Ülker, Fenerbahçe'ye 90 Milyon Dolar'lık Sponsorluk desteği verecek
4 Ağustos 2015- Fenerbahçe Kulübü ile Ülker arasında Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun isim hakkı için yürütülen sponsorluk görüşmeleri nihayet sonuçlandı.
Ocak 2015'te futbola verdiği sponsorluktan çekildiğini bir deklarasyonla tüm kamuoyuna duyuran Ülker, ani bir kararla tekrar futbola geri dönüş yaptı. yeni anlaşmayı Fenerbahçe ile yapan Ülker, Şükrü Saracoğlu Stad ismi ve diğer muhtelif reklam ve tanıtım haklarını kapsayan 90 milyon ABD Doları tutarında bir sözleşme imzaladı.
Sarı lacivertli futbol takımının iç saha maçlarını oynadığı stadyumun adının bundan böyle Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Ülker Stadyumu olacağı öğrenildi. Anlaşma karşılında Ülker, Fenerbahçe Kulübü'ne on yıllığına 90 milyon dolar ödeyecek.
Hatırlanacağı üzere 2006 yılından itibaren Fenerbahçe ile Ülker arasında basketbolda yaşanan birliktelik 1 Ağustos 2014 itibariyle sona ermişti...
Fenerbahçe, uzun süredir yürüttüğü stat isim sponsorluğu konusunda Ülker ile anlaşmaya vardı. Konuyla ilgili borsaya bildirimde bulunan sarı-lacivertliler şu ifadeleri kullandı:
“Şirketimiz ile Yıldız Holding A.Ş. arasında 2015-2016 sezonundan başlayıp 2024-2025 sezon sonuna kadar (10 sezon için) geçerli olmak üzere, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stad ismi ve diğer muhtelif reklam ve tanıtım haklarını kapsayan 90 milyon ABD Doları tutarında bir sözleşme imzalanmıştır"
2006 yılında basketbolda Ülker ile işbirliğine giren Fenerbahçe ile Ülker arasındaki ortaklık geçtiğimiz günlerde son bulmuştu. Yeni yapılan anlaşmayla birlikte artık Ülker, Fenerbahçe'nin stadının yeni isim sponsoru oldu. Bundan böyle Fenerbahçe'nin stadının ismi Şükrü Saraçoğlu Ülker Stadyumu olacak.
Ülker Ocak 2015'te yayınladığı bire deklarasyonla Futbola olan sponsorluk desteğini kestiğini, tüm gazetelere ilan vererek açıklamıştı.
İşte Ülker’den, o tarih itibariyle yapılan açıklamalardan akılda kalan çok önemli mesajlar:
“İngiltere ve Almanya’daki seyircileri görünce kıskanmamak elde değil. Ülke adına çok üzülüyorum. Orada düşmeye aday takımların maçlarına bile binlerce seyirci geliyor. En son İngiltere’de bir maça gittim. Ortam inanılmaz güzeldi, müthiş keyif aldım. Ne yazık ki bizde bunları göremiyoruz. Futbolseverlerin mutluluğunu engellemeyelim. 1.5 saatlik bir maç sırasında stada giden sporseverler sevinebilir, kızabilirler. Bu normaldir. Daha hoşgörülü olmalıyız. Passolig sistemi getirilirken, daha esnek olunabilirdi. Kimse kişisel bilgilerinin, devlet de olsa kayıt altına alınmasını istemez, rahatsız olur.
‘YABANCI KURALI MANTIK DIŞI’ Tribünler niye boş diye kafa yormalıyız. Son olarak 28 kişilik kadroda sadece 14 Türk’ün olması kararı yanlıştır. İsteyen takımlar 11 yabancıyla sahaya çıkacakmış. Bu mantık dışı. O zaman Türk çocukları ne yapacak?
‘BEKLEDİĞİMİZİ BULAMADIK’ TFF yetkilileriyle daha önce de konuştuk. Kendilerine nazik bir dille mektup yazdım. Üzülerek Milli Takımlar da dahil, sponsorluktan, formalardaki reklamlardan desteğimizi çekeceğiz. Biz sponsor olurken, Türk futbolu gelişsin, altyapılar güçlensin, oyuncular çıksın, Avrupa’da hatta dünyada ülkemiz söz sahibi olsun diye düşünmüştük. Ancak geldiğimiz noktada beklediğimizi bulamadık.”
İŞTE O MEKTUP İŞTE GERÇEKLER "Sporu destekleyen ve topluma faydasına inanan bir kurum olarak 8 yılı aşkın bir süredir milli takımın ve Türkiye’nin güzide kulüplerinin büyük destekçilerinden biriyiz. Çocuklarımıza ve gençlerimize sporu sevdirmekle birlikte, tüm sporseverlerin mutlu anlarını çoğaltmayı ve paylaşmayı amaçlıyoruz. Türkiye’de her zaman en önemli eğlence ve motivasyon kaynağı olan futbolun şiddet, kavga ve gerginliklerle anıldığı, değerinin giderek düştüğü ve artık seyircilerin izlemek istemediği bir spor haline geldiğini üzülerek takip ediyoruz. Son günlerde büyük kulüplerin dahi boş tribünlere oynadığı bir ortamda, futbolun gerek taraftar gerekse markalar açısından cazibesini yitirdiğini, dramatik düşüşün bizi endişelendirdiğini belirtmek isterim. Dileğimiz, karşılıklı saygı ve fair-play anlayışının yaygınlaştırılması, futbolun seyirciyle birlikte değerinin yükseltilmesi... Ama ne yazık ki bu azalan ilgi ve değer karşısında kulüp ve müsabakalara desteğin anlamı kalmadığını da bilmenizi istedim."
1- Futbolun şiddet, kavga ve gerginlikle anılır olması. 2- Türk futbolunun marka değerindeki dramatik düşüş. 3- Maçların cazibesini yitirmesi, statların boş kalması. 4- Fair-Play’le örtüşmeyen atmosfer.