Bir Tarihin Sonlanması : Gaziantepspor Örneğinde Türk Futbolu
x
Buradasınız >> Ana Sayfa HABERLER & MAKALELER Genel Tolga Genç Bir Tarihin Sonlanması : Gaziantepspor Örneğinde Türk Futbolu

Bir Tarihin Sonlanması : Gaziantepspor Örneğinde Türk Futbolu

13.10.2025 GS

Dr.Tolga Genç- 13 Ekim 2025   Artık resmi olarak faaliyette bulunamayan feshedilmiş Gaziantepspor'un öyküsü bize Türk futbolu hakkında çok önemli dersler veriyor.  1970’lerden 2017’ye kadar Süper Lig’de, sonra alt liglere düştü. 2019’da finansal problemler ve puan cezaları yüzünden liglerden çekildi.

 

 

Makale özetle, Gaziantepspor'un 1969'dan 2020'deki feshine uzanan tarihi çöküşünü detaylı bir şekilde incelemektedir. Bu analiz, kulübün Süper Lig'deki parlak yükseliş yıllarını (1990'lar ve 2000'lerin başı) anlatarak başlamakta ve ardından düşüşün nedenlerini araştırmaktadır. Çöküşün temelinde yanlış transfer politikaları, mali disiplinsizlik, artan borçlar ve yönetimsel istikrarsızlıklar gibi yapısal sorunlar yatmaktadır. Metin, kulübün kadro değerlerinin Transfermarkt verileri ışığında nasıl dramatik bir şekilde azaldığını gösterirken, sportif başarısızlığın ve finansal felaketin birbirini nasıl tetiklediğini açıklamaktadır. Son olarak, Gaziantepspor'un feshinin şehirde yarattığı kültürel boşluğa değinilmekte ve yerini alan Gaziantep FK yapısı ele alınarak, bu trajedinin Türk futbol sistemine dair önemli dersler sunduğu belirtilmektedir. 

 

Giriş

1969 yılında Gaziantep şehrinin ekonomik ve kültürel büyümesine paralel olarak doğan Gaziantepspor, kısa sürede yerel halkın büyük bir aidiyet kaynağına dönüştü. Kırmızı-siyahlı renkleriyle anılan kulüpr, 1990’larda ve 2000’lerin başına gelindiğinde Süper Lig’in en başarılı temsilcilerinden biri olmayı başardı. Avrupa kupalarına katıldığı, İstanbul’un büyüklerini deplasmanda yendiği dönemlerde Gaziantepspor, Anadolu futbolunun yükselen yıldızıydı. Ancak bu parlak tablo, birkaç on yıl içinde dramatik biçimde tersine döndü. Yanlış transfer politikaları, mali disiplinsizlik, borçların birikmesi, yönetimsel kargaşa ve sportif başarısızlıklar kulübü adım adım çöküşe sürükledi. 2020’de Gaziantepspor resmî olarak feshedildiğinde, geriye yarım asrı aşkın bir futbol mirası ve kent için büyük bir hayal kırıklığı kaldı.

Bu yazıda Gaziantepspor’un yükselişi, altın yılları, düşüşe giden yolu ve kapanış süreci ayrıntılarıyla incelenecektir. Transfermarkt verileri ışığında kulübün kadro değerleri ve transfer hareketleri değerlendirilerek çöküşün mali boyutu da gözler önüne serilecektir. Aynı zamanda Gaziantepspor’un şehre kattığı futbol kültürü ve kapanış sonrası yerini alan Gaziantep FK ile ortaya çıkan dönüşüm de ele alınacaktır.

Kuruluş ve Yükseliş (1969–1990)

Gaziantepspor, 1969 yılında Gaziantep’te faaliyet gösteren birkaç amatör kulübün birleşmesiyle kuruldu. Bu birleşme, hem sportif hem de toplumsal açıdan önemli bir adım olarak görülüyordu. Türkiye’nin güneydoğusunda sanayileşme sürecine girmiş ve ekonomik olarak büyümeye başlamış bir şehir olan Gaziantep, bu dinamizmini futbol sahasına da yansıtmak istiyordu. Kırmızı-siyah renkleri benimseyen Gaziantepspor’un doğuşu, kentin kimliğini güçlendiren kültürel bir olay niteliğindeydi. Kuruluş yıllarında daha çok amatör ruh ve yerel destekle yoluna devam eden kulüp, kısa sürede şehrin geniş kesimlerinden taraftar topladı. Özellikle Kamil Ocak Stadyumu’nda oynanan karşılaşmalar, kentin sosyal hayatının önemli buluşma noktaları hâline geldi.

1980’ler boyunca Gaziantepspor, Türk futbolunun alt liglerinde istikrarlı bir performans sergileyerek yavaş ama emin adımlarla yükselişini sürdürdü. Şehir halkı, kulübün başarılarını sahiplenerek tribünleri dolduruyor, kulüp giderek daha güçlü bir taraftar tabanına kavuşuyordu. Bu süreç, kulübün Gaziantep’in simgelerinden biri hâline gelmesine büyük katkı sundu. 1990’lı yıllara gelindiğinde Gaziantepspor artık Süper Lig’in kalıcı takımlarından biri olma yoluna girmişti. Organizasyonel yapılanması, altyapıdan yetiştirdiği oyuncular ve taraftar desteği ile kulüp, Anadolu futbolunun güçlü temsilcilerinden biri olarak Türkiye sahnesinde kendine sağlam bir yer edindi.

Altın Yıllar: 1990’lar ve 2000’lerin Başı

Gaziantepspor’un en parlak dönemi 1990’ların ikinci yarısı ile 2000’li yılların başında yaşandı. Kulüp, Süper Lig’de yalnızca düşme hattından uzak kalmakla yetinmiyor, çoğu sezonda ilk sıralarda yer alarak istikrarlı bir performans sergiliyordu. Bu istikrar, Anadolu kulüplerinin büyükler karşısında varlık gösterebileceğinin en önemli örneklerinden biriydi. Avrupa kupalarına katılması ise Gaziantepspor’u yalnızca ulusal değil, uluslararası arenada da tanınır hâle getirdi. UEFA Kupası’nda oynanan maçlar, şehrin futbol tarihinde unutulmaz anılara dönüştü ve taraftarlar için gurur vesilesi oldu.

Bu yıllarda kadro yapılanmasına bakıldığında özellikle Doğu Avrupa, Balkan ve Afrika kökenli oyuncular, düşük maliyetle transfer edilip hem sahada yüksek verim sağlıyor hem de ileride kulübe satış geliri getiriyordu. Souleymane Youla, Elvir Bolic gibi isimler Gaziantepspor’un tarihine damga vurmuş yabancı oyunculardan yalnızca birkaçıdır. Bunun yanında, Türk futbolunda daha sonra büyük kulüplerde adını duyuran pek çok futbolcu da kariyerinin başında kırmızı-siyahlı formayı giymiştir. Bu strateji, kulübün piyasa değerini de doğrudan etkiledi. Transfermarkt’ın tahmini verilerine göre kadronun toplam değeri 25–30 milyon euro bandına yükselmiş, oyuncu başına ortalama piyasa değeri ise 1 milyon euroyu bulmuştu. Bu rakam, Anadolu kulüpleri için o yıllarda oldukça yüksek bir seviyeyi işaret ediyordu.

Şehirde futbol kültürü de bu dönemde zirveye çıktı. Gaziantepspor’un başarıları, Gaziantep’in ekonomik büyümesiyle birleşince kulüp toplumsal bir aidiyet kaynağı hâline geldi. Kamil Ocak Stadyumu, her maçta binlerce taraftarla dolup taşarken kırmızı-siyah renkler şehrin sembolüne dönüştü. Gaziantepspor, yalnızca bir futbol takımı değil, kentin kimliğini şekillendiren bir güç hâline gelmişti.

İlk Kriz İşaretleri (2005–2010)

2005 yılından itibaren Gaziantepspor’da çöküşe giden yolun ilk işaretleri görülmeye başladı. O zamana dek Süper Lig’in istikrarlı orta-üst sıra takımlarından biri olan kulüp, mali açıdan büyük kulüplerle arasındaki makasın açılmasıyla zorlanmaya başladı. Yayın gelirlerindeki dağılım modeli, büyük takımların lehine işliyordu ve Anadolu kulüplerinin payına düşen miktar, her geçen yıl artan maliyetleri karşılamada yetersiz kalıyordu. Bu dengesizlik, Gaziantepspor gibi orta ölçekli şehir kulüplerini finansal açıdan kırılgan hâle getirdi.

Başarı beklentilerini karşılamak isteyen kulüp yönetimi birçok kulübün yaptığı yanlışa düşerek yüksek maliyetli yabancı transferlere yöneldi, ancak bu transferlerin çoğu beklenen verimi sağlayamadı. Saha içinde istenilen katkıyı veremeyen yabancılar, kulübün maaş bütçesine ağır yük bindiriyor, borçların giderek artmasına yol açıyordu. Ayrıca maaşlardaki dengesizlikler, takımın sahadaki uyumunu bozdu. Taraftarın beklentisi yüksek olmasına rağmen sahada alınan sonuçlar bu yatırımları haklı çıkaracak seviyede değildi.

Transfermarkt verilerine göre 2010–11 sezonunda Gaziantepspor’un toplam kadro değeri 32 milyon euroya, oyuncu başına ortalama piyasa değeri 1,28 milyon euroya çıkmıştı.  Bu rakam, Anadolu kulüpleri için oldukça yüksek bir seviyeyi temsil ediyordu. Ancak bu büyüme yapay bir görünüm taşıyordu, çünkü kulüp giderlerle aynı ölçüde gelir yaratamıyordu. Avrupa kupalarına katılım sınırlıydı, sponsorluk gelirleri düşüktü ve bilet gelirleri de tek başına bu maliyetleri karşılamaya yetmiyordu. Maaş ödemelerinde yaşanan gecikmeler, futbolcuların huzursuzluğunu artırdı. Bazı oyuncular sözleşme feshi yoluna gitti, bu da kadro istikrarını zedeledi. Kulüp birçok kulüpte yaşanan sonun başlangıcını hazırlayan o kısırdöngüye girdi.

Yönetimsel istikrarsızlık da krizi derinleştiren bir başka unsurdu. Kulüp sık sık teknik direktör değiştiriyor, uzun vadeli planlama yerine kısa vadeli sonuç arayışına giriyordu. Bu tablo, hem sportif hem de mali açıdan Gaziantepspor’un temellerinin sarsıldığını ve ilerleyen yıllarda daha derin bir krizin kapıda olduğunu gösteriyordu.

Çöküşün Hızlanması (2010–2016)

2010’lu yıllar, Gaziantepspor’un yavaş ama istikrarlı biçimde dibe doğru sürüklendiği dönem oldu. Kulüp bu yıllarda giderek artan mali baskılarla karşı karşıya kaldı. Yönetim, borç yükünü azaltmak için en değerli oyuncularını satmak zorunda kaldı. Ancak bu satışlardan elde edilen gelir, yeni yatırımlara yönlendirilmek yerine büyük ölçüde borç ödemelerine harcandı. Dolayısıyla kadronun kalitesi sürekli olarak azaldı ve kulüp sahada rekabetçi bir kimlik sergileyemez hale geldi.

Transfermarkt verileri de bu durumu doğrular niteliktedir. Toplam kadro değeri, birkaç yıl içinde hızla düşüşe geçti. Kulübün elinde kalan sınırlı değerli oyuncuların satılmasıyla birlikte, gelen futbolcular genellikle düşük maliyetli, piyasa değeri az olan ve kariyerlerinin son döneminde bulunan isimlerden oluştu.  2015–16 sezonunda tablo dramatik bir hâl aldı. Toplam kadro değeri 12 milyon euroya kadar gerilemişti. Yaklaşık 25 kişilik kadro üzerinden hesaplandığında oyuncu başına ortalama piyasa değeri yalnızca 480 bin euroya düşmüştü. Bu rakam, kulübün artık Süper Lig’de kalıcı olabilecek güçte olmadığını açıkça ortaya koyuyordu. Sahadaki sonuçlar da bu tabloyu teyit etti. Gaziantepspor her sezon düşme hattına yakın mücadele ediyor, ligde kalmayı son haftalara kadar kovalıyordu.

Taraftarların umutları her geçen yıl azaldı. Yönetimsel istikrarsızlık, sık sık yaşanan teknik direktör değişiklikleri ve futbolcuların maaşlarını zamanında alamaması, kulüp içindeki huzursuzluğu artırdı. Nihayetinde 2016–17 sezonuna gelindiğinde bu kriz sürdürülemez hale geldi. Gaziantepspor, uzun yıllardır mücadele ettiği Süper Lig’den düşerek tarihinin en ağır darbelerinden birini aldı.

Küme Düşüşü ve Finansal Felaket (2016–2018)

2016–17 sezonunda Süper Lig’den düşmek, Gaziantepspor için yalnızca sportif bir başarısızlık değil aynı zamanda ekonomik açıdan da geri dönülmez bir felaket anlamına geliyordu. Yıllar boyunca Anadolu kulüplerinin en büyük güvencesi olan yayın gelirlerinden mahrum kalmak, kulübün zaten kırılgan olan mali yapısını daha da savunmasız hâle getirdi. Bunun yanı sıra, lig düşüşünün ardından sponsorluk gelirleri kesildi ve tribünlerdeki seyirci sayısı hızla azaldı. Taraftarın ilgisinin azalması bilet gelirlerini de neredeyse yok denecek seviyeye indirdi.

Maaşlarını alamayan futbolcular, hukuki haklarını kullanarak sözleşmelerini feshedip kulüpten ayrıldı. Böylece takımın elde kalmış deneyimli oyuncuları da kaybedildi. Kulübün kalan kadrosunun piyasa değerleri birkaç yüz bin euro seviyesinde seyrediyordu. Birkaç yıl önce 30 milyon euroyu bulan toplam kadro değeri, artık 1–2 milyon euro bandının bile altına düşmüştü. Bu, Gaziantepspor’un sportif açıdan rekabet edemediğinin yanı sıra mali açıdan da fiilen iflas ettiğinin en somut göstergesiydi.

Transfermarkt verileri bu dönemin dramatik tablosunu gözler önüne seriyor. 2017 ve 2018 sezonlarında Gaziantepspor’un neredeyse hiçbir dış transfer gerçekleştirmediği görülüyor. Kulüp yalnızca altyapıdan yetişen oyuncularla kadrosunu ayakta tutmaya çalışıyordu. Ancak bu genç oyuncuların çoğu profesyonel seviyede deneyimsizdi ve takımı taşıyabilecek kapasiteye sahip değildi. Kadro kalitesinin hızla düşmesi, sportif sonuçların daha da kötüleşmesine yol açtı. Bu dönemde şehirdeki moral de dibe vurdu. Taraftarlar, yönetimden umutlarını keserken, kulübün yeniden ayağa kalkabileceğine dair inanç büyük ölçüde kayboldu. Gaziantepspor, hem sahada hem de kasada tükenmişti. 2018’e gelindiğinde artık kulübün toparlanma şansı kalmamış, kapanışa doğru geri sayım başlamıştı.

Son Sezon ve Kapanış (2019–2020)

2019–20 sezonu, Gaziantepspor için artık geri dönüşün imkânsız hâle geldiği ve fiilî sonun yaşandığı sezondu. Bir zamanlar Anadolu futbolunun gururu olan kırmızı-siyahlı kulüpte birçok oyuncu, alt lig kulüplerine bedelsiz olarak gitti. Bu tablo, kulübün sportif rekabet gücünün tamamen tükendiğini gösteriyordu. Toplam kadro değeri yaklaşık 600 bin euro seviyesindeydi. 22–23 kişilik kadro üzerinden hesaplandığında oyuncu başına ortalama piyasa değeri yalnızca 25 bin euroya düşmüştü. Bu rakam, profesyonel futbolun rekabet koşullarıyla kıyaslandığında son derece düşük bir seviyeyi temsil ediyordu. Birkaç yıl önce Avrupa kupalarına katılan, kadro değeri 30 milyon euroyu bulan bir kulübün bu seviyelere inmesi, çöküşün boyutunu gözler önüne seriyordu.

Artık Gaziantepspor’un ayakta kalması mümkün değildi. Yönetim, borçları çevirecek mali kaynağa ulaşamıyor, taraftar desteği giderek azalıyor, şehirde kulübün yeniden doğabileceğine dair umutlar tükeniyordu. Nihayetinde 2020 yılında kulüp resmî olarak feshedildi. Böylece 51 yıllık bir futbol serüveni acı bir sonla noktalandı, geriye yalnızca hatıralar, tribün anıları ve kapanan bir dönemin burukluğu kaldı.

Taraftar Kültürü ve Şehrin Kimliği

Gaziantepspor’un hikâyesi yalnızca sportif sonuçlar ve mali dengeler üzerinden okunamaz; kulübün şehrin toplumsal dokusundaki yeri de en az sahadaki mücadele kadar önemlidir. Gaziantep, ekonomik ve kültürel açıdan hızlı bir dönüşüm geçirirken futbol, bu kimliğin önemli bir parçası hâline gelmişti. Kırmızı-siyah renkler, yalnızca bir kulübün sembolü değil, aynı zamanda Gazianteplilerin aidiyetini ifade eden ortak bir değerdi. Tribünlerde toplanan taraftar, yalnızca maç izlemiyor, şehrin kolektif enerjisini sahaya yansıtıyordu. Her karşılaşma şehrin sosyal hayatında büyük bir etkinlik hâlini almıştı. 1990’larda ve 2000’lerin başında Avrupa kupalarına katılmak, taraftarın şehre duyduğu gururu artırdı. Tribünlerde açılan pankartlar, söylenen marşlar ve takımın başarılarıyla bütünleşen sevinç gösterileri, Gaziantepliler için futbolun kültürel bir kimlik unsuru olduğunu gösterdi. Ancak kulübün mali ve sportif açıdan gerilemesi, taraftarın da zamanla yıpranmasına yol açtı. Kulübün 2020’de kapanışı, taraftar için yalnızca bir spor olayının ötesinde, kent kimliğinde derin bir boşluk yarattı. Birçok taraftar, çocukluk anılarının, arkadaşlıklarının ve aidiyet duygusunun kaynağı olan kulübün yok oluşunu büyük bir kayıp olarak gördü. Gaziantepspor’un kapanışı, şehrin toplumsal hafızasında silinmeyecek bir iz bıraktı.

Gaziantep FK’ye Geçiş

Gaziantepspor’un kapanışıyla birlikte Gaziantep şehrinin profesyonel futbol temsilciliğinde bir boşluk doğdu. Bu boşluk, belediye destekli bir yapı olan Gaziantep Futbol Kulübü tarafından dolduruldu. Kulüp aslında daha önce Gaziantep Büyükşehir Belediyespor adıyla biliniyordu. 2010’ların sonlarına doğru ismini Gazişehir Gaziantep olarak değiştiren bu kulüp, kısa süre içinde Süper Lig’e yükseldi. Ardından Gaziantep FK ismini alarak şehrin tek profesyonel temsilcisi hâline geldi.

Gaziantep FK, kurumsal açıdan modern bir yapılanmaya sahipti. Kulübün mali yapısı, belediye ve yerel yönetim desteği sayesinde daha düzenliydi. Transfer politikalarında da daha dikkatli adımlar atıldı. Bu sayede Gaziantep FK, Süper Lig’de kalıcı bir ekip hâline gelmeyi başardı. Gaziantepspor’un 51 yıllık mirası, şehir için tarihsel bir anlam taşıyordu. Gaziantep FK ise bu mirası resmî olarak devralmamış, tamamen yeni bir yapı olarak yoluna devam etmişti. Taraftarların bir kısmı yeni kulübü desteklemeye başlasa da, birçok kişi Gaziantepspor’un yokluğunu hâlâ derinden hissediyor. Bu durum, Türk futbolunda sıkça görülen bir olguyu yansıtıyor: Borç batağına sürüklenip kapanan şehir kulüplerinin yerini yeni yapılar alıyor, fakat taraftarların gönlünde eski kulüplerin yarattığı bağ kolay kolay silinmiyor.

Sonuç

Gaziantepspor’un yarım asrı aşan hikâyesi, Türk futbolundaki ekonomik sürdürülemezliğin en çarpıcı örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı. Yanlış transfer politikaları, kontrolsüz harcamalar, gelir yaratma kapasitesinin azalması, yönetimsel istikrarsızlık ve taraftar güveninin kaybı, kulübün çöküşünü kaçınılmaz kıldı. Gaziantepspor’un kapanışı, Anadolu kulüplerinin büyük bölümünün karşı karşıya olduğu yapısal sorunların da aynasıdır. Türkiye’de gelir dağılımındaki eşitsizlik, yayın gelirlerinin büyük kulüpler lehine yoğunlaşması, yerel sponsor desteğinin sınırlı kalması ve belediyelere aşırı bağımlılık, şehir takımlarının uzun vadeli plan yapmasını neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Bu şartlar altında birçok kulüp günü kurtarmak için borçlanmaya başvurmakta, kısa vadeli sportif başarı uğruna uzun vadeli mali istikrarını feda etmektedir. Gaziantepspor’un yaşadığı mali felaket, bu modelin sürdürülemezliğini açık biçimde ortaya koymuştur.

Bugün Gaziantep FK, şehrin profesyonel futbol temsilciliğini üstlenmiş olsa da, taraftarlar nezdinde Gaziantepspor’un 51 yıllık mirasının yeri başka. Bu durum, kapanan kulüplerin yalnızca sportif değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir boşluk da yarattığını göstermektedir. Gaziantepspor’un hikâyesi, benzer bir akıbetle karşı karşıya kalmamak için diğer şehir kulüplerine ve futbol yönetim otoritelerine güçlü bir uyarı niteliği taşımaktadır.

Sonuç olarak, Gaziantepspor’un 1969’dan 2020’ye uzanan serüveni, Türk futbolunda mali disiplinin, uzun vadeli planlamanın ve sürdürülebilir yönetim anlayışının ne denli hayati olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu hikâye yalnızca bir kulübün kaybı değil, tüm futbol sisteminin yeniden düşünülmesi gereken kırılgan yapısının bir yansımasıdır.

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  5  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Dr. Tolga Genç Pazartesi, 07 Ağustos 2023.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

futbolekonomihakkimizdabanner2

esitsizliktanitim

aksartbmmraporbanner

Yazarlarımızın Son Yazıları

Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Kutlu Merih
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Doç. Dr. Deniz Gökçe
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu
Murat  Başaran
Murat Başaran
Mete İkiz
Mete İkiz
Hüseyin Özkök
Hüseyin Özkök
Ömer Gürsoy
Ömer Gürsoy
Neville Wells
Neville Wells
Kenan Başaran
Kenan Başaran
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Ahmet Talimciler
Prof. Dr. Lale Orta
Prof. Dr. Lale Orta
Müslüm Gülhan
Müslüm Gülhan
Tuğrul Akşar
Tuğrul Akşar
Av. Hüseyin Alpay Köse
Av. Hüseyin Alpay Köse
Doç. Dr. Recep Cengiz
Doç. Dr. Recep Cengiz
Dr. Ahmet Güvener
Dr. Ahmet Güvener
Av. Arman Özdemir
Av. Arman Özdemir
Dr. Tolga Genç
Dr. Tolga Genç
Tayfun Öneş
Tayfun Öneş
Dr. Bora Yargıç
Dr. Bora Yargıç
Alp Ulagay
Alp Ulagay
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Dr. Sema Tuğçe Dikici
Prof. Dr. Fuat Tanhan
Prof. Dr. Fuat Tanhan

Kimler Sitede

Şu anda 999 konuk çevrimiçi

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 52920858

raporlaranas

kitaplar aksar

1

futbol ekonomi bulten

fesamlogobanner

ekosporlogo


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

futbolekonomisosyal2

 

sosyal1