UEFA Başkanı Ceferin: Hiçbir Şeyden Korkum Yok!
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Diğer Yazarlar UEFA Başkanı Ceferin: Hiçbir Şeyden Korkum Yok!

UEFA Başkanı Ceferin: Hiçbir Şeyden Korkum Yok!

1584515751734-cefein

Futbolekonomi- 26 Mayıs 2025 Şampiyonlar Ligi finali 31 mayıs 2025’te  Münih’te Allianz Arena’da oynanacak. Ardından UEFA Uluslar Ligi'nin Dörtlü Finali yine Münih ve Stuttgart’ta yapılacak.

UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, geniş kapsamlı röportajında bu konuların yanı sıra Avrupa futbolundaki yeni formatlar, Finansal Fair Play, kadın futbolundaki kalite ve FIFA ile olan ilişkiler hakkında 25 Mayıs günü Lizbon’da oynanan Kadınlar Şampiyonlar Ligi finali öncesinde Alman Kicker’e konuştu. Yazarımız Hüseyin Özkök Türkçe’ye çevirdi.

Sayın Ceferin, Inter ile Barcelona arasında oynanan bir yarı final izlediğinizde kalbinizin hangi tarafı sevinçten daha çok çarptı? Futbolsever olan tarafı mı, yoksa Avrupa’nın en büyük kulüp organizasyonunun büyük bir ivme kazandığını gören UEFA Başkanı olan tarafı mı?

Bence her ikisinin birleşimiydi. Maç sırasında içimdeki futbolsever daha baskındı çünkü inanılmaz bir karşılaşmaydı. Inter 2-0 öne geçtiğinde neredeyse hepimiz Barcelona’nın elendiğinden emindik. Barcelona 3-2 öne geçtiğinde ise bu kez Inter’in elendiğinden çok emin olduk, ama sonra işler yine değişti. Turnuvanın başarısı hakkında düşünmeye otelde başladım. Eşim futbola pek ilgili değildir ama beni arayıp maçtan sonra yaşadığı adrenalinden dolayı uyuyamadığını söyledi.

Bu maç, kişisel en iyi maçlar listenizde nerede yer alıyor?

Hatırladığım kadarıyla izlediğim en heyecanlı maçtı. Bir stoperin (Acerbi) öyle bir gol atması, ki çoğu forvet atamaz, eşsizdi. Ben tarafsız bir futbolseverim, iki kulüpten birinin taraftarı değilim. Ama bu duygu dalgalanmasının taraftarlar için ne anlama geldiğini tahmin edebiliyorum.

Cumartesi günü Münih’te oynanacak Inter ile Paris Saint-Germain finali için bir tahmin yapmazsınız muhtemelen. Ama sezon başında bu iki takımı Şampiyonlar Ligi finalinde bekliyor muydunuz?

Şimdiye kadar yaptığım tahminlerin hepsi yanlış çıktı. Ama bu yıl elimde bir kanıt bile var: 21 Şubat’ta eski bir futbolcu olan bir arkadaşıma Inter ile PSG’nin final oynayacağını yazdım. Herkes bana güldü. Ama bu sadece bir şanstı, çünkü daha önce her yıl yanıldım.

Ama neden Şubat ayında böyle bir tahminde bulundunuz?

İlk olarak PSG’nin daha kötü oynayamayacağını düşündüm, çünkü grup aşamasında gerçekten çok kötüydüler. Daha sonra Gürcü oyuncu Kvaratskhelia’yı transfer ettiler, genç ve harika bir takımları var ve başlarında üst düzey bir teknik direktör bulunuyor. Birçok kişinin bilmediği şey ise Inter’in grup aşamasında sadece bir gol yemiş olması. Futbol, savunmayla kazanılır; çoğu zaman bu göz ardı edilir çünkü hepimiz golleri görmek isteriz. Inter’e karşı gol atmak gerçekten zor.

2010’dan bu yana ilk kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu İspanya, İngiltere veya Almanya dışından gelecek…

Evet, birçok ülkenin son ana kadar yarışın içinde kalması her zaman iyidir. Turnuvanın tek taraflı olmaması önemli.

UEFA sadece Şampiyonlar Ligi için değil, tüm üç Avrupa kupası için yeni bir format getirdi. Bu konu çokça tartışıldı. Sizce artık yüzde 100 başarılı oldu mu?

Bir şeyi yüzde 100 başarılı olarak nitelendirmek zor, ama bu yeni format büyük bir başarı ve beklentilerimizi aştı. Şampiyonlar Ligi’ni bir kenara koyarsak, Avrupa Ligi ve Konferans Ligi’ne bakalım. Sekiz milyon euroluk bütçesi olan bir Sloven kulübünün çeyrek finale kadar yükseldiğini gördüm. Celje, 40.000 nüfuslu bir şehir. Çeyrek finale çıktılar ve neredeyse 200 milyon euroluk bütçeye sahip Fiorentina ile başa baş mücadele ettiler. Bu yeni format, bu tür kulüplere çok daha fazla fırsat sunuyor.

Avrupa Kulüpler Birliği (Union of European Clubs), dayanışmanın daha güçlü olması gerektiğini, küçük kulüplerin daha çok dinlenmesi ve gelir artışlarından daha fazla pay alması gerektiğini söylüyor. European Club Association (Avrupa Kulüpler Birliği – ECA) ise daha memnun görünüyor. UEFA gelecekte bu ve diğer paydaşlarla nasıl bir ilişki kuracak?

Tüm paydaşlarla görüştük – ECA ile, European Leagues (Avrupa Ligleri) ile – bu, yeni döngünün başlamasından önceydi ve yeni dayanışma sistemi şu anda ilk yılında uygulanıyor. 4,4 milyar euronun yüzde 10’u dayanışma ödemelerine ayrıldı; bu da 440 milyon euro demek. Bu büyük bir para. UEFA’nın dayanışma konusunda gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum. Ama her zaman şöyle olur: Gelirlerin yüzde 90’ını dağıtsak bile, bazıları için bu hâlâ yeterli olmaz.

Peki, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birisi başarılı olduğunda asla mutsuz olmam. Başkalarının başarısına sevinmeye çalışırım ama elbette herkes böyle düşünmez.

Üç turnuvadan birine katılan kulüplerin geri bildirimi daha olumlu olmuştur herhalde.

Kulüpler adeta büyülenmiş durumda. O kadar mutlular ki inanması zor. Genel olarak Avrupa ligleriyle de çok iyi ilişkilerimiz var. Onlar da bizimle aynı ekosistemde yaşadığımızı ve birlikte çalışmamız gerektiğini anlıyor. Hepimiz bu rekabet sayesinde gelişiyoruz.

Sadece Liverpool’un teknik direktörü Arne Slot değil, başka bazı kulüpler de sisteme dair şikâyetlerini dile getirdi. Slot, lig aşamasını kazanmasına rağmen son 16 turunda güçlü bir rakip olan PSG ile eşleştiği için biraz mutsuzdu. Arsenal, lig performansı çok iyi olmasına rağmen çeyrek final rövanşında Real Madrid deplasmanına gitmek zorunda kalmaktan şikâyet etti. RB Leipzig çok zorlu rakiplerle eşleşti. Young Boys Bern ise katsayıya göre kura çekiminde aşırı derecede şanssızdı. Şimdi, lig aşamasında en iyi performansı gösteren takımların, sonraki tüm turlarda rövanş maçlarını evinde oynama hakkı elde etmesi konuşuluyor. Bu doğru mu?

Evet, bunu tartışıyoruz. Ama henüz bu konuda bir karar alınmadı. Açık konuşmak gerekirse, ben de düşünüyorum ki bu turnuvada lig aşamasını çok iyi tamamlamanın bir anlamı olmalı. Spor, sıralamalarla ve nasıl oynadığınızla ilgilidir; ne kadar popüler olduğunuzla ya da ne kadar büyük olduğunuzla değil. İşin cazibesi de burada zaten.

Yani, lig aşamasında en iyi performansı gösteren takımların, tüm eleme turlarında rövanş maçlarını ev sahibi olarak oynamasını sağlamayı mı düşünüyorsunuz?

Henüz bilmiyoruz. Şu anda bu konu hâlâ tartışma aşamasında. Şahsen bana mantıklı geliyor. Bazı ilginç öneriler aldık. Bu da kesinlikle dikkate değer bir fikir.

Uzatmaların kaldırılması ve doğrudan penaltı atışlarına geçilmesi sporcuların aşırı yüklenmesini önleyebilir. Bu gerçekten bir devrim olur. Taraftarlar böyle bir şeye hazırlıklı mı olmalı?

Böyle bir konuyu hiç gündeme almadık. Kulüp turnuvalarında böyle bir şey olmayacak.

UEFA, fiziksel ve zihinsel aşırı yüklenmeye karşı çözüm bulmak için oyuncuları ve teknik direktörleri nasıl sürece dahil ediyor?

Reform öncesinde bazı önemli teknik direktörlerle görüştük. Hepsi oldukça olumlu yaklaştı. Sonra içlerinden biri kulüp değiştirdi ve fikrini değiştirdi… ama size kim olduğunu söylemeyeceğim. Oyuncularla doğrudan konuşmak gerçekten zor. Ancak UEFA Futbol Kurulu gibi ilgili komisyonlarda eski futbolcularla görüşüyoruz. Oyuncu sendikası FIFPro Europe bizim için sadece bir formalite değil. Genel kurulumuza, onların temsilcisini gelecek yıl İcra Komitesi’ne daimi üye olarak almamızı önermeyi planlıyoruz.

Toni Kroos veya Gerard Piqué gibi yıldızların yatırım yaptığı Icon League ya da Kings League gibi yeni formatlar, bildiğimiz futbol için bir tehdit mi? Lizbon’da kadınlar için yedi kişilik yeni bir turnuva tanıtıldı. Tüm bunlar genç izleyicilerin dikkatini klasik futboldan uzaklaştırıyor mu?

Bana göre kesinlikle bir tehdit söz konusu değil. İsteyen Kings, Queens ya da başka ne lig varsa deneyebilir. Onlara başarılar diliyorum. Ama şu iddia — gençlerin futbolla ilgilenmediği — bunu bir de arkadaşlarımın çocuklarına söyleyin. Kızlarım ve arkadaşları futbola deli gibi düşkün. Bir arkadaşım az önce beni aradı ve yedi yaşındaki oğlunun (Ljubljana’dan) Borussia Dortmund taraftarı olduğunu anlattı. Bilgisayar başında değil, çocuklar yeniden dışarıda. Geri dönüyorlar. Şampiyonlar Ligi maçlarını sonuna kadar izleyebilmek için ertesi gün okula gitmeleri gerekse bile ebeveynlerinden izin istiyorlar. "Gençler artık ilgilenmiyor" demek, gerçeği bilmeyen insanların tipik söylemi. Yeni bir şey yaratmak isteyenlere bir şey demem, sorun yok. Ama futbol bizim DNA’mızın bir parçası. Her şeyi icat edebilirsiniz, yeni lig kurabilirsiniz ama Şampiyonlar Ligi marşını duyduğunuzda tüyleriniz diken diken olur. Ben korkmuyorum. Ne istiyorlarsa deneyebilirler.

Son yıllarda Dünya Kupalarının genişletilmesi konusunda şüpheciydiniz ama bu gerçekleşti. Şimdi FIFA, hem erkekler hem kadınlarda daha fazla takımın katıldığı Dünya Kupaları düşünüyor. Daha fazla maç, daha fazla para — kulağa basit geliyor ama bu futbolun iyiliği için mi?

Biz başından beri bunun daha iyi olacağına şüpheyle yaklaştık çünkü daha fazla takım genelde daha düşük kalite demek. Birincisi: Biz burada Avrupa futbolunu, federasyonlarımızı ve organizasyonlarımızı korumak için bulunuyoruz. İkincisi: Eğer deniyorsa ki "bu genişlemeleri destekliyorsunuz", başka ne yapılması gerektiğini bilmiyorum. Biri bana (FIFA Konseyi’nde) 36 oydan sadece 9'una sahipken bir kararı nasıl engelleyebileceğimizi açıklasın isterim. Her mücadele yorucu. Nerede mücadele etmeniz gerektiğine karar vermelisiniz. Biz, daha fazla takım olmasının mantıksız olduğunu düşünmemize rağmen, erkekler ve kadınlar Dünya Kupası için 48 takımı kabul ettik çünkü bu Avrupa futboluna zarar vermiyor. Ama yeni 64 takımlı öneri tamamen saçmalık.

Yani?

Biz bu öneriye kesinlikle karşı çıkacağız. Birincisi, turnuva çok uzun olurdu. İkincisi, bizim eleme maçlarımız anlamını yitirirdi. Futbolun kalitesi açısından bu komik bir durum olurdu. Bu noktada, diğerlerinden gelen her şeye karşı çıkan, zengin ve kibirli Avrupalılar olarak görülmeyi göze alırız. Ama biz ciddi biçimde diğer konfederasyonlarla ve FIFA’yla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz.

Aslında bu soruyu Paraguay’daki kongredeki tartışma öncesinde planlamıştık: FIFA ile UEFA rakip mi, en azından zaman zaman? Yanılıyor muyum?

Ben buna rakip demem. Sadece bazen farklı görüşlerimiz oluyor, ki bu da normal; çünkü UEFA, FIFA’nın bir üyesi değil. Biz ayrı bir organizasyonuz. Vakaların %99’unda hemfikiriz, ama o %1 medya ve kamuoyu için ilginç oluyor. Nisan ayında Belgrad’da bir kongre düzenledik ve "sıkıcı" dendi. Hiç çatışma yoktu. Ama Ceferin ile Infantino tartışırsa, haber oluyor. Ama eğer Ceferin ve Infantino aynı fikirdeyse, bu haber olmaz. Yine de ilişkilerimizin iyi olduğunu söyleyebilirim. Bazen farklı düşündüğümüzü açıkça söylüyoruz. FIFA’ya tamamen bağlı konfederasyonlardan biraz daha farklı bir konumdayız. Biz öyle değiliz, bizim federasyonlarımız da öyle değil.

Paraguay’da biraz daha renkliydi yani. Peki şimdi ne olacak? Gianni Infantino, Şampiyonlar Ligi finaline katılacak mı?

Tabii ki her zaman davetlidir ve geleceğinden eminim. FIFA Kongresi’nden sonra birbirimizle konuştuk. Bu işin doğasında bu var. Herkes kendi organizasyonunu korumak zorunda. Bazen çıkar çatışmaları olur. İdari ekiplerimiz sürekli temas hâlinde ve bu çok sorunsuz yürüyor. Ben artık yaş olarak da şunu anlayacak durumdayım: Her mücadeleye girilmez, hangi mücadele verilmeli buna karar vermelisiniz. Sırf mücadele etmek için mücadele edilmez.

Son yıllarda Alman futbolunun Avrupa’da ve dünya genelinde sesi eskisi kadar güçlü değil endişesi vardı. Bu şu anda geçerli mi?

Son 20 yılda Almanya’nın sesi şu anki kadar güçlü olmamıştı. DFB (Alman Futbol Federasyonu), FIFA Konseyi ve UEFA İcra Komitesi’nde temsilcisi olan tek federasyon. Bernd Neuendorf ve Hans-Joachim Watzke ile haftada en az bir kez iletişim hâlindeyim. İstikrar sağladılar. Dünyanın en büyük federasyonunun her altı ayda veya her yıl başkan değiştirmesi üzücüydü. Bu oldukça istikrarsız bir durumdu.

UEFA Kulüpler Turnuvaları finalleri sonrasında UEFA Uluslar Ligi Final Four’u Almanya’da düzenlenecek. EURO 2024’ün bir yıl sonrasında yeniden Almanya’ya geleceksiniz. Peki, geçen yaz düzenlenen turnuvada sizi en çok ne etkiledi?

Öncelikle: harika bir organizasyondu. Polis mükemmeldi. Sertti ama nazikti, kendinden emindi ama dostçaydı. Avrupa Şampiyonası bir birlik ve dostluk bayramıydı. Aklımda en çok kalan an, Slovenya’nın Portekiz’e elenmesiydi ama bu bizi üzmemeli. Maçı kazanma şansımız vardı, ama penaltılarda kaybettik. İspanya kupayı hak etti. İngiltere ikinci kez finale çıktı ve harika bir takımları olduğunu gösterdiler. Ve unutmayalım, Almanya da finale çok yakındı.

Uluslar Ligi hayata geçtiğinde büyük tartışmalara neden olmuştu. İlk yıllardan çıkarılan dersler neler? Uluslar Ligi’nin geleceği nasıl olacak?

Final Four’da yalnızca Avrupa’nın değil, dünyanın da en iyi dört takımını göreceğiz ve en iyi futbolu izleyeceğiz. Uluslar Ligi, küçük federasyonlara da Avrupa Şampiyonası’na katılma şansı veriyor. Kuzey Makedonya ve Gürcistan, bu lig olmadan muhtemelen hiçbir zaman katılamazdı. Başka fikirlerimiz de var ama açıklamak için henüz erken. Kesin olan bir şey var: Daha fazla maç olmayacak. Ama turnuvayı daha da ilginç hâle getirecek bazı şeyler olacak.

Penaltı atışlarında yeni bir format mı?

Çok daha ilginç bir şey.

Yanılmıyorsam UEFA, Uluslar Ligi’ni FIFA benzer bir turnuva çıkarmadan önce daha hızlı devreye soktu. Şimdi sırada devasa bir Kulüpler Dünya Kupası var. Büyük kulüpler bu turnuvadan milyonlarca dolar kazanacak. Bu tür dev turnuvalar zenginleri daha da zenginleştirmiyor mu?

Henüz başlamamış bir turnuva hakkında kesin bir şey söylemek zor. Ama kesin olan şu ki, bu turnuvayı isteyen kulüplerdi — özellikle büyük olanlar. Ama sezon sonunda beş haftalık bir turnuva olacak ve ardından yeni sezon başlayacak… Ne olacağını görmek zor. Göreceğiz.

UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi finalinden bir gün önce konuşuyoruz. Barcelona, Lizbon’da Arsenal ile karşılaşıyor. (Arsenal 1-0 kazanıp kupayı aldı) Erkek takımları da yarı finale kadar geldi. Örneğin, Chelsea İngiltere Kadınlar Süper Lig’i altı kez üst üste kazandı. Olympique Lyon, Fransa’da uzun süredir zirvede. Almanya’da Wolfsburg ve Bayern Münih farklı bir seviyedeler. Kadın futbolu da alışıldık büyük kulüplerin egemen olduğu bir arenaya mı dönüşüyor? Rekabet dengesi kayboluyor mu?

Futbol, diğer sektörlerle kıyaslandığında iyi bir noktada. Her zaman belli bir dengesizlik olacak çünkü bazı ligler daha büyük, daha çok para kazanıyor ve daha fazla oyuncu çekiyor. Erkek futbolunda da durum böyle. Örneğin, Wolfsburg erkeklerde dev bir kulüp olmayabilir ama kadınlarda yıllardır harika bir seviyedeler. Kadın futbolu çok hızlı büyüyor. Bence bu alana yatırım yapılmalı. Şampiyonlar Ligi finalini üçüncü kez üst üste tamamen doldurduk. Oysa 20 yıl önce yalnızca aileler ve partnerler tribündeydi. Yani işler doğru yolda ilerliyor. Ama size katılıyorum: Bayern Münih ya da Manchester City gibi kulüplerin hem erkeklerde hem kadınlarda Olimpija Ljubljana gibi bir kulübe göre çok daha fazla parası var.

Kadın futbolundaki kalite büyük ölçüde arttı.

Teknik açıdan gerçekten etkileyici. Sıklıkla unuttuğumuz bir şey var: Kadın futbolu dünya genelinde, hatta Avrupa'nın tamamında bile genç bir spor dalı. Bazı ülkelerde kadınlar daha on yıl öncesine kadar futbol oynamıyordu. Gelişmek zaman alır. Erkekler 100 yıldan fazladır futbol oynuyor.

2025’te İsviçre’de düzenlenecek EURO için heyecanlı mısınız? Bu turnuva, hem sahadaki performanslar hem de saha dışındaki rakamlar açısından yeni bir seviyeye ulaşacak mı?

Sahada harika bir futbol bekliyoruz. Saha dışında ise kadın futbolu hâlâ finansal anlamda bir zorluk. Bu turnuvadan hâlâ zarar ediyoruz ama bunu zarar olarak değil, yatırım olarak görüyoruz. Biz kar amacı güden bir şirket değiliz. Futbolu geliştirmemiz gerekiyor. Bu durum tüm kıtasal altyapı turnuvaları için de geçerli. Kadınlar Avrupa Şampiyonası için şimdiden yarım milyondan fazla bilet satıldı; bu harika. Takımlar arasında belirgin bir favori yok. Harika bir turnuva olacak.

UEFA için “Equal Pay” (eşit ücret) konusu bir gündem mi? Üye federasyonlara bu konuda bir tavsiyeniz var mı? Nasıl ele alınmalı?

Bunu zorunlu kılamayız. Öncelikle eşit standartları teşvik etmeye çalışıyoruz. Kadın milli takımlarının aynı otellerde konaklaması, aynı ulaşım imkanlarını kullanması, aynı spor tesislerine, antrenman olanaklarına, eğitime ve maçlara erişimi olması gibi. Bu alanları iyileştirmek için çabalıyoruz. Ama diğer konularda gerçekçi olmamız gerek. Hâlâ büyük yatırımlar yapılmalı. Önümüzde uzun bir yol var.

Avrupa Birliği’nin, Financial Fair Play kurallarını daha fazla desteklemesi için siyasi adımlar beklemek hayal mi?

Amerikan tarzı tavan maaş, Avrupa Komisyonu’nun da dediği gibi, burada uygulanamaz. Ama biz zaten bir maaş limiti uyguluyoruz çünkü kulüplerin maaş harcamalarına sınır getiriyoruz. Avrupa Birliği ile temasımız sürüyor. Yardımcı olmaya hazırlar. Onlar da uçurumun büyümemesi gerektiğini anlıyor. Slovenya’daki bir kulüp ile Almanya’daki bir kulüp asla aynı seviyede olamaz ama en azından aradaki fark daha da açılmamalı. Bence şu an doğru yoldayız.

Peki sıradaki adımlar neler?

Financial Fair Play kurallarını birkaç yıl önce değiştirdik. Bu sezon, yeni kuralların tam anlamıyla uygulandığı ilk sezon. Sezon bitiminde bir değerlendirme yapacağız ve varsa sorunları ele alacağız.

Birleşik Krallık hükümeti bağımsız bir futbol düzenleyici kurum kurmaya karar verdi. Şu an somut etkileri yok ama bu model Avrupa’nın genelinde uygulanabilir mi?

İngiltere’de nasıl bir etkisi olur bilmiyorum. Bence federasyonlar kendi kendilerini yönetmeliler. Siyaset spora karışmamalı, ama gittikçe daha fazla karışıyor. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde doğrudan müdahaleler oluyor. Bu nedenle bu meseleyle sıkça uğraşıyoruz.

2022 Katar Dünya Kupası vardı. Şimdi ise Suudi Arabistan ve 2026’daki ABD-Meksika-Kanada Dünya Kupası ile ilgili insan hakları protestoları gündemde. Bu durum bir şeyi değiştiriyor mu?

Belirli ülkeler hakkında konuşmayacağım. Genel olarak şunu söyleyebilirim: Boykot çözüm değil. Ama tartışmalar genellikle olumlu yönde değişim sağlar. Bu aslında FIFA'nın yanıt vermesi gereken bir konu. Ama tartışmaları faydalı buluyorum. Biz Avrupalılar bazen diğer kıtalara çok fazla ders vermeye kalkıyoruz, halbuki Avrupa Birliği’nde de birçok sorun var. Aşırı regülasyona maruz kalıyoruz. Daha mütevazı olmalı ve dünyanın merkezi olmadığımızı anlamalıyız – dünya bir bütündür.

Açıkça karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Futbol düzenlemek ve kutlamak, UEFA başkanı olduğunuz 2016 yılına kıyasla bugün daha mı zor?

O günden bu yana her şeyi yaşadık, COVID dâhil. Bugün dünya o kadar karmaşık ki ciddi anlamda endişeliyim. Her yıl, her ay, her hafta yeni savaşlar başlıyor. Avrupa hükümetlerinin çifte standart uygulaması beni endişelendiriyor. Çünkü dünya çapındaki tüm krizler futbola da yansıyor; çünkü futbol toplumun bir parçası. 1930’lu yıllardan bu yana bu kadar tehlikeli bir dönemde olmadık. Avrupalı siyasetçilerin bunu anlayıp anlamadığından emin değilim. Umarım anlarlar – hepimiz için.

Avrupa’daki çifte standartla neyi kastediyorsunuz?

Aynı durumlar, siyasi çıkarlar doğrultusunda farklı şekillerde değerlendiriliyor. Politikanın futbola karışmaması gerektiğini söyledim – tersi de geçerli – ama bu noktada bir şey söylemek istiyorum çünkü bu hepimizi etkiliyor. Bu yıl 58 yaşımı bitireceğim. Politikacıların halktan bu kadar uzak olduğu bir zamanı hatırlamıyorum. İnsanların ne düşündüğünü bilip bilmediklerini veya umursayıp umursamadıklarını bilmiyorum. Ve bu yüzden bu kadar bölünmüş durumdayız.

Rus genç takımlarının maçlara dönmesiyle ilgili tartışmalar vardı. Savaş bitmeden bu konu kapandı mı?

Ben, Rusya’nın U17 takımlarının tekrar oynamasından yanaydım. Neden? Birincisi, bu çocuklar. Oy hakkına bile sahip değiller. İkincisi, korku ve nefret içinde büyüyorlar. Eğer sizin ülkenize, benim ülkeme gelseydiler ve bir çocuk onları kucaklasaydı, onlar da başka çocuklara sarılsaydı, şunu fark ederlerdi: “Bunlar kötü insanlar değil.” Şu an bizden nefret ettiklerini düşünüyorlar. Ben hiçbir milletten nefret etmiyorum. Bazı federasyonlar büyük siyasi baskı altındaydı ve korktular. Ama yetişkin takımlar için elbette savaş bitmeden hiçbir şey değişmeyecek. Çocuklara futbol oynamalarına izin vermeyecek kadar dar görüşlü olmamız üzücü.

Kulüp organizasyonlarını tanıtmak için bir filmde yer almanız birçok kişiyi şaşırttı. Sizi tekrar ekranlarda ne zaman göreceğiz?

Harika bir yönetmenimiz vardı: Pete Radovich – eskiden CBS’te çalışıyordu. Oyunculuk zor bir iş. Her şeyi tekrar tekrar yapmak gerekiyor. “Biraz daha gülümse, abartma, daha yüksek sesle, biraz daha çocuk gibi ol.” Bu benim için ilk deneyimdi. Ama iyi meslektaşlarım vardı: Zlatan Ibrahimovic, Luis Figo gibi futbol efsaneleri. Ama bir daha olur mu, emin değilim.

Belki bir dahaki sefere yanınızda bir futbol efsanesi değil, Lamine Yamal gibi genç bir yıldız olur.

Gerçekten olağanüstü bir yetenek, yükselen bir yıldız.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  63  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Futbol Ekonomi Site Yetkilisi Perşembe, 22 Eylül 2011.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

29/05/2025

Kapanış  
  BİST 100

9.170,56

-0,57

 bjk BJKAS

1,75

-1,10

 fb FENER

45,30

-0,18

 gs GSRAY

1,77

-0,56

 trabzon TSPOR

0,75

0,00

   SPOR ENDEKSİ

2.454,14

-0,32

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 48706809

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 34 28 5  1 87 31 56 89
2 Fenerbahçe 34 25 6 3 86  34 52

81

3 Samsunspor 34 18 6  10

51

38 13

60

4 Beşiktaş 34  16  11 7 54 34 20 59
5 Başakşehir 34 16 6  12 58 51 7 54
6 Eyüpspor 35 14 8 13 50  46

 4

 50
7

Trabzonspor

34 12 11 11 54 43 11 47
8 Göztepe 34 12 11

11

57 47 10 47
9 Kasımpaşa 34 11 13 10 59   59 0 46
10 Konyaspor 34 13 7 14 43 46 -3 46
11 Kayserispor 34 11 11 12

43

54  -11 44
12 Antalyaspor 34 12 8 14 36 

58

-22 44
13 Gaziantep  34 12 7

15

41  46  -5 43
14 Ç.Rizespor 34 13 4 17 45 55 -10 43
15 Alanyaspor 34 10 9 15 39 49 -10 39
16

BodrumFK

34

9

9 16 25 38 -13 36
17 Sivasspor 35 9 8 18 44 58 -14 35
18 Hatayspor 34 8 21 41 67 -26 23

19

A.Demirspor 33 2 4 28 29 88 -59 -2

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Football Money League - 2025

deloitte money league rapor 2025

 Deloitte Money League Raporunu 28. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2023-24 sezonunda gelirleri toplam 11.2 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.