Hukuk
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Hukuk
Hukuk
Adaletin Bahsi Olmaz: Hakem Skandalı Futbolun Temelini Sarsıyor

rhrthrtfhtrfhtrf-68ff3b8537629

Av. Mustafa Batmaz - 27 Ekim 2025 Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun bu hafta başı yaptığı açıklamalar, Türk futbolunu derinden sarstı. Başkan, profesyonel liglerde görev yapan 571 hakemden 371’inin bahis hesabı bulunduğunu, 152’sinin ise aktif şekilde bahis oynadığını açıkladı. Bu tablo, futbolun temelini oluşturan tarafsızlık, dürüstlük ve güven ilkelerinin ciddi biçimde zedelendiğini ortaya koydu. Bunun sebebi hakem sadece kuralları uygulayan kişi değildir; o, oyunun adaletini temsil eder. Adaleti temsil eden kişinin kendi çıkarı için bahis oynaması, futbolun güvenilirliğini temelden sarsar.

 

FIFA Etik Kuralları’nın 27. maddesi futbolun içinde yer alan herkesin, oyuncu, hakem, teknik direktör, yönetici veya federasyon yetkilisi fark etmeksizin, futbol müsabakalarıyla ilgili hiçbir şekilde bahis, kumar veya benzeri faaliyete katılamayacağını hükme bağlar. Bunun en temel sebebi bu kişilerin futbol oyunuyla direk bağlantısı olan kişiler olmasıdır. Bu senaryoda hakemler, futbol dünyasındaki özel bilgilere erkenden ve kolaylık erişebilmekte; sakatlık, kadro durumu, gibi detayları göz önünde bulundurup bahis oynayarak oyunun güven ve dürüstlük ilkelerini sarsabilmekte ve bundan haksız kazanç sağlayabilmektedirler. Bu maddeye göre, yasak yalnızca yasa dışı bahis sitelerini değil, yasal bahis platformlarını da kapsar. Futbolla bağlantısı olan hiçbir kişi, yasal dahi olsa bahis oynayamaz; çünkü mesele yasal olup olmaması değil, çıkar çatışması yaratmasıdır.

 

Benzer şekilde UEFA Disiplin Talimatı’nın 12. maddesi de müsabakaların dürüstlüğünü korumak amacıyla geniş bir yasak alanı çizer. Buna göre futbolun herhangi bir aktörü, maçın sonucuna uygunsuz biçimde etki etmeye çalışamaz, futbol maçlarına doğrudan veya dolaylı şekilde bahis oynayamaz ve futbol içindeki konumundan edindiği gizli bilgileri bahis amacıyla kullanamaz. Ayrıca kendisine şüpheli bir teklif yapılırsa bunu UEFA’ya bildirmekle yükümlüdür. Bu kuralların amacı, futbolun her düzeyinde şeffaflığı ve güveni korumaktır. Bu noktada belirtmek gerekir ki sadece oyunun temel aktörleri değil onların birinci derece yakın çevresi ve bu oyundan gelir elde eden herkes için bu kurallar geçerlidir.

 

Futbolun uluslararası kuralları bu tür eylemleri açık biçimde yasaklamaktadır. FIFA Disiplin Talimatı’nın 20. maddesi, futbol maçlarının sonucunu veya gidişatını etkilemeye yönelik her türlü girişimi “maç manipülasyonu” olarak tanımlar. Bu maddeye göre, bir kişi bir müsabakanın sonucunu doğrudan ya da dolaylı biçimde etkilemeye çalışırsa en az beş yıl futboldan men edilir ve para cezasına çarptırılır. Bu nedenle, hakemlerin kendi yönettikleri maçlara bahis oynaması yalnızca etik bir sorun değil, doğrudan şike suçudur. FIFA, böyle bir fiili futbolun en ağır ihlali olarak görür çünkü bu durumda adalet mekanizması çöker ve oyunun güvenilirliği ortadan kalkar.

 

Bu noktada, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) kararları da son derece öğreticidir. Örneğin Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin (CAS) 2017 yılında karar bağladığı Joseph Odartei Lamptey ve FIFA arasındaki davada, Ganalı hakemin 2016 Dünya Kupası Elemeleri’ndeki Güney Afrika–Senegal maçında kasıtlı olarak yanlış kararlar verdiğini, bu kararların bahis piyasasında olağandışı hareketlerle örtüştüğünü belirlemiştir. FIFA, hakemi maçın sonucunu manipüle ettiği gerekçesiyle ömür boyu futboldan men etmiştir ve CAS bu kararı onamıştır. Mahkeme, “Hakemin kararları insan hatasıyla açıklanamayacak nitelikte olup, maçın sonucunu etkileme amacına yöneliktir.” ifadesini kullanarak bu eylemin sportif dürüstlüğün ağır ihlali olduğunu vurgulamıştır. Bu emsal karar, bir hakemin doğrudan bahis oynadığı kanıtlanmasa bile, davranışlarının bahis piyasasına etki edecek şekilde manipülatif bulunması halinde dahi en ağır cezaların uygulanabileceğini gösteriyor. Türk futbolunda yaşanan olaylar da benzer biçimde, sadece fiili bahis oynamayı değil, sistemin güvenini zedeleyen her türlü menfaat ilişkisini tartışmaya açmıştır.

 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun kendi Disiplin Talimatı da FIFA ve UEFA ile paralel hükümler taşır. Talimatın 55. ve 56. maddelerine göre, futbolcu, hakem, yönetici veya federasyon görevlileri herhangi bir maçın sonucu, skoru veya performansıyla ilgili bahis oynayamaz veya oynanmasına aracılık edemez. Bu kuralı ihlal edenler futboldan men edilir, lisansları iptal edilir ve para cezasına çarptırılır. Federasyonun şu anda yürüttüğü inceleme, bu hakemlerin bahisleri yasal mı yasa dışı mı oynadığını, yalnız mı hareket ettiklerini yoksa organize bir yapı içinde mi olduklarını tespit etmeye yöneliktir. Çünkü aralarında gelir paylaşımı ya da bilgi aktarımı varsa, bu durum yalnızca etik bir sorun olmaktan çıkıp, doğrudan bizi 6222 sayılı Kanuna yönlendirecektir.

 

Nitekim Türk hukukunda bu eylemler şike başlığı altında suç sayılmıştır. 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun’un 11. maddesi, bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla menfaat temin eden kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörür. Hakemlerin kendi maçlarına bahis oynaması bu hüküm kapsamında doğrudan şike suçudur. Eğer başka maçlarda bahis oynayıp, oradaki hakem veya kişilerle kazanç paylaşımı yapıyorlarsa bu durumda dolaylı menfaat temini söz konusu olur ve yine ceza uygulanır. Böylece bu eylemler hem disiplin yönünden hem de ceza hukuku yönünden yaptırıma tabi hale gelir.

 

Bu duruma istinaden bugün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı açıklamayla, yasa dışı bahis oyunlarına ilişkin soruşturmaların uzun süredir kararlılıkla sürdürüldüğünü, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun 27 Ekim 2025 tarihli açıklamalarının ardından yeni bir adli sürecin başlatıldığını duyurdu. Başsavcılık, “371 hakemin bahis hesabı bulunduğu ve 152’sinin aktif olarak bahis oynadığı” yönündeki açıklamaların ardından, bu iddiaların halihazırda yürütülmekte olan dosyalarla bağlantılı olduğunu belirtti. 2025 yılı Nisan ayında futbol müsabakalarında görev yapan bazı hakemlerin yasa dışı bahis oynadığı iddiası üzerine zaten soruşturma başlatıldığı, bu soruşturmaların bir kısmının Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütüldüğü, sonrasında ise yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na devredildiği ifade edildi. Açıklamada, mevcut dosyaların birleştirildiği ve araştırmaların tek merkezden yürütüldüğü vurgulandı. Başsavcılık ayrıca, TFF Başkanı’nın açıklamasının yeni bir soruşturma konusu oluşturduğunu ve bu süreçte yalnızca 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun değil, aynı zamanda 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Federasyonları Kanunu, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve diğer ilgili mevzuatlar kapsamında da inceleme yürütüleceğini açıkladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tespit edilecek yeni delil ve suç unsurlarına göre soruşturmanın genişletileceğini ve kamuoyunun gelişmelerden bilgilendirileceğini duyurdu.

 

Peki hakemler neden böyle bir yola başvurmuş olabilirler? Bunun birkaç temel nedeni olabilir. Hakemlerin gelir düzeyi, özellikle alt liglerde, oldukça düşüktür. Finansal sıkıntılar, bazı hakemleri kısa vadeli kazanç arayışına itebilir. Ayrıca bahis sitelerine erişimin kolaylaşması, bu eylemleri zararsız bir oyun olarak görmelerine neden olabilir. Fakat hiçbir ekonomik gerekçe, adaletin simgesi olan hakemlik mesleğini kirletmeyi meşrulaştıramaz. Hakemin sahadaki bir kararı, sadece bir maçın sonucunu değil, milyonlarca taraftarın güven duygusunu da etkiler.

 

Bu noktada çözüm yalnızca cezalandırmak değil, sistematik bir temizlik ve eğitim reformu yapmak olmalıdır. TFF bünyesinde bağımsız bir Etik ve Dürüstlük Komisyonu benzeri bir yapı kurularak, hakemlerin ve yakınlarının finansal geçmişleri düzenli olarak denetlenmelidir. Bu hesaplarda veya bahis platformlarında olağandışı para giriş çıkışları gözlemlenmeli, şüpheli hareketlerde erkenden eyleme geçilmelidir. Hakemlere yönelik finansal farkındalık ve etik eğitimler zorunlu hale getirilerek, bu tür olayların tekrar yaşanmasının önüne geçilmelidir.

 

Sonuç olarak, hakemlerin bahis skandalı yalnızca birkaç kişinin hatası değildir; bu olay futbolun etik altyapısının ne kadar zayıfladığını göstermektedir. FIFA, UEFA, TFF ve Türk yasaları bu konuda sıfır tolerans politikası benimsemiştir. Artık mesele kimin bahis oynadığı değil, futbolun güven duygusunun nasıl yeniden tesis edileceğidir. Futbolun adalet terazisini temsil eden hakemlik müessesesi, bu krizi bir uyarı olarak görmeli ve kendini yeniden yapılandırmalıdır. Aksi halde sahada sadece skor değil, adalet de manipüle edilmiş olur.

 

 
Meşhur “Platini Davası”: Astarı Yüzünden Pahalı!

afp en 710c08dc7ef26a554ad09ce37521f3503c33e59b

Av. Dr. Aytekin Gürbüz [1] - 25 Ekim 2025 Dünyaca ünlü eski futbolcu Platini’nin belirli bir dönem futbol ile ilişkili faaliyetlerden yasaklanmasına ve bir miktar para cezası ödemeye mahkûm edilmesine neden olan dava “Platini Davası[2]” olarak adlandırılmaktadır. Aslında Platini hakkında benzer süreç ve dönemlerde İsviçre Savcılığı tarafından da ceza kovuşturması yapılmış ve nihayetinde ceza davası da açılmıştır ancak bizim yazımızda ele alacağımız ve Platini davası olarak ifade edeceğimiz dava Platini hakkında FIFA soruşturması ile başlayıp İsviçre Federal Mahkemesi’nde (İFM) sonuçlanan ve sportif mecrada cereyan etmiş dava olacaktır. Platini davası, üç farklı yargılama merciinden geçerek karara bağlanmıştır. 28 Eylül 2015 tarihinde FIFA nezdinde Platini aleyhine başlatılan soruşturma iki yılı aşkın bir zamanın ardından 29 Haziran 2017 yılında nihayete ermiş ve o dönem tüm dünyada çok büyük bir yankı uyandırarak uzun süre konuşulmuş ve tartışılmıştır. Platini aleyhine ilk karar FIFA Yargılama Dairesi’nce verilmiş, daha sonra karar Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) temyiz tahkim dairesi yargılamasından geçerek İsviçre Federal Mahkemesince kesin hükme bağlanmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tartışılan dava, çoğu zaman eksik anlaşılmış ya da bazı ayrıntıları bilinmediğinden yanlış değerlendirmelere tabi tutulmuştur. Bu yazının amacı, Platini davasının tüm yargılama aşamalarının da incelenerek doğru bilgi ve anlayış ile yeni ve güncel bir bakış açısı ortaya koymaktır. Yazımızda ilk olarak Platini davasının geçirmiş olduğu tüm hukuki süreç kısaca ifade edilecek olup son kısımda da değerlendirmemiz yer alacaktır. Acaba böyle bir efsane neyi, nerede ve ne şekilde yanlış yapmıştır ki çeşitli yaptırımlar ile karşı karşıya kalmıştır? Bu yazı, özünde bu soruya yönelik somut cevapları ve değerlendirmeleri de barındırmaktadır. 

 

Birçok kişi kendisini çok iyi hatırlıyor olsa da öncelikle Platini’nin kim olduğunu, neden bu davanın çok önemli bir dava olduğunu ve dönemine ne sebeple çok büyük bir damga vurduğunu en başta belirtmekte fayda vardır. Dünya futbol tarihinin en efsane futbolcularından birisi olan ve tam adıyla “Michel François Platini” olan Platini, Fransız liginde AS Nancy ve AS Saint-Étienne kulüplerinde göstermiş olduğu başarı sonucunda 1982 yılında İtalyan temsilcisi Juventus’a transfer olmuş ve başarılarına yenilerini eklemiştir. 1984 yılındaki Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ülkesi Fransa’nın Avrupa Şampiyonu olmasında çok büyük bir katkı sağlamıştır. 1983 ve 1985 olmak üzere iki kez Ballon d'Or almaya hak kazanmıştır. Halen dünyanın en önemli futbol efsaneleri arasında gösterilmektedir. Oyunculuğunda bu kadar büyük başarılara imza atmış Platini, teknik direktör olarak Fransız milli takımını çalıştırmışsa da teknik direktörlük ömrü çok uzun sürmemiştir. Teknik direktörlük kariyerinde umduğunu bulamamasına rağmen Platini’nin yöneticilik kariyeri de oyunculuk kariyeri gibi sürekli yükseliş içinde olmuştur. İlk olarak Fransız kulübü Nancy’de yöneticilik; ardından sırasıyla FIFA’da Danışmanlık ve Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Kariyerine FIFA’da Asbaşkan olarak devam eden Platini en son olarak UEFA Başkanı olarak seçilmiştir.  Daha sonradan FIFA Başkanlığına talip olmuşsa da FIFA Başkanı olamamıştır. İşte bu yüzden Platini davası, böylesine parlak bir geçmişe sahip Platini’nin kariyerini sekteye uğratan bir dava olarak da görülmektedir. Diğer bir ifade ile, Platini, Platini davası yüzünden belki de FIFA Başkanı olamamıştır. Bu durum, Platini açısından bu davanın çok büyük bir önem arz etmesinin en önemli sebeplerinden birisidir. Kamuoyu açısından ise, Platini tarafından tenezzül edilen menfaatlerin ortaya çıkması ve tartışılması o döneme çok büyük bir damga vurmuştur. 

 

Dava genel hatları ile şu geçmişe sahiptir: Platini, 1998 yılının ilk yarısında, Fransa’da düzenlenen 1998 Dünya Kupası’nın organizasyon komitesinin eş başkanıdır. Kendisi aynı zamanda yeni seçilen FIFA Başkanı Joseph S. Blatter’in de danışmanı olarak FIFA’da çalışmaktadır. FIFA’da danışmanlık işi, 25 Ağustos 1999’da o zamanlar Fransa’da ikamet eden Platini ve FIFA adına Blatter tarafından imzalanan yazılı bir sözleşme ile kurulmuştur. Dört yıllık bir dönem için geçerli olan anlaşmaya göre FIFA Başkanı danışmanının yıllık tazminat miktarı 300.000 İsviçre Frangıdır. Platini, 25 Nisan 2002 tarihinde UEFA Yönetim Kurulu’na seçilmesinin ardından FIFA’da danışmanlık işini bırakmıştır. O tarihten itibaren UEFA’yı FIFA Yönetim Kurulu’nda temsil etmiştir. İlk önce 2007 yılında UEFA başkanlığına, daha sonra 2011’de ve 24 Mart 2015’te bu pozisyona yeninden seçilmiştir. Ayrıca FIFA başkan yardımcısıdır.

 

 2005 yılında FIFA Yönetim Kurulu üyeleri için bir “emeklilik planı” yapılmıştır. 2007 yılında Platini, FIFA Başkanına danışman olduğu yılları da (1998-2002) bu emeklilik planının içine dahil etmek üzere emeklilik haklarının hesaplanmasında dört yıllık bir ekleme talep etmiştir. Bu talep Blatter tarafından olumlu karşılanmış ve Platini lehine sonuçlanmıştır. 

 

17 Ocak 2011 tarihinde Platini, FIFA Genel Sekreteri Markus Kattner’e 1998-99, 1999-00, 2000-01, 2001-02 dönemlerini kapsar maaşları için bir fatura gönderir. Bu faturada şu ibareler mevcuttur: “Nihai anlaşma olarak aşağıda yazılı yıllık 500.000 İsviçre Frangı, toplamda da 2.000.000 İsviçre Frangı tutar nettir. FIFA Başkanı faturanın doğru olduğunu onaylamış ve faturayı imzalamıştır. Bu ödeme, özel projeler kategorisi altındaki 2010 FIFA hesaplarına dahil edilmiştir.”

 

 FIFA Başkanı olarak yeni bir dönem için seçilen Blatter, 2 Haziran 2015’te istifa ettiğini açıklamıştır. Platini FIFA Başkanlığı için başvurmuş, adaylık işlemleri yetişmediğinden dolayı seçim komitesi tarafından adaylığı kabul edilmeyen Platini, 8 Ocak 2016’da adaylığını geri çekmekten başka bir seçeneğinin olmadığını açıklamıştır.

 

Bir ön soruşturmadan sonra, FIFA Soruşturma Dairesi, FIFA Etik Kodu m. 63(1) uyarınca 28 Eylül 2015 tarihinde Platini’ye karşı disiplin soruşturması başlatmıştır. Soruşturmanın sona ermesiyle birlikte FIFA Yargılama Dairesi, 18 Aralık 2015 tarihinde kararını yayımlamıştır. Karara göre Platini’nin FIFA Etik Kodu’nun m. 13, 15, 19 ve 20’yi ihlal ettiğini[3] tespit etmiş, “8 yıl boyunca da futbolla ilgili herhangi bir faaliyette bulunmasını yasaklanmış ve aleyhine 80.000 İsviçre Frangı para cezası vermiştir.

 

 Platini bunun üzerine kararı FIFA Temyiz Kuruluna taşımış ve 15 Şubat 2016 tarihinde Temyiz Kurulu, Platini’nin ihlallerini onamıştır. Bununla birlikte “futbolla ilgili faaliyet yasağının süresini ise 8 yıldan 6 yıla düşürmüş ama para cezasını da onamıştır.”

 

 Platini 26 Şubat 2016 tarihinde yukarıda yazılı kararı CAS nezdinde Temyiz Tahkim Dairesi’ne taşımış ve kararın iptalini talep etmiştir. 9 Mayıs 2016 tarihinde CAS heyeti, Platini’yi “FIFA Etik Kodu’nun m. 19 ve 20’yi ihlal ettiğine kanaat getirmiş, futbolla ilgili ulusal ya da uluslararası herhangi bir faaliyete (idari, sportif vd) yer alması yasağını 6 yıldan 4 yıla indirmiş, 80.000 İsviçre Frangı para cezasını da 60.000 İsviçre Frangına düşürmüştür.” 

 

 Daha sonra Platini CAS kararını iptal ettirmek gayesi ile kararı İFM’ye taşımıştır. Birçok yasadan ve usul kuralları ihlallerinden kaynaklı itirazlarının yanında Platini, CAS’ın işbu kararına karşı İFM’de kararın “kamu düzenine aykırı olduğunu” da ileri sürerek dava açmıştır. Platini bu davada kamuoyunda “Matuzalem kararı[4] olarak bilinen davayı emsal olarak göstermiştir. Platini’ye göre, Matuzalem’e verilen ömür boyu men cezasının İFM tarafından iptal edilmesi, kendisine verilen 4 yıllık cezanın kaldırılması için de bir emsal niteliğindedir. Ancak kanaatimizce aktif profesyonel Brezilyalı futbolcu Matuzalem’e verilen 11 milyon Avroyu aşan tazminatı kısa sürede ödememesi durumunda mesleğini icra etmekten ömür boyu men edilme tehdidi Platini’nin durumunda farklıdır. Matuzalem’e verilen para cezası onu aktif futbol oynama işinden alıkoyacak, mesleğini bitirecek bir ceza olması sebebiyle İFM tarafından kamu düzenine aykırı bulunmuştur. Nitekim, İFM, Platini’ye verilen ceza ile Matuzalem’e verilen ceza arasında bir ölçü bulamamıştır. Bu nedenle de Platini’nin İFM nezdindeki iptal talebi İFM tarafından reddedilmiştir.

 

Görüldüğü gibi Platini hem men hem de para cezası ile karşı karşıya kalmış, hatta FIFA Başkanı olma gibi, futbolda yöneticiliğin belki de en büyük zirve noktasına ulaşma şansını kaybetmiştir. 1998-2002 yılları arasında FIFA danışmanlığı yaptığı dönemi FIFA Yönetim Kurulu üyelerine tanınan bir hak olan emeklilik planı içine dahil etmek isteyen Platini, kariyeri ve şöhreti de dikkate alındığında aslında yeltenilinmemesi gereken bir iş yapmıştır. FIFA Başkanı’nı da bu iş için ikna edip ona da bu isteğini tasdik ettirmiştir. Bu iş, yukarıda 3 nolu dipnptta detayları yer alan FIFA Etik Kodu’nun m. 13, 15, 19 ve 20’ye aykırı bulunmuştur. Bu girişim, zamanında Platini’nin gerek içinde bulunduğu pozisyon ve makamı, gerekse de etkili spor geçmişi sebebiyle ulaşmış olduğu gücün gölgesinde aslında belki de ne onu zengin edecek ne de FIFA’yı batıracak bir parasal menfaat için yapılmaması gereken bir girişimdir ancak kanaatimize göre, tam da tabiriyle “astarı yüzünden pahalıya gelmiştir.”

 

[1] Aytekin GÜRBÜZ, yirmi yıla yakındır İstanbul’da serbest avukatlık yapmakta olup 2024 yılında “Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ve Kararlarının İptali” konulu teziyle doktora ünvanını almış, evvelce de 2008 yılında New York Pace Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaptığı yüksek lisans çalışmalarında “Avrupa Adalet Divanı’nın Bosman Kararı ile Amerika’daki Rozelle Kararı’nın Öncesi ve Sonrası Gelişmelerinin Sporcuların Serbest Dolaşımları Açısından Karşılaştırılması” konulu tez yazmış, doktora tezini 2024 temmuz ayında kitaplaştırmış, birçok kitap ve makale platformlarında yazıları yayımlanmış, halen çok çeşitli üniversite ve eğitim kurumlarında Spor Hukuku dersi vermekte olup işbu makaleyi futbol ekonomi için özel olarak hazırlamıştır.  

 

[2] Yazımızda ele alınan ve “Platini Davası” olarak ifade ettiğimiz davanın tüm hukuki süreci ve nihayetinde İsviçre Federal Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara ilişkin incelemeler Spor Tahkim Mahkemesi’nin (CAS) 2017/2 sayılı bülteninde online olarak yer almakta olup yazımızda kararın İngilizce metninden Türkçe’ye çeviri, özetleme ve yorumlama yöntemleriyle faydalanılmıştır: Judgment of the Swiss Federal Tribunal 4A_600/2016, 29 June 2017, “Michel Platini (Appellant) v. FIFA (Respondent)”. Daha detaylı bilgi için bkz:  https://www.tas-cas.org/fileadmin/user_upload/ Bulletin_2017_2.pdf, s. 99-107, Erişim Tarihi: 16.10.2025.

 

[3]FIFA Etik Kodu m. 13’e göre, “kurallarla bağlı olan kişiler, görevlerinin, yükümlülüklerinin ve sorumluluklarının öneminin farkında olmalı, tüm geçerli kanun ve yönetmeliklerin yanı sıra FIFA'nın düzenleyici çerçevesine uymalı, etik ve dürüstlüğe bağlılığını göstermeli, konumunu hiçbir şekilde, özellikle de kişisel çıkarlar için kötüye kullanmamalıdır.”

 

FIFA Etik Kodu m. 14’e göre, “kurallara bağlı olan kişilerin, FIFA, Konfederasyonlar, Federasyonlar, Ligler ve Kulüplere karşı güvene dayalı bir sadakat yükümlülüğü vardır.”

 

FIFA Etik Kodu m. 19’a göre, “haksız çıkar çatışması yasaklanmış olup çıkar çatışmasına yol açabilecek her türlü durumdan kaçınmalı, potansiyel veya mevcut bir çıkar çatışması ortaya çıktığında, potansiyel veya mevcut çıkar çatışması açıklamalı ve potansiyel veya mevcut çıkar çatışmasının mevcut olduğu bir bağlamda futbolla ilgili herhangi bir görev yapılmamalıdır.”

 

FIFA Etik Kodu m. 20’ye göre, “Hediyeler ve diğer menfaatler yasaklanmış olup kabul edilebilecek hediyelerin nitelikleri listelenmiştir. Buna göre: hediyenin sadece sembolik veya önemsiz bir değeri olması, hediyenin, kurallara bağlı olan herhangi bir kişi tarafından gerçekleştirilen veya bu kişiyi etkileyen herhangi bir resmi işlemin yürütülmesini veya yapılmamasını etkileme amacı taşımaması, hediye teklif veya kabulünün diğer tüm görevlerle tutarlı olması, hediyenin, kurallara bağlı olan herhangi bir kişiye veya kuruluşuna, bu kişi veya kuruluşun çıkarlarına aykırı bir menfaat sağlamaması, hediye teklif veya kabulünün tüm görevlerle tutarlı olması, hediyenin maddi veya başka bir uygunsuz menfaat taşımaması, ve hediyenin çıkar çatışması yaratmaması gerekir.”

 

[4] Matuzalem kararının Türkçe özeti için lütfen bkz: Aytekin GÜRBÜZ, “Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ve Kararlarının İptali”, Filiz Kitabevi, İstanbul 2024, s.228-231. 

 

 
Finansal Fair Play’in Gri Alanı: İmaj Haklarıyla Gizlenen Maaşlar

13.10.2025-SHuk

Av.Mustafa Batmaz- 13 Ekim 2025  Son günlerde Türk futbol kamuoyunu gündeminde fazlasıyla yer alan Kerem Aktürkoğlu’nun sözleşme detayları, bu sözleşmenin nasıl yapıldığı, ödeme planları gibi birçok konu tartışmaya sebep olmuştur.

Devamını oku...
 
Futbolda Gizli Sözleşme Dönemi Bitiyor mu?

12.12.2025

Avukat Alpay Köse- 12 Ekim 2025 Futbol sahası artık yalnızca 105x68 metreden ibaret değil. Oyun artık kâğıt üzerinde, sözleşme satır aralarında ve federasyon talimatlarında da oynanıyor.

Devamını oku...
 
Sporcu ve Teknik Adam Sözleşmesinin Feshedilmesi Karşılığında Yapılan Ödemelerin Ücret Niteliği ve Vergilendirilmesi

1MB Soccer and Tax

Murat Başaran- 17 Eylül 2025 Spor faaliyetleriyle uğraşan dernek/iktisadi işletme ve anonim şirketler, özellikle ve yüksek hacimli olduğu için profesyonel futbol faaliyetiyle uğraşan spor kulüpleri ve anonim şirketler, her spor sezonu transfer dönemlerinde yaptıkları gibi, 2025-2026 futbol sezonu yaz transfer döneminde de bir yandan rekor harcama ile sporcu transferlerini gerçekleştirirken, diğer yandan, çeşitli finansal ve sportif gerekçelerle, sözleşmeli sporcu ve teknik adamları (çalışanları) ile karşılıklı anlaşarak, bu kişilerle imzalamış oldukları süreli iş ve hizmet sözleşmelerinin feshi yoluna gitmektedirler.

Devamını oku...
 
Sporcu Transferinden Kaynaklı Ödemelerin Niteliği ve Vergilendirilmesi

Tax -football-clubs-enter-debt-repayment-programme-to-comply-with-tax-obligations

Murat Başaran -9 Eylül 2025 Süper Lig transferleri çok hareketli bir dönem yaşadı. Biz bu süreçte bu transferlerden doğan vergisel yükümlülüklerini bu yazımızda ele alacağız. 

Devamını oku...
 
Futbol Kulüplerinde Finansal Açıdan İlişkili Taraf İşlemleri ve Doğurduğu Vergi Sonuçları -2


 12Vergi Futbol

           

Murat Başaran- 5 Eylül 2025 Bir önceki makalemizde, halka açık anonim şirketler ve spor kulübü dernekleri örneği üzerinden, spor faaliyetiyle uğraşan anonim şirketler ile hakim ortak spor kulübü dernekleri arasındaki, ilişkililikten doğan finansal işlemlerinin boyutları ve bunun vergi, spor ve sermaye piyasası düzenlemeleri karşısındaki resmini genel olarak çizmeye çalışmıştık.

Devamını oku...
 
Futbol Kulüplerinde Finansal Açıdan İlişkili Taraf İşlemleri ve Doğurduğu Vergi Sonuçları

1MB-VEG-1

Murat Başaran- 3 Eylül 2025 İstanbul Borsasına (BİST) kote spor kulüplerinin 31.05.2025 itibariyle finansal tabloları açıklandı. Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderilen finansallarda "İlişkili Taraflar" hesabının yoğun olarak kullanıldığını ve bu hesap bakiyesinin kulüp bilançolarında önemli büyüklüklere ulaştığını gözlemledik. 

Devamını oku...
 
Spor Hukukunda Yeni Bir Eşik: Rakibin Sınıflandırmasına İtiraz Hakkı Geliyor mu?

1berling-david-athlete-page

Alpay Köse- 26 Haziran 2025 Paralimpik sporlarda sınıflandırma sistemi, yıllardır eşitlik tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Her sporcu, kendi fiziksel durumuna göre belirlenen kategorilerde yarışıyor.

Devamını oku...
 
FIFA’ya CAS’tan Yeşil, ABAD’dan Kırmızı Kart

1CAS FIFA-CAS-1

Alpay Köse- 13 Haziran 2025 Futbol artık sadece sahada oynanmıyor. Transfer görüşmeleri, menajer pazarlıkları, yüksek komisyonlar ve karmaşık sözleşmeler bu oyunun görünmeyen ama en etkili tarafı haline geldi.

Devamını oku...
 
<< Başlangıç < Önceki 1 2 3 4 Sonraki > Son >>

Sayfa 1 / 4

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 3076 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 53408976

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1