Futbolda Haklı Sebeplerle Sözleşme Feshi Sorununa İlişkin CAS Kararları
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Hukuk Diğer Yazarlar Futbolda Haklı Sebeplerle Sözleşme Feshi Sorununa İlişkin CAS Kararları

Futbolda Haklı Sebeplerle Sözleşme Feshi Sorununa İlişkin CAS Kararları

98098b2efc48

Arman Özdemir - 28 Haziran 2022  Bütün sözleşmelerde olduğu gibi profesyonel futbolcu sözleşmeleri de tarafların iradelerini birbirine uygun şekilde açıklamasıyla kurulur. profesyonel futbolcu sözleşmesi, profesyonel futbol alanında faaliyette bulunan ve bu alanda profesyonel futbolcu istihdam etmek isteyen kulüplerle, ücret karşılığı futbol oynamak isteyen futbolcu arasındaki sözleşmedir.

 

Bu sözleşmeyle futbolcu güç ve mesaisini taahhüt ettiği futbol oynamaya özgüleyecek buna karşılık kulüp sözleşmede belirtilen ücreti ödeyecektir[1]. Bu niteliği ile profesyonel futbolcu sözleşmeleri tam iki taraflı (synallagmatik) sözleşme niteliğindedir. 

 

HAKLI SEBEPLERLE SÖZLEŞMENİN FESHİ ve DERDESTLİK HAKKINDA CAS’IN 2019/A/6626 ESAS 12 KASIM 2020 TARİHLİ

ve

CAS 2019/A/6171 ESAS, 2019/A/6175 ESAS ve 3 NİSAN 2020 TARİHLİ KARARLARI  

AÇIKLAMALAR

1. Profesyonel Futbolcu Sözleşmelerinin Hukuki Niteliği

 

 

Profesyonel futbolcu sözleşmelerinde karakteristik edim iş görme olduğu için sürekli borç altında olan futbolcudur ve bu haliyle sözleşme iş görme sözleşmeleri arasında incelenmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu md.4/g Kanunun uygulanmayacağı istisnai iş ilişkileri arasında sporcuları da saymıştır. Bu nedenle TBK md.393/1-2’de geçen hizmet sözleşmesi tanımının profesyonel futbolcu sözleşmeleri içinde geçerli olduğu belirtilebilir. Söz konusu hükümde hizmet sözleşmesi “işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. İşçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir” şeklinde tanımlanmıştır[2].

           

2. Haklı Sebeplerle Sözleşmenin Feshi

 

Sözleşmeler hukukunda temel ilke “ahde vefadır”. Ahde vefa ilkesi taraflardan birinin sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirmesini dışlayan sözleşmeyle bağlılık (Pacta sund servanda) prensibini ifade eder. Sözleşmenin ilerideki koşullar ne olursa olsun kurulduğu andaki şekil ve hükümleriyle varlığını devam ettirmesi hukuk güvenliği açısından bir zorunluluktur. Ancak yasa koyucular bu ilkeyi mutlak biçimde kabul etmemiş örneğin sözleşmenin yapılmasından sonra beklenilmeyen durumların ortaya çıkması durumunda edimin ifasını talep etme, hakkın açıkça kötüye kullanılmasını (TMK md.2) oluşturuyorsa borçlu edimin koşullara uyarlanmasını veya sözleşmenin feshedilmesini talep edebilir.

 

Edimin sürekli nitelikte olduğu hallerde borçlu kural olarak fesih hakkını kullanır[3]. Haklı (esaslı) sebeplerle fesih sürekli borç ilişkilerinin sona ermesinde önemli bir yer tutmaktadır. Fesih beyanının muhataba ulaşmasından sonra belirli bir sürenin geçmesiyle sözleşme ilişkisi ortadan kalkıyorsa olağan fesih söz konusudur. Olağanüstü fesih durumlarındaysa sürekli sözleşme ilişkileri haklı (esaslı) sebeplerden dolayı sona ermektedir[4]. Bu noktada şunu belirtmek gereklidir ki haklı sebep kavramı elastik bir nitelik göstermektedir. Gerçekten de “sebep” kavramının içeriği her somut olayın özelliğine göre belirlenmek durumundadır. Burada ise sözleşmenin tarafları arasında “ilişki” değişimi söz konusu olmaktadır. Fesih sebebi olarak haklı/esaslı sebep Pacta sund servanda prensibinin karşısında clausula rebus sic stantibus nitelik gösterir[5]. Taraflardan biri için sözleşme ilişkisinin devamı katlanılmaz hale gelmişse haklı sebeple sözleşme ilişkisi sona erdirilebilir.

 

RSTP Art.14’e göre haklı sebebin bulunduğu durumlarda tazmin mecburiyeti yahut sportif yaptırıma uğramadan sözleşmeyi feshedebilir. FIFA RSTP’nin yorumu sözleşmeyi haklı sebeplerle fesheden taraf tazmin yükümü bulunmasa da haklı sebebin ortaya çıkmasına sebep olarak sözleşmenin feshedilmesine sebep olan tarafın tazminatla ve/veya sportif yaptırımlarla yüz yüze kalması mümkündür[6].

 

FIFA Commentary haklı sebebin varlığından söz edebilmek için bazı koşulların bir arada bulunmasını şart koşmuştur.

 

Öncelikle fesih hakkının kullanılabilmesi için sözleşmenin ihlalinin yeteri kadar ciddi olması gerekmektedir. 

 

İhlalin ciddi sayılabilmesi kural olarak taraflardan sözleşmenin devamının beklenemeyeceği hallerde söz konusu olacaktır.

 

Sözleşmenin feshi her zaman son çare olarak düşünülmelidir.

 

FIFA, yukarıda sayılanlara ek olarak ve CAS kararlarına da atıf yaparak ihlal durumunda bulunan tarafın, edimini ifa edebilmesi için ihtar edilmesi gerektiğini de belirtmektedir.

 

CAS içtihadında tarafımızca da çok önemli görünen bir noktaya değinmiş ve haklı sebeplerin neler olabileceğinin sözleşmede düzenlenebileceğini belirtmiştir.

 

CAS içtihatlarında ispat yükünün haklı sebeplerle sözleşmeyi fesheden tarafta olduğunu belirtmektedir (CAS 2019/A/6171 Josué Filipe Soares Pesqueira - Osmanlispor FK CAS 2019/A/6175 Osmanlispor FK - Josué Filipe Soares Pesqueira & Akhisar Belediyespor FC & FIFA).

 

Art 14/2 gereğince taraflardan birinin diğerini sözleşmeyi değiştirmeye yahut feshe zorlaması durumu da sözleşmenin haklı sebeple feshine vücut verecektir. Örneklemek gerekirse oyuncunun uzun süre forma şansı bulma olasılığını kaldırır biçimde genç takımla yahut tek başına (sakatlık vb... sebepler hariç) çalıştırılması, takım arkadaşlarıyla birlikte yemek yemesine izin verilmemesi, aracının kalitesinin düşürülmesi, teknik direktörün oyuncuyla ilgili takımında istemediği yönlü açıklamalar yapması gibi durumlar oyuncu açısından haklı sebeplerle fesih sebebi olarak sayılabilir[7].

 

Oyuncunun başka bir takıma transfer olmayı istemesi durumlarında antrenmanlara katılmaması yahut maçlara çıkmamak için sürekli bahaneler üretmesi halleri gibi haller de oyuncunun kulübü sözleşmeyi feshe zorlaması olarak değerlendirilebilir ve kulüp açısından haklı sebep teşkil eder.

 

CAS 2019/A/6171 Josué Filipe Soares Pesqueira (oyuncu)/Osmanlispor FK (kulüp) CAS 2019/A/6175 Osmanlispor FK/Josué Filipe Soares Pesqueira-Akhisar Belediyespor FC/FIFA kararını bu noktada ayrı olarak değerlendirmemiz gereklidir.

24/11/2017 yılında Osmanlıspor ve Gençlerbirliği arasında oynanan maç ilk 11’ine alınmayan oyuncu kulübede oturmak yerine evine gitmek istemiş kendisine izin verilmediğinde bu karara riayet ederek kulübede oturmuştur. 25/11/2017 tarihinde ise oyuncuya hakkında disiplinsiz davranışlar sebebiyle soruşturma açılmıştır. Aynı gün kulüp tarafından “oyuncunun disiplinsiz ve profesyonelliğe aykırı davranışları sebebiyle A takımı antrenman kadrolarından çıkarıldığını ve U-21 takımıyla antrenmanlara çıkacağını bildirmiştir. CAS tarafından bu durum hemen bildirim yapılmış olması sebebiyle, kulübün oyuncunun savunmasını almadan daha önceden karar vermiş olması şeklinde yorumlanmıştır. Oyuncuya kulübü tarafından 53,333.20 EURO para cezası tatbik edilmiş ve kendisine 02/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Osmanlıspor’un savunması her ne kadar söz konusu cezanın uygulanmadığını yönünde olsa da, CAS cezanın infazının Aralık ayında gerçekleştirilebileceği gerekçesiyle bu savunmayı da reddetmiştir. Kulübün davranışlarının oyuncu açısından işverene olan güveni sarsar nitelikte olduğunu da kararında dikkate alacağını belirtmiştir.

 

Oyuncunun yasağının 02/12/2017 tarihinde kaldırıldığı belirtilmekle birlikte kendisine sadece A takımının tesislerini kullanma izni verilmiş olup tesisleri yalnız koşu ve spor salonu bazında kullanmasına izin verilmiştir. Kulüp ise savunmasında oyuncunun doktorun önemli bir şeyi olmadığını belirtmesine karşın ağrılarının olduğunu söylediğini aktarmıştır. Doğal olarak kulaktan dolma bu tanıklık CAS tarafından ciddiye alınmamıştır. Oyuncu beyanlarını bunların yanı sıra tanık ifadelerine de dayandırmıştır. CAS burada ispat yükünün Osmanlıspor’da olduğunu belirterek oyuncunun beyanlarına itibar etmiştir.

 

CAS kararı hukukumuzda ve doğal olarak spor hukukunda da önemli bir yer tutan ve usuli bir kurum olan derdestlikle alakalıdır. Gerek kararın tarihinin çok yeni olması gerekse de ayrıntılı bir biçimde derdestliğin bu kararda incelenmiş olması, alanın uygulayıcıları kadar teorik açıdan konuyla ilgili olanlar için de önem arz etmektedir.

 

Club Al Arabi ile Ashkan Dejagah arasındaki davanın kronolojik gelişimi şu şekildedir;

1. 23/07/2014 tarihinde taraflar 01/07/2014 tarihinden – 30/06/2018 tarihine kadar geçerli olacak şekilde hizmet sözleşmesi imzalamıştır. Sözleşmenin bazı önemli hükümleri şu şekildedir;

 

 Sözleşmenin geçerliliği QFA tarafından tescil ve QSLM tarafından onaylanmasına bağlıdır. Sözleşme usulüne uygun feshedilmediği takdirde aynı koşullarla bir yıl daha uzayacaktır. (md.9)

 

 Taraflar,

 

Sözleşmeyi ikale yoluyla yahut,

 

 Haklı sebeplerin bulunması halinde, FIFA Düzenlemeleri ve Katar iç hukukuna uyarak, 15 günlük ihbar müddetinde sonra hüküm doğuracak şekilde feshedebilir. Tarafların arasında ikale sözleşmesinin bulunmaması yahut akdin feshi için haklı sebeplerin bulunmaması halinde oyuncu kulübe 30 milyon euro, kulüp ise oyuncuya kalan maaşının net tutarını tazminat olarak ödeyecektir. (Karardan söz konusu cezai şartın ifa yerine geçen cezai şart mı yoksa ifaya ekli cezai şart mı olduğu anlaşılmamaktadır) (md.10).

 

 1.Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk öncelikle FIFA mevzuatıdır. Taraflar uygulanabilirliği bulunduğu takdirde sözleşmeyi QFA ve QSLM statülerine uyumlu biçimde ve FIFA DRC’ye sunarlar.

2. Nisan 2016 tarihinden itibaren kulüp oyuncunun maaşını ödememiş dahası 2016 yaz döneminden sonra oyuncunun tescilini QFA nezdinde terkin ettirmiş ve oyuncu bir daha müsabakalarda forma giyememiştir.

3. 31 Ekimde oyuncu QFA’ya başvurarak 2016 Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin maaşlarını talep etmiş ve sicilden terkini hakkında bilgi talebinde bulunmuştur.

4. Kulüp QFA’ya 22 Kasım 2016 bildirimde bulunarak söz konusu dönemlere ilişkin borcunu kabul etmiştir. Daha sonra yine kulüp tarafından 800.000 Euroluk borcu kabul edildiği oyuncuya da bildirilmiş ve konusu üzerinde çalıştıkları belirtilmiştir. Bildirimde sicilden terkine ilişkin bir açıklamada bulunmamaktadır.

5. Oyuncu tarafından 01/12/2016 tarihinde kulübe bu kere Kasım maaşı, peşin ödeme talebini ile ek ifa yükümlülüklerini içerir biçimde 2.200.000 Euroluk talep yöneltilmiştir.

6. Oyuncu tarafından kulübe 18/01/2017 tarihinde sözleşmenin tek taraflı olarak uzatıldığı kulübe bildirilmiştir.

7. Oyuncu vekili ertesi gün muaccel maaşların ödenmemesi halinde oyuncusu sözleşmenin tek taraflı feshini önereceğini belirtmiştir.

8. 24/01/2017 tarihinde kulüp tek taraflı sözleşme uzatılmasının reddedildiğini ancak maaş ödemesi üzerinde çalıştıklarını bildirmiştir.

9. 25/01/2017 tarihinde oyuncu sözleşmeyi yazılı olarak feshetmiştir.

10. Bu fesih bildirimi üzerine 16/02/2017 tarihinde kulüp tarafından Katar mahkemeleri önünde 30.000.000 euroluk tazminat talebinde bulunulmuştur.

 

3. Derdestlik

 

Derdestlik hukukumuzda dava şartıdır. Daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan (derdest) bir davanın bulunmaması Yeni açılan davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının tespiti halinde ikinci davanın usulden reddi gereklidir. Birinci davanın derdest olmasından kasıt davanın henüz karara bağlanmamış olması yahut karara bağlanmış olsa dahi şekli anlamda kesinleşmemiş olmasını ifade eder. İlk derece mahkemesince karar verilmiş ancak dosya istinafta görülmekte ise de derdesttir. Birinci dava hakkında esasa ilişkin karar kesinleşmişse artık derdestlik sebebiyle değil kesin hüküm sebebiyle davanın reddi gerekir.

 

Birinci dava dosyası işlemden kaldırılmış olsa dahi dava üç ay süre ile derdest kalmakta devam edecektir. Bu süre içerisinde de bu nedenle dosya derdesttir.  

 

FIFA DRC KARARI

 

DRC önüne gelen uyuşmazlıkta oyuncunun talebini kısmen kabul etmiş, kulübün karşı talep olarak ileri sürdüğü 30.000.000 milyonluk talebi ise reddetmiştir. Buna göre kulübün oyuncuya toplam 1.000.000 Euro ödemesine ayrıca 3.400.000 Euro da tazminat ödemesine hükmetmiştir.

 

15 Kasım 2019 tarihli DRC kararı FIFA uyuşmazlık çözüm kurullarının uyuşmazlığın çözümünde yetkili olup olmadıklarını belirlemesi açısından birçok önemli nokta barındırmaktadır. Buna göre FIFA’nın yetkili kurulları sözleşme tarafından açık olarak dışarıda bırakılmamıştır. Dahası iddiayı ispat ona dayanana düşeceğinden futbolcunun Katar adli mercilerindeki yargılamadan haberdar edildiği de kulüp tarafından ispat edilememiştir.

Kulüp tarafından uyuşmazlığın süre yönünden daha önce Katar mahkemelerine götürülmüş olması DRC gibi yapıların yetkilerini ortadan kaldırmamaktadır. Bunun da ötesinde kulüp tarafından DRC’ye oyuncunun derdest yargılamayla ilgili bilgilendirildiğine ilişkin ikna edici deliller sunulamamıştır.

 

DRC ayrıca sözleşmenin feshinde oyuncu tarafından dayanılan haklı sebeplerin olup olmadığını da incelemiştir. Oyuncu talebini finansal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve QFA sicilinden terkinine bağlamış buna karşın kulüp ise oyuncunun fesih için gerekli adımları izlemediğini, öncelikle kulübü bilgilendirmediğini, sicilden terkin işleminin münakıt akde etkisi olmadığını ve oyuncunun tekrar tescilinin mümkün olduğunu belirterek haklı sebebin bulunmaması nedeniyle 30.000.000 Euro tazminat istediğini belirtmiştir. DRC kulübün 3 kere mütemerrit kılındığını, taraflar arasında belirli sürelerden beri maaş ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmadığını belirterek kulübün dayandığı iddialarını ispat edemediğini belirtmiştir.

 

DRC daha önceki kararlarına paralel biçimde oyuncunun sadece finansal haklarının bulunmadığını takımıyla birlikte müsabakalarda yer alma olasılığının da oyuncunun hakları arasında bulunduğunu belirtmiştir. Bu nedenle oyuncunun sicilden terkini söz konusu hakkını elinden alır niteliktedir. Hatta sadece tek başına oyuncunun tescil edilmemesi dahi akdin ciddi ihlali niteliğindedir. Bu nedenle oyuncu açısından akdin haklı sebeplerle feshi koşulları oluşmuştur.

 

DRC bütün bunlara ek olarak sözleşmenin feshi halinde sözleşmede öngörülen tazminatın ifalar arasında orantısızlık olmasına bağlamış ve futbolcu lehine olarak ayrıca tazminata hükmetmiştir.

 

Kulüp kararı CAS’a taşımıştır.

 

Kulübün derdestlik yönünden itirazı;

 

Kulüp CAS’ın yetkisini tanımakla birlikte sadece DRC kararı ile sınırlı olarak inceleme yapmasını talep etmiştir. Söz konusu talep doğaldır ki CAS’ın davanın esasına girerek inceleme yapmasını engelleme amacına yönelmiş, DRC tarafından kısmen kabul edilen oyuncu talebinin temyiz yoluyla genişletilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır ki uygulayıcılar açısından durum gayet mantıklıdır.

 

Kulüp derdestlik itirazını İsviçre Milletlerarası Özel Hukuk Kanunu (IPRG) Art.9’a dayandırmıştır. Söz konusu maddede derdestliğin söz konusu olabilmesi için iki davanın konu ve taraflarının aynı olması, kararın İsviçre’de uygulanabilir olması ve davanın açıldığı ilk mahkemenin yargılamayı makul süre içerisinde bitirebilecek olması,

 

Kulüp aynı Kanunun 186. Maddesine de dayanmış ve CAS’ın daha önceki kararlarına atıf yapmıştır. Söz konusu madde gereğince 1. Dava devlet mahkemeleri önünde derdest ise, 2. Uyuşmazlığın tarafları ve konusu aynı ise ve 3. Ciddi (gerektirici) sebepler varsa tahkim yargılamasının durdurulması gerektiği,

 

Kulüp ayrıca hizmet sözleşmesiyle bağlantılı olan davaların FIFA Regulations on the Status and Transfer of Players (FIFA RSTP) Art. 22 gereği hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların hukuk mahkemelerinde de ikame edilebileceğinin düzenlendiğini, FIFA DRC’nin taraflar FIFA uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ek olarak sözleşmede Katar mahkemelerini de yetkili kıldığını ve davanın hali hazırda Katar mahkemesinde derdest olduğunu,

 

Katar mahkemesindeki davanın, futbolcunun DRC uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuru yapmasından yedi ay önce ikame edildiğini,

 

Çelişkili kararların İsviçre kamu düzenine aykırılık teşkil edeceğini,

 

Usul açısından ileri sürerek dosyanın sadece DRC kararı açısından incelenmesini talep etmiştir. Yukarıda belirttiğimiz üzere konumuz usul hukukuna ilişkin olduğundan davanın esasına ilişkin savunmaları DRC önündeki çözüm sürecinde olduğu gibidir.

 

Oyuncunun cevapları;

 

Oyuncu sözleşmede Katar mahkemelerinin yetkisinin gayri münhasır nitelikte olduğunu ve bu nedenle Katar mahkemelerine başvurma zorunluluğu bulunmadığını,

 

DRC’nin mahkeme olmadığı gibi ulusal hukuk manasında tahkim niteliği de göstermediği,

 

Tahkim yargılamasını durdurulma koşullarından olan yargılamanın Katar mahkemesinin yargılamayı makul sürede bitirmediği,

 

Kulüp her ne kadar Katar mahkemeleri nezdinde dava evrakının davalıya tebliğini talep ettiğini belirtmiş olsa da dava evrakının tebliğ edilmediğini,

 

2017’de dava ikame edilmiş olmasına karşın ilk duruşmanın Nisan 2020’de yapıldığı,

 

Oyuncunun FIFA DRC nezdinde ikame ettiği prosedürle Katar mahkemeleri önündeki dava konusunun aynı olmadığını, DRC huzurundaki davanın ödenmemiş maaşlara ve sicilden terkinine ilişkin olduğu ancak Katar mahkemesi önünde derdest olan davanın konusunun tazminat olduğunu belirtmiştir.

 

CAS KARARI

 

CAS, FIFA Statüsü 2019 Art.58 uyarınca FIFA hukuk kurullarının, konfederasyonların, üye birliklerin ya da liglerin kararlarına karşı 21 gün içerisinde CAS’da temyiz yoluna gidilebilir. Her ne kadar Kulüp tarafından CAS incelemesinin DRC kararıyla sınırlandırılması talep edilmiş olsa da Kulübün yargılama içerisindeki mevcut pozisyonu dikkate alındığında talebinin CAS açısından bağlayıcı olmadığı, süresi içerisinde CAS başvurusu yapıldığı ve bu nedenle de başvurunun yargı ve zaman yönünden kabul edilebilir olduğuna karar verilmiştir.

 

Uygulanacak hukuk açısından CAS tarafların sözleşmede belirlediği üzere FIFA düzenlemelerini uygulayacaktır. Katar hukukunun uyuşmazlıkta uygulanmasını CAS doğru bulmamıştır.

 

Derdestlikle ilgili olarak CAS’ın ilk belirlemesi electa una via non datur recursus ad alteram olup, bu ilkeye göre ulusal mahkemelere başvuran tarafın söz konusu uyuşmazlığı daha sonra CAS önüne getirmesi mümkün değildir.

 

CAS, DRC’nin derdestlik ile sonucuna katıldığını belirtmekle birlikte hukuki sebebine katılmadığını belirtmiştir. İlk olarak CAS’a göre dersdestlik gayri münhasır olmayan yetki durumlarında da söz konusu olabilir. Burada DRC’nin yaklaşımından ayrılan CAS, Katar mahkemeleri önündeki dava evrakının davalıya tebliği kanıtlanmamış olsa dahi İsviçre hukuku açısından tebliğin davanın kurucu unsuru olmadığını belirterek DRC’den bu konuda da uzaklaşmıştır.

 

CAS yukarıda belirttiğimiz, iki davanın konu ve taraflarının aynı olması, kararın İsviçre’de uygulanabilir olması ve davanın açıldığı ilk mahkemenin yargılamayı makul süre içerisinde bitirebilecek olması ve kararın İsviçre’de uygulanabilecek olması koşullarını barındıran IPRG Art..9’u[8] iç tahkim yahut İsviçre mahkemeleri yönünden değerlendirmiş ve ilgili hükmün uluslararası tahkime uygulanmayacağını belirtmiştir. Buna ek olarak Art.186’nın uluslararası tahkimi düzenlediğini belirten CAS, ilgili hükümde geçen ciddi yahut esaslı sebeplerin de bulunmadığını belirtmiştir.

 

Doktrin ve daha önceki kararlarına atıf yapan CAS, tahkim yargılaması ve yabancı mahkeme yargılamasının aynı anda yürümesinin kamu düzenini bozar nitelikte olmadığını belirterek CAS Code Art.R55’de yer alan esaslı sebepler ve IPRG ciddi sebepler bulunmadığı sürece tahkimin durdurulma zorunluluğu bulunmadığını belirtmiştir.

 

CAS, Art.186’da geçen tahkimin durdurulması için ciddi yahut esaslı sebebi tarafın haklarının ciddi şekilde zarar görmesi olarak yorumlamış ve haklı olarak her paralel yargılamanın Art.186 kavramına sokulmasının tahkimi ortadan kaldırabileceğini vurgulamıştır.

CAS’a göre yabancı mahkeme yargılamasının ilerlemiş olması tahkim yargılamasının durdurulması için ciddi sebep oluşturabilir. Ancak Katar mahkemesinde daha dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmemiş olması yargılamanın ileri bir aşamaya varmadığının ve yakın bir gelecekte de varmayacağının göstergesidir. CAS bu noktada 16 Şubat 2017’de başlayan yargılamanın sadece bir duruşması için tarih belirlenmesini (27 Nisan 2020) ve bu duruşmanın COVID-19 salgını nedeniyle ertelenmesini de yargılamanın uzayacağının göstergesi olarak değerlendirmiştir.

 

Gerek IPRG Art.186 gerekse de CAS Code Art.R55’de yer alan ciddi sebepler ile esaslı sebeplerin bulunmaması nedeniyle CAS tahkim yargılamasının durdurulması yönündeki talebi reddetmiştir.

 

Konunun Farklı Olması  

 

CAS IPRG Art.186 gereğince huzurunda görülen uyuşmazlıkta konunun da aynı olmadığını belirtmiştir. DRC’ye paralel olarak futbolcunun talebi ödenmemiş maaşları toplamı 961,290 Euro ile 5,312,709.71 Euro tazminata ilişkinken kulübün Katar mahkemelerindeki talebi ve DRC’de karşı talebi tazminat olarak 30,000,000 Euro tazminata ilişkindir. Şu durumda Katar mahkemesinde sadece Kulübün talebi yargılama konusuyken DRC’de iki talep de yargılama konusu yapılmıştır. Bununda ötesinde FIFA RSTP Art.17/2 uyarınca Kulüp de DRC avantajlı durumdadır. Çünkü söz konusu hüküm uyarınca Kulübün futbolcunun yeni anlaştığı kulübünde sorumlu tutulabilmesi mümkündür.

 

Bütün bu sebeplerle Kulübün derdestlik nedeniyle yaptığı itirazlar reddedilmiştir.

 

Haklı Sebepler Fesih Açısından Uyuşmazlığın İncelenmesi

 

CAS’ın bu konuda ki yaklaşımı genel olarak CAS’ın bu konuda belirlediği ilk yaklaşım haklı sebeplerle sözleşme feshinin her davanın kendi özellikleri göz önüne alınarak çözülmesi gerektiğidir. RSTP Art.14’de geçen haklı sebep halinde taraflardan biri herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadan (tazminat sorumluluğu olmadan yahut spor müsabakalarına ilişkin yaptırıma uğramadan) feshedebileceğini düzenlemektedir. CAS kararında doğal olarak İsviçre hukukunu da yorum aracı olarak kullanmış ve fesheden tarafın iyi niyeti olması ve kendisinden sözleşme ilişkisinin devamı beklenemeyecek durumdaysa haklı sebebin varlığından bahsedilir.

 

İşverenin asli edim yükümü bir miktar paranın ödenmesi olduğundan özellikle tekrar eden ödememe yahut geç ödeme durumları işçi açısından haklı sebeplerle fesih nedenidir. İşverenin ödeme yükümünü ihlal etmesinin sebebinin finansal zorluklardan vb... kaynaklanmasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. CAS haklı sebeplerle sözleşmeyi feshedecek tarafın karşı tarafa edimini ifa etmesi için “makul” süre verilmesi gerektiğini ve akdin ifası için karşı tarafın ihtar edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak karşı tarafın edimini ifa etmeyeceği somut olay açısından anlaşılabiliyorsa mühlet verilmesi yahut ihtarda bulunulması zorunluluğu ortadan kalkmaktadır.{jcomments on}



[1] Hasan PETEK, Futbolcu ile Kulübü ve Milli Takım Arasındaki Hukuki İlişkiler, Cevdet Yavuz’a Armağan, 2016, s.2409

[2] Ezcümle Yargıtay da sözleşmeyi hizmet sözleşmesi olarak tanımlamaktadır. Y. 10. HD 1974/199 E. 1974/1274 K. 24.01.1974 T. sayılı kararında “profesyonel sporcu ile kulübü arasındaki hizmet sözleşmesinin belirli veya belirsiz süreli olsun hizmet sözleşmesinin unsurları olan hizmetin görülmesi, süreklilik, ücret, bağımlılık ve tarafların anlaşması sporcu sözleşmelerinde de bulunmaktadır. Ayrıca her türlü iş, hizmet sözleşmesinin konusunu oluşturabileceğinden; bedeni, fikri, artistik, teknik , ilmi, faaliyetler arasında bu açıdan bir farklılık mevzubahis olmamaktadır”.

[3] Safa REİSOĞLU, Türk Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 24. Bası, Beta Yay., 2013, s.415.

[4] Fikret EREN, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16 Baskı, Yetkin Yay. 2014, s.1260

[5] Peter GAUCH, System Der Beendigung von Dauerverträgen, Universitätsverlag, 1968, s.174 dn.3; Sir Basıl MARKESINIS/ Hannes UNBERATH/ Angus JOHNSTON, The German Law of Contract A Comperative Treatise, 2nd Ed. Hart Publishing, 2006, ss.436-437; FIFA Commentary on RSTP, 2021, s.107.

[6] FIFA Commentary on RSTP, 2021, s.106.

[7] FIFA Commentary on RSTP, 2021, s.112.

[8] 1 Ist eine Klage über denselben Gegenstand zwischen denselben Par­teien zuerst im Ausland hängig gemacht worden, so setzt das schwei­zerische Gericht das Verfahren aus, wenn zu erwarten ist, dass das ausländische Gericht in angemessener Frist eine Entschei­dung fällt, die in der Schweiz anerkennbar ist.

  1. 2 Zur Feststellung, wann eine Klage in der Schweiz hängig ge­macht worden ist, ist der Zeitpunkt der ersten, für die Klageeinlei­tung not­wendigen Verfahrenshandlung massgebend. Als solche genügt die Einleitung des Sühneverfahrens.
  2. 3 Das schweizerische Gericht weist die Klage zurück, sobald ihm eine ausländische Entscheidung vorgelegt wird, die in der Schweiz an­erkannt werden kann.
                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  2318  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Futbol Ekonomi Site Yetkilisi Perşembe, 22 Eylül 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

17/09/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.774,49

+0,17

 bjk BJKAS

6,23

-1,89

 fb FENER

134,90

+4,57

 gs GSRAY

7,12

-1,39

 trabzon TSPOR

1,09

-3,54

   SPOR ENDEKSİ

3.792,55

-0,37

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 42320166

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 6 6  0 20 5 15 18
2 Fenerbahçe 6  4   1 1 14  5   9

13

3 Beşiktaş 5 4 1  0 11 4 7

13

4 Samsunspor 6  4   0  2 3  4 12
5 Başakşehir 5 3 1  1   11  7 4 10
6 Göztepe 5 2 3 0 8  3 

  5 

 9 
7

Eyüpspor

6 2  3  1   8 5 9
8 Konyaspor 6 2 2

7 -1 6
9 Sivasspor 6 2 2 -1 6
10

Antalyaspor

6 2 2 2 12   -3 8
11 Kasımpaşa 6 1 2

6

8   -2  6
12 Alanyaspor 6 2 9 -3  6 
13 Bodrumspor 2 0

4

5  9  -4  6
14 Trabzonspor 5 5 0 0 5
15 Gaziantep 5 1 3 4 7 -3 4
16

Rizespor

6

1

1 4 3 14  -11 4
17 Kayserispor 5  3 5 -4
18 Hatayspor 6 2 4 4 10  -6 2

19

A.Demirspor 6 0 1 5 5 14 -9 

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.