir önceki sezona göre yaklaşık 200 milyon Euroluk bir artış gösterdi.

Kalan 48 ülkenin Avrupa futbol pastasına katkısı ise 7.8 Milyar Euro düzeyinde gerçekleşti. Buna göre 48 değişik ülke toplam futbol pastasına%50’lik bir katkı sağlamış oldu.

Yine Deloitte’un her yıl düzenlediği “En Zengin 20- Para Ligi” sıralamasında yer alan kulüplerin toplam gelirleri ise 3.9 milyar Euro’ya ulaşıyor.

En Büyük Polarizasyon La Liga’da

Beş Büyük Lig’de yer alan en zengin ve en yoksul kulüpler sıralaması yapıldığında ise en zengin ile en yoksul kulüp arasındaki önemli farklar olduğu görülüyor. Aşağıdaki tabloya göre Beş Büyük Lig içinde en yüksek polarizasyon İspanyol la Liga’da…İspanyol La Liga’da yer alan 20 takım içinde en yüksek gelir ile en düşük gelir arasında tam 25 kat fark bulunuyor.

Beş Büyük Lig ve Süper Lig’de Polarizasyon

 

Milyon Euro

 

 

En Yüksek

En Düşük

Kaç katı Olduğu

La Liga

401

16

25X

Premier Lig

327

55

6X

Bundesliga

290

33

9X

Serie A

203

26

8X

Ligue 1

140

24

6X

Süper Lig

110

10

11X

 

 

 

 

 

 

 

 

2008/09 sezonunda La Liga’da Barcelona ve Real Madrid’in toplam kazançları 767 milyon Euro’ya  ulaştı. Toplam gelirin yaklaşık %51’ine karşılık gelen bu tutar, La Liga’da inanılmaz bir finansal polarizasyon olduğunu gösteriyor. Bir önceki sezon bu iki kulübün toplam gelir içindeki payı %47 civarındaydı. Yani La Liga’da finansal polarizasyon bir önceki yıla göre %4 daha fazla artmış durumda.

Yukarıdaki tabloya göre La Liga’da en yüksek gelir 401 milyon Euro iken, en düşük gelir 16 milyon Euro düzeyinde. Buna göre en yüksek gelir ile en düşük arasında tam 25 kat fark bulunuyor.

Beş Büyük Lig içinde ikinci büyük polarizasyon Bundesliga’da görülüyor. Bundesliga’da en yüksek gelir 290 milyon Euro iken, en düşük gelir 55 milyon Euro düzeyinde. Yukarıdaki tabloya göre, diğer büyük liglerden Premier Lig’de en zengin ile en yoksul arasındaki fark 6 kat iken; Serie-A’da bu oran 8, Lig1’de ise 6 kat civarında gerçekleşmiş görünüyor.

Beş Büyük Lig’de polarizasyonun nerden kaynaklandığına bakıldığında ise şunlarla karşılaşıyoruz.

İspanya’da en büyük fark naklen yayın gelirlerinden ve maç günü gelirlerinden gelirken; İngiltere’de ise ticari gelirler ile maç günü gelirleri polarizasyonun temel kaynağını oluşturuyor. Alman Bundesliga’da ise kulüp gelirleri arasındaki derin uçurumun kaynağı ise ticari gelirler ve sponsorluk gelirleri…İtalya’da ise yine naklen yayın gelirleri ve ticari gelirler kulüpler arasındaki gelir farklılığında derin uçurumlara yol açıyor.

Fransız Lig1’de ise havuz gelirlerinin %83’lük kısmı tüm kulüplere eşit dağıtılmasına karşın, polarizasyonun kaynağı ticari gelirler ve maç günü gelirlerinden kaynaklanıyor.

Ülkemizde Finansal Polarizasyon

Ülkemizde de yukarıda anlatılanlara benzer bir durumla karşı karşıyayız. Deloitte’un hesaplamasına göre 342 milyon Euro tutarındaki Türk Futbol pastasının  (hangi kalemlerden ve nasıl oluştuğu ne yazık ki raporda yer almıyor. Bize göre futbol pastamızın büyüklüğü yeni naklen yayın bedelleri ile 812 milyon Euro’ya kadar yükselmiştir.) paylaşımında da önemli farklılıklar bulunuyor.

Ülkemiz futbol pazarındaki polarizasyonu iki şekilde ele almaya çalıştık. Bunlardan ilki, havuz gelirlerinin dağılımı baz alınarak yaptığımız analiz ve sportif performans açısından polarizasyon analizi.

Beş Büyük Lig analizinde yer alan tutarlar üzerinden konuya yaklaştığımızda, Süper Lig’de en yüksek kulüp geliri 110 milyon Euro iken, en düşük gelir olarak ta 10 milyon Euro’luk geliri görüyoruz.

Buna göre 110 milyon Euroluk gelire ulaşan Fenerbahçe ile yaklaşık 10 milyon Euroluk gelire sahip Denizlispor arasında tam 11 kat gelir farkı bulunuyor. Yani Süper Lig’de de polarizasyon kendisini bu şekilde somutluyor.

Türkcell Süper Lig’de En Düşük-En Yüksek Gelir

 

 Toplam

Sportif

 

Gelir Olarak

Performans geliri Olarak

En yüksek gelir (Milyon Euro)

110

8.5

En düşük gelir (Milyon Euro)

10

3.2

En yüksek/En düşük

11X

1,5X

 

Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere, toplam gelirler üzerinden aradaki gelir uçurumu 11 kata kadar çıkarken, havuz gelirlerinin dağıtımı baz alındığında sportif performansa göre dağıtılan gelirler arasındaki fark 1.5 kat civarında olabiliyor. Örneğin 2009/10 sezonunda sportif performans nedeniyle Bursaspor 8.5 milyon TL ile en yüksek geliri elde ederken, en son sırada yer alan Denizlispor’un sportif performans geliri 3.2 milyon TL düzeyindedir. Sportif performans geliri olarak biz sadece havuz gelirleri içinde kulüplerin kazandıkları ve berabere kaldıkları maçlarda, maç başına kandıkları puanlardan elde ettikleri gelirleri dikkate aldık.

 

2009/10 Sezonu Türkcell Süper Lig Havuz Gelirleri Dağıtımı

 

O

G

B

M

A

Y

AV

P

Performans Payı (Bin TL)

Dayanışma Tutarı (Bin TL)

Geçmiş Yıllar şampiyonluk Ödülü (Bin TL)

Lig derece Ödülü (BinTL)

Toplam Tutar (Bin TL)

Toplam Gelir İçindeki Payı

1.

Bursaspor  

34

23

6

5

65

26

39

75

8.505

7.715

793

10.879

27.892

0,09

2.

Fenerbahçe

34

23

5

6

61

28

33

74

8.341

7.715

13.475

8.703

38.234

0,12

3.

Galatasaray

34

19

7

8

61

35

26

64

7.361

7.715

13.745

6.527

35.348

0,11

4.

Beşiktaş

34

18

10

6

47

25

22

64

7.526

7.715

9.511

4.351

29.103

0,09

5.

Trabzonspor

34

16

9

9

53

32

21

57

6.708

7.715

4.756

2.175

21.354

0,07

6.

İstanbul B.B.

34

16

8

10

47

44

3

56

6.544

7.715

 

1.088

15.347

0,05

7.

Eskişehirspor

34

15

10

9

44

34

10

55

6.545

7.715

 

 

14.260

0,05

8.

Kayserispor

34

14

9

11

45

37

8

51

6.054

7.715

 

 

13.769

0,04

9.

Antalyaspor

34

14

7

13

49

38

11

49

5.726

7.715

 

 

13.441

0,04

10.

Gençlerbirliği

34

12

11

11

38

35

3

47

5.728

7.715

 

 

13.443

0,04

11.

Ankaragücü

34

9

14

11

39

40

-1

41

5.239

7.715

 

 

12.954

0,04

12.

Gaziantepspor

34

9

13

12

38

39

-1

40

5.075

7.715

 

 

12.790

0,04

13.

Kasımpaşa

33

10

10

13

50

53

-3

40

4.910

7.715

 

 

12.625

0,04

14.

Manisaspor

33

8

12

13

27

34

-7

36

4.584

7.715

 

 

12.299

0,04

15.

Sivasspor

34

8

10

16

42

59

-17

34

4.256

7.715

 

 

11.971

0,04

16.

Diyarbakırspor

34

6

9

19

28

54

-26

27

3.438

7.715

 

 

11.153

0,04

17.

Denizlispor

34

6

8

20

30

49

-19

26

3.274

7.715

 

 

10.989

0,03

18.

Ankaraspor

34

0

0

34

0

102

-102

0

0

7.715

 

0

7.715

0,02

TOPLAM

 

 

 

 

 

 

 

 

 

99.814

138.870

42.280

33.723

314.687

1,00

 

Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere, 2009/10 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Bursaspor toplamda 27.8 milyon TL’lık bir gelire ulaşırken, 17. Sırada yer alan Denizlispor’un toplam geliri 10.9 milyon TL civarında gerçekleşmiştir.

Bursaspor’un şampiyon olmasına karşın Süper Lig’de en yüksek gelire ulaşamaması ise özel olarak analiz edilmelidir. Ancak şunu belirtmekte yarar var ki, özellikle dört büyük kulübün şampiyonluk nedeniyle aldıkları primler toplamı, toplam gelirin %13’ünü oluşturuyor.

Dört büyük kulübün havuz gelirleri toplamı 124 milyon TL civarında olup, bu tutar toplam 314.6 milyon TL’lık  havuz gelirlerinin %39,4’üne karşılık geliyor. Buna göre dört kulüp başına ortalama gelir 31 milyon TL seviyesinde gerçekleşirken, diğer 15 takımın ortalama gelirleri ise 12.7 milyon TL civarında kalıyor. Buna göre dört büyükler ile diğer 15 kulüp arasındaki ortalama gelir farkı 18.3 milyon düzeyine çıkıyor. Bu ise diğer 15 kulübün ortalama gelirlerinden %43 daha fazla bir tutarı işaret ediyor.

 

Analizimizden çıkan sonuçlar;

  • Bir ligde havuz gelirleri ne kadar adaletli ve dengeli dağıtılsa bile, eğer kulüpler arasında çok önemli gelir farkları var ise bu noktada karşımıza finansal polarizasyon çıkıyor. Örneğin, Premier Lig’de havuz gelirleri %50- %25-%25 kuralına göre dağıtılmasına(%50 dayanışma payı, %25 sportif performans ve %25 te popülerlik payı) karşın, kulüplerin gelirleri arasındaki fark 6 kata kadar çıkabiliyor. Ya da daha çarpıcı olması nedeniyle Fransız Lig1’i örnek verebiliriz. Lig1’de toplam gelirin %83’ü eşit dağıtılmasına karşın polarizasyon katsayısı 6’dır.
  • İspanyol La Liga örneğinde olduğu gibi eğer havuz gelirleri uygulaması yoksa polarizasyon en yüksek seviyede gerçekleşebiliyor. İki kulübün toplam gelirlerinin İspanyol futbol pastasının %51’ine karşılık gelmesi bunu net olarak ifade ediyor. Bu ligde polarizasyon katsayısı tam 25 kat. Gerçekten bunu, rekabetçi dengenin artık tamamen büyüklerin lehine kaymış olduğunun bir göstergesi olarak yorumlamak gerekiyor.
  • Finansal polarizasyonu yüksek liglerde rekabeti belli başlı birkaç kulübün domine ettiği ortaya çıkıyor. İspanyol La Liga’da Real Madrid ve Barcelona’nın sportif etkinliği buna en iyi örnektir. Son on yılda La Liga’da sadece 2 takımın şampiyonluk sayısının 8’e ulaştığını görüyoruz. Premier Lig’de son on yılda sadece 3 takım (Manchester United, Chelsea, Arsenal) şampiyonluğa ulaşırken; Italyan Serie-A’da da yine 3 takımın (Milan, Inter ve Juventus) şampiyon olduğunu gözlemliyoruz. Bu bağlamda en ilginç sonuçlardan birisi de Fransız Lig1’de gerçekleşti. Olympique Lyonnais son 10 yılın yedisini şampiyon olarak tamamladı.
  • Ülkemizde de finansal polarizasyon futbolun geleceğini tehdit ediyor. Her ne kadar Bursaspor geçen sene Süper Lig’i şampiyon bitirse bile, İstanbul kulüpleriyle Anadolu kulüpleri arasında çok önemli gelir ve bütçe büyüklük farkları belirli ölçüde regüle edilemediği sürece, Üç büyüklerin finansal, ekonomik ve stratejik üstünlükleri devam edecekmiş gibi görünüyor. Bu bağlamda son on yılda Üç Büyüklerin dışında Anadolu’dan bir şampiyonun çıkması, Ligimizde de polarizasyonun ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.

Polarizasyona karşı Ne Yapmalı?

Futbolun giderek parasallaşıp endüstriyel bir karaktere bürünmesi, kulüpler arasında çok önemli finansal dengesizliklere, haksız rekabete ve üstünlüklere yol açtı. Buna biz kısaca “finansal polarizasyon” diyoruz. Bu patolojik durum zaman içinde rekabetin yok olmasını da beraberinde getirdi. Doç.Dr. Kutlu Merih ile birlikte kaleme aldığımız Futbol Ekonomisi isimli kitabımızda bu durumu çok detaylıca ele aldık. Ve bunu futbolun en önemli paradokslarından birisi  olarak nitelendirdik ve bunu “Üstün finansal güç, rekabeti geriletiyor” cümlesiyle formüle ettik.

 

Hal böyle olunca futbolun geleceği ve selameti açısından futbol otoritesinin mutlaka bazı regülasyonları uygulamaya alması gerekiyor. Çünkü polarizasyonun en önemli kaynaklarından birisi kulüplerin aşırı borçlanmaya gitmeleri ve bu şekilde sağladıkları fonlarla kendilerine haksız rekabet üstünlüğü sağlamaları…Bu bağlamda UEFA’nın “finansal fair play”i ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun “mali kural”ı çok önemli bir misyona sahip…

 

Otoriteler  aynı zamanda futbol gelirlerinin dağılımındaki adaletsizlikleri giderecek çareleri de geliştirmelidir.  Yayın gelirleri daha adaletli dağıtılabilir. Gerçekte bu gelirlerin daha önemli bir kısmı alt ligler  ve futbol alt yapısının geliştirilmesi için pay olarak ayrılmalıdır. Diğer taraftan maç günü gelirlerinin ve diğer ticari gelirlerin de yeniden dağılımı için teknikler geliştirilmelidir.

 

“Bu yaklaşıma önemli bir itiraz, kötü yönetilen kulüplerin neden iyi olanlar sırtından finanse edilmeleri gerektiğidir. Buna cevap iyi yönetişimin bütün kulüplere yaygınlaştırılmasının etkinliği arttıracağıdır. İki temel stratejik hedef; gelirlerin daha adil dağılımı ve kulüplerin etkin yönetimi birbirleri ile tutarlıdır. Futbol yönetim otoriteleri gelirleri daha dengeli dağılan ve daha etkin yönetilen bir futbol modeli üzerinde ısrarlı olmalıdır. Burada taraftar dernekleri ve bunların federasyonları da iyi yönetişim modeline dahil edilmelidir. Taraftarların kulüp yönetimindeki etkinlikleri bir çok Avrupa liginde görülebilmektedir.” (Kutlu Merih, Futbol Sektöründe Finansal polarizasyona karşı kurumsal Yönetişim, http://www.futbolekonomi.com)

 {jcomments on}

 

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  12114  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43889756

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 13 11 2  0 35 13 22 35
2 Fenerbahçe 13  10   2 1 36  12   24

32

3 Samsunspor 14 9 2  3

29

14 15

29

4 Eyüpspor 14  6   5  3 21 15 6 23
5 Beşiktaş 13 6 4  3  22  15 7 22
6 Göztepe 13 6 3 4 24  19 

  5

 21 
7

Başakşehir

13 5  4  4 21 18 3 19
8 Ç.Rizspor 13 6 1

6

15 20 -5 19
9 Sivasspor 14 5 3 6 18    22  -4 18
10 Konyaspor 14 5 3 6 16 21 -5 18
11 Antalyaspor 13 5 2 6

17

25   -8 17
12 Trabzonspor 13 3 6 4 18  16 2 15
13 G.Antep FK 13 4 3

6

19  21  -2  15
14 Kasımpaşa 13 3 6 4 16 19 -3 15
15 Alanyaspor 13 3 5 5 12 16 -4 14
16

Kayserispor

13

2

6 5 13 25 -12 12
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 13 5 7 12 20  -22 8

19

A.Demirspor 13 0 2 11 9 31 -22

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.