Üç meşhur yanılgı
x
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 62
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Hukuk Diğer Yazarlar Üç meşhur yanılgı

Üç meşhur yanılgı
alt
Uğur Meleke- 10 Nisan 2011
Milli Takımımız şu anda FIFA sıralamasında 32’nci durumda... Ki bu basamaklara (30’unculuğun altına) 1998-2008 sürecinde hiç düşmemiştik. Kulüplerimizin, Avrupa kupalarında bu yıl topladığı 4,600 puan bizi ancak Avrupa 16’ncısı yapabiliyor. Ki, eğer önceki 4 sezonki iyi formumuz olmasaydı bu performansla Ş.Ligi’ne sadece bir takım gönderebilirdik.
Ülke futbolunun ciddi düşüşte olduğu bu süreç tartışılırken de bu aralar en çok şu üç meşhur isim sözlerimizin arasında geçiyor: Başka hiçbir kulüp, Galatasaray’ın, TERİM’in arkasında durduğu gibi bir politika izlemediği için başarı gelmiyor. İşte bakın, Beşiktaş’ın elinden kaçırdığı LUCESCU, zengin Shakhtar’a çağ atlatıyor. Porto’nun HULK gibi ucuza alıp, pahalıya satacağı yıldızları bizim arama-tarama ekiplerimizin de bulması gerek...

G.Saray, Terim’in arkasında mı durdu?
Türkiye’de kulüp yöneticilerinin futbol ailesinin en zayıf halkası olduğu çıplak bir realite. Gerçekten de onlardan biri biraz dirayetli olup teknik adam istikrarı sağladığında (Galatasaray gibi, Sivasspor gibi, Bursaspor gibi) büyük başarı öykülerine de rahatlıkla kavuşabiliyorlar. Ancak bu argümana en büyük destekçi olarak gösterilen Terim öyküsünde, 15 yıllık büyük bir yanılgı olduğunu düşünüyorum.
Herkes, Terim’in ilk sezonunda Fenerbahçe’ye 4-0 kaybettiği maç sonrası gönderilmemesini yönetimin büyük başarısı olarak değerlendiriyor. Galiba bu noktada küçük bir akıl tutulması var: O maç ligin daha dördüncü haftasında oynanmıştı. Galatasaray o haftaya 3 maçta 7 puanla zirve ortağı olarak girmiş, Fenerbahçe karşısında ligdeki ilk yenilgisini tatmıştı. Değil Terim, görevde hangi teknik direktör olursa olsun; dördüncü haftada tadılan ilk yenilgi sonrası gönderilmesini düşünmek biraz garip sayılmaz mı? (Ayrıca Terim, o Fenerbahçe mağlubiyetinden sonra 8 haftalık bir galibiyet serisi yakalamış; Galatasaray söz konusu süreçte 31 gol atıp, 3 gol yemiştir!)

alt
Bu arada Galatasaray yönetiminin 97-98 sezonunun devre arasında (G.Saray, lider F.Bahçe’nin 6 puan gerisinde kaldı diye) Terim’i göndermemesini de yere göğe koyamıyoruz. Ama galiba o filmi de doğru okuyamıyoruz: Fatih Hoca, Galatasaray’a Göztepe’den/Ankaragücü’nden filan değil, Türk Milli Takımı’nı tarihindeki ilk Avrupa Şampiyonası’na götürmüş yaşayan efsane olarak geldi. İlk sezonunda takımı 8 puan farkla şampiyon yaptı. Böyle bir efsaneyi (ikinci sezonunun ilk devresinde liderin 6 puan gerisinde kaldı diye) göndermediği için kulüp yönetimine teşekkür etmek, herhalde ancak bu ülkede yaşanılacak bir durumdur.
Bence Türkiye’de bir büyük takım yönetiminin bir hocanın gerçekten arkasında durduğu son sahne, Seba/Milne ilişkisidir. Şampiyon hocanın arkasında durmak kolay; esas mesele 3 yıl şampiyon olmayanı koruyabilmek... Seba/Milne ilişkisi sonrası 15 yıl, Türk futbol tarihine yönetsel fiyasko olarak kaydedilecektir.    

Lucescu, çok mu para harcadı?
Türkiye’de son 15 yıl hemen hiçbir büyük kulüp yönetimi, hiçbir hocanın arkasında tam anlamıyla durmadığı (ve fiyaskoyu da kabullenmedikleri) için; uzaktaki başarı öykülerini küçümseyerek görmezden gelme hastalığına da tutulmuş durumdalar. Son dönemde futbol sohbetlerinde düşülen en büyük yanılgılardan biri de, Beşiktaş’ın kovduğu Lucescu’nun Donetsk’teki başarısının altında büyük bir sermayenin yattığı konusu...

alt  
Evet, Shakhtar’ın iktisatçı Başkanı Ahmedov, 10 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 200 adamından biri. Ama Shakhtar Donetsk, belki de Ahmedov’un en kârlı işi! Tuğrul Akşar araştırmış: Shakhtar Lucescu’lu 7 yılda 198/290’lık olağanüstü bir galibiyet oranı yakalayıp, UEFA Şampiyonu, Ş.Ligi çeyrek finalisti olurken, transfere 161 milyon euro harcamış. Ama Shakhtar’ın aynı dönemde transfer geliri 125, Avrupa kupaları geliriyse 95 milyon civarında. Yani Ahmedov’un Shakhtar’ın son 7 yılından net kârı: 59 milyon euro...
Beşiktaş’sa (Lucescu’yu gönderdikten sonraki) 7 yılda 7 hoca değiştirmiş. Onlarca oyuncu transferinden zarar ederek, bizzat kendi başkanına üç haneli milyon dolarlar düzeyinde borçlanmış. Demek ki bir teknik direktör tek başına bir kulübün sadece sportif değil, aynı zamanda ekonomik göstergelerini de belirliyor. Beşiktaş, Lucescu’yu göndererek sadece sportif değil, ekonomik bir batağa da yelken açtı.

Porto, Hulk’u ucuza mı aldı?
Ayrıca Lucescu, Shakhtar’da yeni kadro kurarken herkesin iddia ettiği gibi Brezilya’dan ucuza mucizevi adamlar bulmadı. Rumen filozofun, Shakhtar’a çocuk yaşta getirdiği Brezilyalılar’ın hepsi ülkelerinde popüler adamlardı; Willian’a 14, Ilsinho’ya 10, Fernandinho’ya 8, Douglas Costa ve Alex’e 6’şar milyon euro gibi ciddi rakamlar ödendi.

alt
Aynen Porto’nun, Hulk’u 6 milyon euro bonservis bedeliyle Japonya’dan transfer etmesi gibi. (Hulk’la aynı dönemlerde Japonya’dan Fenerbahçe’ye gelen Zico, acaba Hulk’u yeni kulübüne önerse o parayı öderler miydi dersiniz?)
Bugün Hulk’un 40 milyonluk değerine bakıp o gün ödenen 6’yı küçümsemeyin; bir Japon Ligi oyuncusu için 6 milyon, hiç azımsanacak bir rakam değil. Demek ki bizim sandığımızın aksine Shakhtar’ın, Porto’nun, Lyon’un pahalıya sattığı oyuncuların hepsi ucuza alınmıyor; öyle en diplerden değil, bayağı bayağı kendi liginde yıldızlaşmış biçimdeyken bulunuyor. Tabii mesele o parayı Stancu’ya mı-Güiza’ya mı, yoksa Hulk’a-Douglas Costa’ya mı harcamak gerektiğini bilebilmek. Bu da ancak sportif olarak doğru yapılanmış bir kulübün başarabileceği bir iş...

Sonuç
Türkiye’de 15 yıldır hiçbir büyük kulüp, teknik adamının arkasında samimiyetle durmadı. O yüzden de hemen hiçbiri para kazanamadı, aksine çoğunluğu borç batağında yüzüyor. Yıldızların hep 250-300 bin eurolara tarama ekipleri tarafından keşfedildiği ezberi nedeniyle transferde de gelişme kaydedilemiyor. Ülke futbolunun tekrar ileriye ivmelenebilmesi için birtakım ezberlerin bozulması şart. TSYD yaz seminerlerine Lucescu’yu davet edip şu ezberlerimizi bir de ona sorsak, belki bir şeyler öğretebilir bize bilge adam...{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  8481  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Çarşamba, 20 Ağustos 2025.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1762 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51349596

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1