Hazırlık Maçı Yasağının Ardındaki Gerçek
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Hüseyin ÖZKÖK Hazırlık Maçı Yasağının Ardındaki Gerçek

Hazırlık Maçı Yasağının Ardındaki Gerçek

 

Hüseyin Özkök- 31 Temmuz 2012 Her sezon başında olduğu gibi 2012-2013 sezonu öncesinde de başta büyük takımlar olmak üzere Türk takımları Almanya, Avusturya gibi ülkelerde kamp yapmak üzere yurt dışına çıkmak üzere programlarını yaptılar.

Ancak tam bu sırada Almanya’da yabancı takımların hazırlık maçı oynamalarının yasaklandığına dair bir haber Türkiye’de gündeme oturdu. Bu haberin ardından medya ve bir çok yorumcu yine klasik reflekslerini göstererek bunu Türk olmakla ilişkilendirdiler. Yurt dışında başımıza her gelen durumda mutlaka bunu Türk olmakla bağdaştıran çok yüzeysel bir yaklaşım ne yazık ki hep hakim. Olaylara geniş açıdan bakmayı karşı tarafın haklı olabileceği noktalar var mı yok mu, sormayı pek çok kimse akıl edemiyor. Çünkü kolay yoldan davranıp her zaman ve her yerde olduğu gibi tribünlere oynamak çok daha kolay geliyor bu insanlara. Aynaya bakıp kendimizi sorgulamak, lügatlarda yazmıyor. Aynaya bakıldığında görülen tek şey eşsiz bir güzellik. Oysa hayatın her alanında başı bozukluğun hakim olduğu bir ülkede yaşayıp, sürekli düzensizlikten şikayet ederken, yabancılarla ilgili böyle bir durumda masumane tavırlar takınıp bunu Türk düşmanlığı ile bağdaştırmak, bana göre çok sığ bir yaklaşımdır.

 

Bunu belirttikten sonra konumuza dönersek, olayın bambaşka boyutları olduğunu görürüz. Almanya’da son yıllarda futbolda şiddet ve taşkınlık önemli ölçüde artış gösterdi. Stat içinde olmasa da dışında çıkan büyük kavgalar, stat içinde yasak olmasına karşın yoğun şekilde meşale yakılması ve bunların sahaya atılması, tribünlerden inerek sahaya girme olaylarının artış göstermesi ve bu durumun geçtiğimiz sezonda zirve yapması, ardından da son olarak Düsseldorf-Hertha Berlin play-out maçında yaşananlar, başta siyaset olmak üzere federasyon ve lig yönetimini çok rahatsız etti. Bu bağlamda Avrupa’nın en çok seyirci çeken ligi olan Bundesliga’nın imajının zedelenmemesi ve insanların can güvenliğinin daha fazla tehlikeye girmemesi için önlem alma ve cezaların arttırılması konusundaki çalışmalar sezonun bitimi ile hız kazandı.

 

Hatta öyle ki, Almanya İçişleri Bakanlığı, lig maçlarında geleneksel olarak koltuk bulunmayan kale arkalarına koltuk koyulması için baskı yapmaya başladı. Bundesliga ceza kurulundan da bir çok takıma seyircisiz maç oynama, kısıtlı sayıda seyirci ile maç oynama cezaları geldi. Taşkınlık yapan ve olay çıkaran çok sayıda seyirciye polisin tespitlerinin ardından statlara girmeme yasakları geldi. Bütün bunların sonucunda 17 Temmuz 2012 günü Berlin’de Almanya Federal İçişleri Bakanı Dr. Hans-Peter Friedrich, eyaletlerin içişleri bakanlarının ortak komisyon başkanı Lorenz Caffier, Bundesliga Başkanı Reinhard Rauball, Federasyon Başkanı Wolfang Niersbach ve 3 profesyonel ligin temsilcilerinin tamamının katıldığı bir güvenlik toplantısı yapıldı. Toplantıdan çıkan ilk karar şiddet ve taşkınlığa sıfır tolerans gösterilmesi konusunda oldu. İçişleri Bakanı şimdilik kaydıyla kale arkası tribünlere koltuk koyulması konusunda ısrarcı olmadı. Ancak toplantıdan başka sert önlemlerin uygulanması kararı çıktı. Daha önce 3 yıla kadar olan stadyuma giriş yasağının 5 yıla özel durumlarda ise 10 yıla kadar çıkartılması karara bağlandı. Oysa bu yasak 2007 yılında yumuşatılmış ve indirimler yapılmıştı. Bir başka sıfır tolerans uygulanacak konu ise statlarda meşale yakılması oldu. Statlarda bundan böyle kesinlikle meşale bulundurulamayacak ve girişlerde çok sıkı kontroller uygulanacak. Hatta eğitimli köpeklere meşale aratılması da uygulamalar arasında olacak. Buna engel olamayan kulüplerin ise ağır cezalara çarptırılması söz konusu. Üç kulübün temsilcileri bu kararların altına imza atarken, taraftar oluşumlarının da büyük bir kısmı karara tepkilerini dile getirdiler.

 

Kim futbolsever ise şiddete karşıdır, sloganı bütün kulüplerce benimsendi. Federasyon başkanı Niersbach, “kulüpler, arkalarındaki milyonlarca iyi taraftara karşı sorumluluk taşıyorlar ve şiddete karşı dik durmak zorundalar” diyerek, işin ciddiyetini bir kez daha vurguladı.

 

Türkiye’de de futbolun içindeki şiddet ve taşkınlık yaratan unsurların yıllardır önüne geçilemiyor. Ancak Almanya, siyaseti de işin içine katarak bu sorunun üzerine top yekun giderken, bizde mevcut kanunlar dahi uygulanamamakta. Hem de futbol dibine kadar siyasetin içine gömülmüş durumdayken bile.

 

Yasak mağduru olan yurt dışında yaşayan Türklerin futbol takımlarımıza olan hasreti gayet anlaşılabilir bir durum. Yıllardır hazırlık maçları sonunda veya sonrasında sahaya girilir ve futbolcular adeta kaçarcasına soyunma odasına giderlerdi. Bizler de bunu tebessümle izlerdik. Ancak bu durum öyle bir hal aldı ki, Türk Milli Takımı’nın bile maçı yarım kalır duruma geldi (Avusturya’daki Finlandiya karşılaşması). Artık orada yaşayan insanlarımızın da kendilerini sorgulayıp aynaya bakmaları gerekmekte diye düşünüyorum. Eğer bu mağduriyeti yaşamak istemiyorlarsa futbolun düzenin uymak zorundalar. Tüm dünyada sürekli ortaya çıkan manyakların insanları katlettiğine şahit olduğumuz bir ortamda, değişen jenerasyonlarla birlikte şiddet eğilimleri artan insanların sahadaki futbolcular için bir tehdit unsuru olabileceği asla göz ardı edilemez. Dolayısıyla da sahaya fütursuzca atlayan yığınların futbolculara zarar vermeyeceğinin garantisini kimse veremez kanaatindeyim. Bu durum tam anlamıyla bir taşkınlıktır ve güvenlik unsurlarınca tehlikeli olarak değerlendirilmektedir.

 

İşte Almanya’da yukarıda özetlemeye çalıştığım güvenlik tehditleri nedeniyle hazırlık maçlarının yasaklanması da, bu genel önlemler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu işi Türklüğe bağlayıp işin içinden çıkmak büyük resmi görememekten öte, yanlış bir resme bakmak anlamını taşır. Bu yasak elbette sürekli olmayacaktır. Bu tür maçlar belli koşullar ve güvenlik önlemleri sağlandığı takdirde mutlaka oynanabilecektir{jcomments on}.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  10420  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Hüseyin Özkök Salı, 15 Haziran 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1593 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51358393

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1