Manda ve himayeye muhtaç 'büyükler"
x
Hata
  • JUser::_load: Unable to load user with id: 62
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Yönetim Diğer Yazarlar Manda ve himayeye muhtaç 'büyükler"

Manda ve himayeye muhtaç 'büyükler"

Altınsay- 9 Aralık 2010

Üç büyük kulübün yönetimleri şımarık çocuklar gibi vazgeçilmezliğin rantını topluyor. İşin vahimi, bunu bir marifet olarak, 'iş bilirlik' olarak sunuyorlar.

Futbol sektörü kendi ayakları üzerinde duracak mali bir yapıya sahip mi? Başka bir deyişle UEFA’nın mali kriterlerine uyuyor mu?
Ortada, telekomünikasyon devleri arasındaki rekabet yüzünden büyümüş bir yayın hakları bedeli var. Gerisi bölük pörçük gelirler ve çokça açıktan finansman. Yani borç… Şahsa borç, bankaya borç, tefeciye borç, devlete borç. Bir de kulüplere iş yapanlara ve futbolcular dahil kulüplerde çalışanlara borç var ki, en vahimi… Çünkü bunun adı sömürü.
Futbol sektörünün üretmeden tüketen bir yapıya sahip olduğundan söz edebiliriz ancak. Bu durumda ekonominin kuralları kadar ilişkiler ve güç oyunları etkili oluyor. Koruma ve kollama devreye giriyor. Sonunda en güçlü olanın, yani devletin manda ve himayesi altına kuzu kuzu giriyor kulüpler. Tabii kendi yarattıkları büyüklük sırasına göre imtiyaz elde ederek.
Ekmeğini çalışarak kazanan tüccar üç kuruşluk borcu için hapis yatarken kulüplere, ülkenin eğitim sorununu çözecek kadar vergi affı getiriliyor… Şehircilik cinayeti olan ‘modern’ statlara göz yumuluyor… Halka başını sokacak bir dam yapmakla yükümlü Toplu Konut İdaresi, Galatasaray’a TEM kıyısında, trafiği katledecek bir stat yapıyor. Kamu yararına dernek Beşiktaş’ta şahıslara olan borç 100 milyon lirayı, toplam borç 300 milyon lirayı aşmış, “ne oluyor” diyen yok.
Üç büyük kulübün yönetimleri şımarık tek oğlan çocuklar gibi vazgeçilmezliğin rantını topluyor. İşin vahimi, bunu bir marifet olarak, ‘iş bilirlik’ olarak sunuyorlar herkese. 

Medya felaketin eşiğinden döndü
Böyle futbol sektörüne böyle futbol medyası olacak tabii ki… Futbolu geliştirmek, ilginç kılmak için fazla bir şey üretmeyen medya, geleceğini üç büyüklere bağlamış durumda. Sporseverin ilgisini çekerek okuyucu, izleyici, abone kazanacaklarına, büyüklük sırasına göre Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, biraz da Trabzon’un manda ve himayesine girmişler. Yönetimlerle iyi geçineceksin, taraftara gaz verecek haberleri patlatacaksın, hocalara, hele savunanı olmayan yabancı hocalara her fırsatta yükleneceksin. Türkçesi “Sen beni salla ben seni sallayayım”. Yeter ki üç büyük, olmadı iki büyük, olmadı en büyük şampiyonluk yarışında olsun.
Bakmayın geçen yıl Bursaspor’un şampiyonluğuna pek sevinmelerine… Bir yere kadar Beşiktaş, son haftanın son saniyesine kadar Fenerbahçe yarışın içindeydi de pek rahattılar. Fenerbahçe’nin son anda şampiyonluğu kaybetmesi işlerine bile geldi. Gelecek sezonda yeni bir hoca ve bir sürü yeni transfer demekti bu.
Bu sezon ise durum vahimdi. Haftalar geçiyor, önce Galatasaray, sonra Beşiktaş ve en önemlisi Fenerbahçe bir türlü şampiyonluk yarışının içine giremiyordu. “Üç büyüğün şampiyonluk yarışına izin vermezler” diye bir hurafe dolaşmaya başladı ortalarda. Sonra “Fener’i şampiyon yapmak zorundalar, yoksa sistem çöker”e dönüştü bu. Ve sonra merkez futbol medyası “Ne yapsak boş” havalarında buna göre pozisyon almaya başladı.
Herkes seferber olmuş; Galatasaray koptu ama Beşiktaş ve ille de Fenerbahçe bir şekilde puan kaybetmesin, yarışın içinde olsun, diye…
Önceki hafta Alex’in İBB’li İbrahim Akın’a yaptığı kırmızı kartlık hareket ‘ucuz kurtulmuş’ diye geçiştiriliyor. Geçen sezon Alex’in yine İBB maçında aynı hareketten kırmızı kart gördüğü, kartı gösteren Fırat Aydınus’un ondan sonra Süper Lig’de dört hafta maç yönetemediği akıllara bile gelmiyor… Beşiktaş-Bursaspor maçında Ivankov’un gördüğü sarı kart ve Volkan’ın ikinci sarısı ‘Oyun Kuralları’nda ve ‘Kuralların Yorumlanması’nda kesinlikle yok. Bizde tanrı buyruğuymuş gibi kabul ediliyor…
İleride daha genişçe değineceğim; otorite sağlamak değil bu, resmen memlekette hakemliğe olan güveni yok etmek. 

Sey-ret-mi-yo-rum
Büyükler oynadıkları futbolla ötekilerden kopmuş olsa denecek fazla bir şey yok. La Liga’da Barcelona ve Real Madrid’in yaptığı gibi…
Bizde durum öyle mi? ‘Büyükler’in hepsi yeniden bir yapılanma içinde. Galatasaray bundan da vazgeçti. “Total Futbol’a geçmek için Rijkaard’la anlaştık ama burada anti futbol oynanıyor” diyor Adnan Polat. Kimse de sormuyor: “Şimdi anti futbola mı döndü Galatasaray? Öyleyse bu size ve koca kulübe yakışıyor mu? Böyle olacaksa o kadar para harcamaya ne gerek var?”
Olmayan bir ‘Alex’ tartışması çıkardılar, Aykut Kocaman’ı ufak tefek reformlardan bile vazgeçirdiler. Gol attıktan sonra kalesine yaslanan, sakatlanma numaralarıyla zaman geçiren bir takım havasında Fenerbahçe.
Schuster savunmayı öne çıkarıp oyunu orta alanda tutmaya, buradan örgütlü gol atakları geliştirmeye çalışıyor, çokbilmiş korosu haykırıyor: “Haddini bil, geriye yaslan, önce bir puanı garantiye al, sonra gol atarsın”.
Futbolun seyir kalitesini arttırmakla yükümlü LigTV’de yorumcular saatlerce konuşuyor, anti futboldan başka bir şey söylemiyor. Kötü ve zevksiz futbol bu kadar övülebilir.
Bunların dediklerine inanmanız için bunlar kadar dar düşünmeniz ve başka hiç maç izlememeniz gerek. Ya da yabancı maç yayınları tümden yasaklanmalı.
Tanıl Bora lig maçları yayınlarının dört güne yayılmasına karşı çıkarak “Pazartesi maç is-te-mi-yo-ruz” demişti sezon başında. Tabii o bizim sayfaların maç müşahidi olduğu için hepsini izlemek zorunda. Ama ben izlemiyorum. Zaten Barça ve Real maçlarını seyretmek futbol tanrısının emri. En az iki Premier Lig maçına da bakmak gerek. Yayın olursa Dortmund’u kaçırmamalı... Beşiktaş’ı da sadakatten izleyince en fazla bir Süper Lig maçına yer kalıyor. Pişman değilim; bir kaç maç da Trabzon, biraz Antalya, biraz Karabük, biraz Kayseri doyurdu beni.
Zaten bu kadar gürültüye rağmen görüntü olmayan futbol programları reyting listelerinin ilk yüzünün uzağından geçemiyor. Futbol gazeteleri ganyan bültenleri gibi bahis gazetelerine dönmüş durumda. Şampiyonluğa giden Fenerbahçe tribünlerinde boşluklar var. Galatasaray’ın yeni stadının yarısı dolacak mı, belli değil.
Yayın haklarının parasını da iş bilen yönetimler, onların şımarttığı holigan grupları ve herkese haddini bildiren yorumcu-otoriteler öder artık.

Öğrenciler ve holiganlar ya da elmalar ve kediler
Polisin, Başba-kan’ı protesto eden öğrencilere karşı tavrı ile Beşiktaş-Bursaspor maçında çatışan holiganlara karşı tavrı bir şiddet dozajı sorunu ya da sertlik ya da yumuşaklık konusu değil. Elmaları armutlarla değil kedilerle karşılaştırmak gibi olur böyle bir bakış.
Öğrenciler protesto haklarını kullanıyorlardı. Polis şiddet kullanarak bu hakkın kullanımını engelledi. Bu olay, demokratlığı kimseye bırakmayan iktidarın temel bir demokratik hakka karşı tahammülsüzlüğünü gösterir sadece.
Beşiktaş-Bursa-spor maçında olanlar ise sizin gibi, benim gibi sıradan futbolseverlerin maç izleme hak ve özgürlüklerinin engellenmesidir; polis ve holigan işbirliğiyle... Polis taraftarı potansiyel holigan olarak görüyor ve her fırsatta şiddet kullanıyor... Konuk takıma küçücük bir yer ayrılalı beri maç izlemeye değil savaşa geliyor fanatik fedai kıtaları... Ve en önemlisi kulüp yönetimleri “Herkes bize düşman” ajitasyonuyla taraftar gruplarını farklı olana karşı nefretle dolduruyor... Sonunda sıradan taraftar maça gidemez oluyor. Son olaylar kulüp yönetimlerinin yedi yıldır şımarttığı ve kışkırttığı anlayışın eseri değil mi?
Çözüm ‘Şiddet Yasası’ gibi cezalandırıcı düzenlemelerden önce maç izleme özgürlüğünü teminat altına alacak, taraftarın maça huzurla gidip gelmesini sağlayacak düzenlemelere gidilmesinde... İstediğiniz kadar ceza getirin, yönetimler polisin elinden adam aldıkça ve sorumlu davranan taraftar gruplarını sırf kendilerinden bağımsız hareket ediyor diye polisin önüne attıkça ceza hiçbir işe yaramaz.
En çok yakınan ise önlem alma konumunda olan Federasyon Başkanı...
Kulüplerin değil, olayların faillerinin cezalandırılması gerektiğini söylüyor... Kulüpleri cezalandırdığınız falan yok aslında. Verdiğiniz rekor ‘seyircisiz oynama’ cezalarıyla masum taraftarın maça gitme hakkını engellediniz sadece. Disiplin yönetmeliğinde ‘ırkçı tezahürat’a ilişkin açık madde varken, Bursaspor-Diyarbakırspor maçındaki olaylara bunu uygulamayarak stat kapılarını ırkçı ve militarist şiddete açtınız.
Olayların failleri sizin için meçhul olmamalı. Türkiye-İsviçre maçından bu yana yapılan milli maç seyirci organizasyonlarına bir bakın lütfen. Kulüp yöneticilerinize ve federasyondaki çalışma arkadaşlarınıza bir sorun.{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  8880  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Çarşamba, 20 Ağustos 2025.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

FutbolEkonomi , 2010 yılından bu yana futbolun ekonomik, finansal ve yönetsel boyutlarını mercek altına alan bağımsız bir bilgi ve analiz platformudur. 2005 yılında kurulan Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi (FESAM) ile aynı vizyon doğrultusunda faaliyet gösteren platformumuz, futbolu sadece saha içi bir oyun değil, çok katmanlı bir endüstri olarak ele alır.

 Hakımızda daha fazlası >>>


Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay

Kimler Sitede

Şu anda 1641 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 51357530

Raporlar FE Anasayfa

Spor Endexi

 

25/07/2025

Kapanış  
  BİST 100

10.642,60

-0,43

 bjk BJKAS

2,10

-2,33

 fb FENER

14,25

+1,14

 gs GSRAY

1,43

+5,93

 trabzon TSPOR

1,12

+0,90

   SPOR ENDEKSİ

2.606,94

+2,30

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo

GwuEgEJW4AAMRrc


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1