Tribünlerden Yükselen Nefret
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Prof. Dr. Fuat Tanhan Tribünlerden Yükselen Nefret

Tribünlerden Yükselen Nefret

 20Resim1

Prof.Dr.Fuat Tanhan Spor müsabakaları çoğu zaman toplumsal barış ve kaynaşma potansiyeli taşısa da, 16 Aralık 2025 tarihinde Soma Spor ile Bursaspor arasındaki TFF 2'nci Lig karşılaşmasında yaşananlar, bu potansiyelin trajik bir şekilde nasıl tersine dönebildiğini gözler önüne sermiştir.

Bu maçta, Bursasporlu bir grup taraftarın tribünlerden Kürt siyasetçi Leyla Zana'yı hedef alan cinsiyetçi, küfürlü ve ırkçı sloganlar atması, olayı basit bir sportif taşkınlığın çok ötesine taşımıştır.

Bu makalemizde tribünlerde yükselen şiddeti futbol, kolektif travma ve siyasal kimliğin patolojik dışa vurumu bazında  değerlendirmeye çalışacağız. 

Bu olayı anlamak, taraftar kimliğinin doğasını kavramakla başlar. Araştırmalar, bir taraftar kimliğinin kişisel, sosyal ve rol kimliklerinin karmaşık bir şekilde iç içe geçtiği, sürekli gelişen bir yapı olduğunu göstermektedir. Söz konusu vaka, bu çok katmanlı ve entegre kimliğin patolojik bir tezahürüdür. Bu bağlamda taraftarlık, sporla sınırlı bir rol kimliği olmaktan çıkarak, daha geniş ve siyasi bir "biz" kimliğinin taşıyıcısı haline gelmiştir.

Sosyal psikolojideki Kimlik Füzyonu Teorisi, kişisel kimlikle grup kimliğinin bu derecekaynaşmasının, bireyleri gruba olağanüstü bir adanmışlığa ve onun uğruna aşırı eylemlere hazır halegetirebildiğini ortaya koyar. Sosyal kimlik teorisi de bireylerin sosyal gruplara üyelikleri aracılığıyla benlik saygısı ve kimlik edindiğini açıklar. Nitekim, yaşananların salt bir kişiye değil, Zana'nın şahsında Kürt kimliğine ve kadınlara yönelik bir saldırı olarak değerlendirilmesi, bu genişletilmiş grup narsisizmini ve hedef tahtasını doğrulamaktadır. Siyaset psikolojisi, Leyla Zana gibi sembolik figürlerin karmaşık siyasi çatışma ve kimlik mücadelelerinin odak noktası haline gelebildiğini belirtir. Dolayısıyla onlara yönelik saldırılar aslında temsil ettikleri kolektif kimliği hedef alır.

Bu durum, toplumsal düzeyde çözülmemiş, derinlere gömülmüş travmaların ve kimlik temelli kırılmaların bir dışavurumudur. Travma psikolojisi, toplumsal travmaların kuşaklar boyu aktarılabileceğini ve kolektif hafızada saklanarak, tetikleyici sembolik olaylarla yeniden canlanabileceğini öne sürer. Tribünler, bu bastırılmış duyguların nispeten güvenli ve cezasız bir şekilde ifade edilebildiği nadir kamusal alanlardan biri haline gelir. Toplumsal gerilim, psikolojide yer değiştirme olarak bilinen bir baş etme mekanizmasıyla, orijinal ve karmaşık kaynağından uzaklaştırılarak somut ve ulaşılabilir bir hedefe, yani tribünlere ve oradaki bir sembole yönlendirilir. Judith Herman'ın işaret ettiği gibi, şiddetin bu dolaylı ifadesi çözümlenmemiş kolektif acının patolojik bir tezahürü olabilir.Ancak burada yaşanan, sağlıklı bir katarsis değil, kolektif nefretin pekiştirildiği patolojik bir süreçtir. Maç, rakip takımlar arasında oynanan bir oyun olmanın ötesine geçerek, tarihsel ve toplumsal gerilimlerin sembolik olarak savaştığı, "öteki"nin sembolik olarak imha edilmeye çalışıldığı bir sahneye dönüşmüştür.

Tribün, bir arınma alanı değil, Frantz Fanon'un işaret ettiği türden kimliğin politik bir mücadele alanına dönüştüğü ve ötekinin insanlıktan çıkarılarak (dehumanizasyon) şiddetin meşrulaştırılabildiği bir mikrokozmostur. Kazanmaktan ziyade, bir kimliğin sistematik olarak aşağılanması ve onun temsil ettiği değerlerin sembolik olarak yenilgiye uğratılması amaçlanır. Bu, siyaset psikolojisinde "sembolik siyaset" olarak adlandırılan, somut çıkarlardan ziyade kimlik, değer ve aidiyet temelli çatışmaların ön planda olduğu bir duruma karşılık gelir.

Olayın en çarpıcı yönlerinden biri, anlık bir kalabalık heyecanının ürünü gibi görünmemesidir. Kullanılan sloganların ve sembollerin seçimi, belirli bir siyasi figüre odaklanması, bunun önceden düşünülmüş ve örgütlenmiş bir eylem olduğu izlenimini güçlendirir. Bu, Edgerton'ın "adiyafora" dediği, ahlaki duyarsızlık ve körelmenin pasif bir halden aktif ve organize bir hale evrildiği duruma işaret eder.Bu bağlamda, sosyal psikolojinin klasik deneyleri açıklayıcıdır. Milgram'ın itaat deneyi, sıradan bireylerin bir otorite figürünün yönlendirmesiyle nasıl ahlaki sınırlarını askıya alabildiğini gösterir. Zimbardo'nun hapishane deneyi, bireylere verilen rollerin (gardiyan/tutsak) onları nasıl hızla tanımadıkları insanlara karşı düşmanca davranmaya itebildiğini ortaya koyar. Asch'in uyma deneyi ise, grubun dışlamasına maruz kalmamak adına inanmadığı bir fikre bile açıkça katılan bireyleri göstererek, olaydaki taraftar davranışını açıklar. Futbol tribünleri de bireyi kalabalık içinde eriten, ona güçlü bir grup kimliği ve rolü veren bir sosyal laboratuvar işlevi görür. Bu rolün normlarına (nefret söylemi, düşmanlaştırma) itaati ise yoldaşlık ve bağlılık olarak kodlar. Bu süreç, geleneksel sosyal kimlik teorisinin açıklamakta zorlandığı, kişisel ve grup kimliklerinin birleşerek aşırı eylemlere yol açabildiği bir dinamiği yansıtır. Burada “kötülük”, taraftarlığın arkasına gizlenen örgütlü bir mekanizmaya dönüşür.

Bahsi geçen maçta yaşananlar sporun bir toplumsal barış aracı olma potansiyelini nasıl yitirebildiğinin trajik bir örneğidir. Tribünler, yıkıcı bir grup kimliğinin beslendiği, tarihsel travmaların yeniden canlandırıldığı, ahlaki duyarsızlığın kolektif bir performansa dönüştürüldüğü ve "öteki"ne yönelik insanlıktan çıkarmanın en acımasız biçimlerinin sergilendiği alanlara dönüşmüştür. Edgerton'ın "hasta" toplum tasvirindeki "sevgisizlik", "hissizleşme" ve "ahlaki duyarsızlık" semptomları, bu mikrokozmoslarda somut bir gerçeklik olarak yaşanır.

Bu patolojinin tedavisi, yalnızca sportif cezalarla sınırlı kalamaz. Sorunun kökleri toplumsal ve psikolojik olduğu için çözüm de çok katmanlı olmalıdır. Toplumsal düzeyde, kimlikler üzerinden yaşanan gerilimlerin konuşulabilmesi ve kolektif travmaların sağlıklı yollarla işlenmesi gereklidir. Eğitsel düzeyde, spor yoluyla küçük yaşlardan itibaren empati, saygı ve fair-play eğitiminin verilmesi kritiktir. Psiko-sosyal düzeyde, taraftar gruplarıyla çalışılarak aidiyet duygusunun nefret üzerinden değil, olumlu değerler etrafında inşa edilmesi sağlanmalıdır. Yasal ve kurumsal düzeyde ise, nefret söylemi ve ayrımcılığın spor alanında caydırıcı ve tutarlı bir şekilde cezalandırılmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirilmelidir. Barış psikolojisinin de vurguladığı gibi, çatışmaların dönüştürülmesi için diyalog, ortak kimlik inşası ve yapısal adaletin sağlanması gibi çok yönlü müdahaleler gereklidir. Sağlıklı bir spor kültürü, ancak bu patolojik döngülerin her düzeyde sistematik olarak kırılmasıyla inşa edilebilir.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  75  Defa Okunmuştur
 

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Turgay Biçer
Prof. Dr. Turgay Biçer

Kimler Sitede

Şu anda 939 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 55262931

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1