Futbolun Tarihi - II
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Mete İKİZ Futbolun Tarihi - II

Futbolun Tarihi - II

Modern futbolun geldiği noktayı analiz edebilmek için futbolun tarihsel gelişimini anlatmaya başladığımız geçen haftaki yazıda, Antik Yunan’da, ellerinde kullanıldığı “çok sert ve vahşi” bir oyun olan “Harpaston”un, Roma İmparatorluğu zamanında topa ayakla vurmanında eklenerek “Harpastum” adını almasından ve 12. yüzyılda İngiltere’ye gelişinden, 1888 yılında ilk futbol liginin İngiltere’de kuruluşuna kadar yaşanan önemli gelişmelerden bahsetmiştik. Bu yazıda da, 20. yüzyılda modern futbolun ortaya çıkışından, UEFA’nın kuruluşuna kadar geçen sürenin gelişimini inceleyeceğiz.

 

İlk Futbol Sezonunun Şampiyonu: Preston North End

8 Eylül 1888’de 12 takımın katılımıyla İngiltere’de başlama vuruşu yapılan dünyanın ilk futbol liginin şampiyonu, 18 galibiyet, 4 beraberlikle namağlup olarak en yakın rakibine 11 puan fark atmayı başaran Preston North End oluyordu. Aynı yıl İngiliz Futbol Federasyonu (FA) Kupası’nı da kazanan ve 1889-90 sezonunda da şampiyon olan Preston’un başarısının arkasında yatan neden, yöneticilerinin İngiltere, İskoçya ve Galler’in en iyi atletlerini gerek yüksek ücretler ödeyerek gerekse futbol dışında iyi maaş veren işler bularak kadrolarına dahil etme becerisini diğer Kulüplerden önce gösterebilmiş olmalarıydı.

 

276_image002

İlk Lig Şampiyonluğunu namağlup kazanan Preston North End (1888-89 sezonu)

 

Preston’un taktiğini çözen ve daha yüksek bütçelere sahip olan Derby County, Everton, Sunderland ve Aston Villa gibi futbol kulüpleri Preston’un kadrosundaki futbolcuları takip eden yıllarda transfer edecekler ve Preston bundan sonra Lig Şampiyonluğunu bir daha kazanamayacaktı.

 

1891-92 sezonunda İngiliz Futbol Ligi, 14 takıma çıkıyor, artık oyunun sahadaki tek hakimi haline gelen hakemlere yardımcı olmak üzere yan hakemler oyuna dahil oluyor ve ceza sahasında yapılan kusurlu hareketlere ceza olarak penaltı kavramı ve bununla birlikte hakemleri kandırmaya yönelik hilelerde ilk defa yeşil sahalardaki yerini alıyordu.

 

1892-93 sezonunda Lig sayısı 2’ye çıkıyor, orijinal lig Division 1 (1. Lig)  olarak adlandırılarak takım sayısı 16’ya çıkarken, klasman olarak altında kurulan lig Division 2 (2. Lig) adıyla 12 takımla oynanmaya başlanıyordu. 1893-94 sezonunda 2. Lig 15 takıma çıkarılıyor ve takip eden yıllarda dünyada kitleleri peşlerinden sürükleyecek Arsenal, Liverpool ve Newcastle United gibi kulüpler ilk defa liglerde yer almaya başlıyorlardı. 1898-99 sezonunda ise her iki Lig’de 18’er takıma çıkıyor ve 2 lig arasında küme düşme ve çıkma karara bağlanarak, 2. Ligin ilk 2 takımı, bir sonraki sezon 1. Ligin son 2 takımının yerini alıyorlardı. İngiliz Futbol Ligi’nin kurulduğu 1888 yılından 1899’a kadar geçen süre içerisinde, 5 kere Şampiyon olan Aston Villa, ligin ilk yıllarının en başarılı takımı olarak dikkat çekiyor, 1900-1901 sezonunu ise, Division 1’in sona ererek yerini Premier Lige bırakacağı 1991-92 sezonuna kadar bu ünvana toplam 18 kere sahip olarak rekor kıracak Liverpool futbol takımı ilk defa Şampiyon olarak bitiriyordu.

 

Demiryollarının Yayılması Taraftarı Olgusunu Yaratıyor

1890’ların başında kalifiye bir işçinin eline de, haftada 2 Pound’dan az geçerken, bir futbol ligi maçını seyretmenin maliyeti 6 İngiliz Kuruşu (Penny), alternatif eğlence şekilleri olan sinema veya tiyatroya gitmenin bedeli ise sadece 3 Penny idi. Futbol Ligi yöneticilerinin, bu heyecan verici hareketli oyuna yönlenen kitlelerin yoğun ilgisi neticesinde maçlara gelmek isteyen kalabalıklardan alt gelir seviyesine sahip olanların maçlara girişinin zorlaşması açısından, bilet ücretini bilerek pahalı tutmaları ve yüksek seyahat masrafları nedeniyle, maçları takip edenler orta sınıfı temsil eden kalifiye işgücü arasından çıkmakta ve maçları ortalama 3.000 kişi seyretmekteydi.

Demiryollarının tüm ülkeye yayılmasıyla şehirlerarası seyahat etme maliyetleri ucuzlayacak ve tuttuğu futbol takımının haftasonu maçlarını sürekli takip eden “futbol taraftarları” olgusu ortaya çıkacaktı. 1901’de Tottenham Hotspur ile Sheffield United arasında oynanan FA Kupasını seyirci rekoru kırılarak 114.000 kişi izleyecekti. 1905’de kurulan Chelsea, Fulham Broadway tren istasyonuna olan yakınlığı nedeniyle Stamford Bridge’i stadı olarak belirliyor, Tottenham Hotspur’un stadı  ise White Hart Lane tren istasyonuna olan yakınlığı sayesinde her maçını onbinlerce kişiye oynuyordu. Trenlerin halk tarafından kullanımının artışıyla birlikte, Manchester United tren istasyonuna yakın olan Old Trafford Stadına, Arsenal ise Highbury Stadına taşınıyorlardı.

 

Yeşil Sahaların Kuralları Oturuyor

Modern futbolda da geçerliliğini halen koruyan resmi kurallar, 1898’de, sırasıyla: 1. Oyun Sahası; 2. Top; 3. Oyuncu Sayısı; 4. Oyuncu Ekipmanları; 5. Hakemler; 6. Yan Hakemler; 7. Oyun Süresi; 8. Oyunun Başlaması; 9. Topun Oyun İçi ve Dışında Olması; 10. Gol Vuruşu; 11. Ofsayt; 12. Fauller; 13. Frikik; 14. Penaltı; 15. Taç; 16. Kale Vuruşu ve 17. Korner olmak üzere 17 ana başlık altında toparlanıyordu.

 

Futbol Dünyaya Yayılıyor...  

İlk Futbol Ligi’nin etkisi, o dönemde İngiliz İmparatorluğu’nun dünyaya egemen olan gücünün de kapsama alanıyla, İngiltere’den diğer bölgelere dalga dalga yayılıyor, 1889 yılında İngiltere dışında ilk futbol ligi Danimarka’da oynanmaya başlanıyor, bunu 1892’de Arjantin Ligi takip ediyordu. 1893’de İtalya’nın ilk futbol kulübü Cenova, 1898’de ise İspanya’nın ilk futbol kulübü Athletico Bilbao kurulacak ve bu oluşumu Avrupa’nın önde gelen ülkeleri olan Fransa,  Almanya, İspanya, Hollanda ve Belçika’da ard arda kurulan onlarca Kulüp büyük bir heyecanla takip edecekti.

 

Futbol takımlarının kuruluşu, ülkelerin Futbol Federasyonlarının da kurulmasına ön ayak olacak, 1889 yılında kurulan Hollanda ve Danimarka Federasyonlarını, sırasıyla 1891’de Yeni Zelanda, 1893’de Arjantin, 1895’de Şili, İsviçre ve Belçika, 1898’de İtalya, 1900’de Almanya ve Uruguay, ve 1901’de Macaristan izleyeceklerdi.

Futbolun ülkelere hızla yayılmasıyla birlikte, futbol takımlarının kurulmasıyla, uluslararası maçlarda oynanmaya başlıyor, “Milli Takımlar” ortaya çıkıyordu. Birleşik Krallığı oluşturan ülkeler İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler arasında 1884’de dünyanın ilk uluslararası futbol turnuvası “Home Championship” (Vatan Şampiyonluğu) adı altında düzenlenecek ve  bu turnuva 1984’e kadar tam 100 yıl varlığını sürdürecekti.

 

Avrupa’da olduğu gibi futbol dünyada da hızla  gelişmeye başlıyor ve Avrupa dışında kayıtlara geçen ilk futbol maçı 1867’de ülkedeki demiryollarını inşa eden İngiliz işçilerinin katılımıyla Arjantin’de oynanıyordu. Günümüzde ön plana çıkan birçok futbol kulübünün geçmişine bakıldığında, İngiliz vatandaşlarının kuruluşlarındaki etkileri görülmektedir. Bunun en güzel örneği ise, Brezilyadaki Corinthians FC’dir. Kökeni Londralı amatör bir futbol takımı olan Corintians’ın oyuncuları, İngiliz Futbol Ligi ve FA Kupası’na dahil olmaktansa, Amatör Futbol Federasyonu’na üye olmayı tercih etmişler ve dünyayı dolaşmaya karar vererek, Brezilya’nın Sao Paulo kentindeki bir grubu etkilemeyi başarmışlardı. Bu güzel oyuna hemen aşık olan küçük ama tutkulu grup, 1910’da kendilerine “Corinthians Paulista Spor Kulübü” adını verecekler ve yıllar içerisinde Güney Amerika’nın ve dünyanın en önemli kulüplerinden biri haline geleceklerdi.

 

İzmir’in Takımı ilk Olimpiyatlarda

İlk kez 1896’da Atina’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda futbol oyunu milli takımlar bazında halen emekleme döneminde olduğundan resmi olarak programa dahil edilmiyor, bununla birlikte gayri resmi bir futbol turnuvası kapsamında sadece 2 maç yapılıyor ve ilk maçda İzmir’i temsil eden bir takım Atina XI isimli takımı mağlup ediyor, Danimarkalı bir takıma  ise yeniliyordu.

 

1900’de Paris’de düzenlenen Olimpiyatlarda futbol ilk defa yarışmalara dahil ediliyor ve Olimpiyatlara futbol takımlarını gönderen sadece 3 ülke olan İngiltere, Fransa ve Belçika aralarında oynadıkları gösteri maçları sonrasında sırasıyla altın, gümüş ve bronz madalyaları alıyorlardı. 1904’de ABD’nin St. Louis kentinde düzenlenen 2. Olimpiyat Oyunlarına da sadece 3 futbol takımı ülkelerini temsilen katılarak gösteri maçları yapacaklar, Kanadalı Galt FC altın, ABD’li Christian Brothers gümüş, yine ABD’li St. Rose Parish bronz madalyayı alacaklardı.

 

1908’de Londra’da düzenlenen Olimpiyatların futbol branşını FA organize ediyor ve turnuvaya sadece 6 takım katılıyor, 1912’de Stockholm’de yapılan Olimpiyatların futbol branşını ise İsveç Futbol Federasyonu düzenliyor ve katılımcı takım sayısı 11’e çıkıyordu. Her 2 turnuvanında özelliği takımların Olimpiyatların ruhuna uygun olarak tamamen amatörlerden kurulu olması ve bu nedenle profesyonellerden oluşan bazı milli takımların turnuvaya katılamamasıydı. İngilizler, profesyonel futbol takımlarında oynayan amatörlerden oluşan Amatör Milli Takımlarını her 2 turnuvaya da gönderecek ve arka arkaya Danimarka’yı rahatça yenerek altın madalyaya uzanacaklardı.

1920’lerde Olimpiyatlarda futbol branşı Uruguay ve Arjantin’in turnuvaya katılmalarıyla iyice önem kazanacak fakat 1930’da Uruguay’da düzenlenecek ilk Dünya Kupası’nın önemini kaybetmemesi için FIFA’nın isteğiyle futbol 1932 Los Angeles Olimpiyatları’na dahil edilmeyecek, 1936 Berlin Olimpiyatları’nda ise futbol geri dönecekti. Futbolun profesyonelleşmesi ile birlikte amatör futbolcuların mücadele ettiği Olimpiyatlar futbol açısından önemini kaybedecek ve o yıllarda futbolun halen devlet desteğiyle amatör olarak oynandığı Doğu Bloku ülkeleri 1948-80 yılları arasında düzenlenecek olan 9 Olimpiyatta, toplam 27 madalyanın 23’ünü kazanacaklardı.

 

FIFA Kuruluyor

Futbolun İngiltere sınırlarını aşarak, başta Avrupa da olmak üzere, önce “ulusal” sonrasında ise ülkeler arasında oynanmaya başlanan maçlarla “uluslararası” bir spor haline gelmesi neticesinde, Hollanda Futbol Federayonu Sekreteri Wilhelm Hirschman, uluslararası futbolu organize ederek yönetmek üzere bir yetkili organın kurulması fikriyle dünyanın en eski futbol düzenleyicisi olması nedeniyle 1904’ün ilk aylarında FA’ya başvuruyor ve FA öneriyi incelemek üzere vakit istiyordu. Beklemek istemeyen Fransız Futbol Federasyonu Sekreteri Robert Guerin bu fırsatı iyi kullanıyor ve Avrupa’daki diğer futbol federasyonlarını bu yeni oluşuma davet ediyordu.

 

Sonuç olarak, 21 Mayıs 1904’de Fransız Futbol Federasyonu’nun Paris’deki merkezinde “International Federation of Association Football” (FIFA, Uluslararası Futbol Federasyonu) kuruluyor ve Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç ve İsviçre, 7 kurucu ülke olarak bu ilk uluslararası futbol organizasyonunda yerlerini alıyorlardı. Almanya hemen FIFA’ya katılırken, futbolun mucidi İngilizler başta bu yeni oluşumun dışında kaldıklarından, FIFA’ya soğuk yaklaşıyorlarsa da, bu uluslararası organizasyona 1905’de dahil oluyorlardı. 1912’ye gelindiğinde FIFA’ya üye ülke sayısı 25’e çıkıyor, futbola ara verilmek zorunda kalınan 1. Dünya Savaşı sonrasında, 1925’de FIFA’nın üye sayısı 36’ya çıkıyordu.

 

İngilizler Liglerini Dörtlüyor...

1. Dünya Savaşı sonrası oynanan ilk sezon olan 1919-20’de, İngiliz 1. ve 2. Ligleri 22’şer takıma çıkarılıyor, 1920’de ise yine 22 takımdan oluşan İngiliz 3. Ligi kuruluyordu. 1921’de İngiliz 3. Ligi, Kuzey ve Güney olmak üzere ikiye bölünüyor ve 22’şer takımdan oluşuyordu. Artık, futbolun beşiği İngiliz topraklarının liglerinde toplam 88 takım top peşinde koşuyordu.

 

FA, 1919 yılında aldığı kararla 1. Dünya Savaşı’nda İngilizlerle ayrı safhalarda yer aldığı düşman ülkelerin içerisinde yer alması nedeniyle FIFA’yı boykut etmeye karar verecek ve bu boykot 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesine kadar tam 27 yıl sürecekti.

 

Endüstrinin İlk Emareleri...

Futbolun kitlelere yayılarak yoğun ilgiyle takip edilmesi neticesinde, güzel oyun yavaş yavaş kendi endüstrisini de yaratıyor, transfer edilen profesyonel futbolcular, parayla seyredilen futbol maçları gibi ekonomik güç muhteva eden yapılanmalardan sonra, İngilizler 1920’de lig maçlarını tahmin ederek bahse girmek üzerine kurulmuş ilk spor toto uygulamasını Birmingham’de başlatacaklardı.

 

İlk Dünya Kupası

28 Mayıs 1928’de Amsterdam’da toplanan FIFA Kongresi’nde dönemin FIFA Başkanı Jules Rimet’in rüyası gerçekleşiyor ve ilk Dünya Kupası’nın düzenlenmesine karar veriliyordu. Futbolu dünyaya armağan eden İngilizler, FIFA’ya karşı uyguladıkları boykot nedeniyle FIFA tarafından ilk Dünya Kupasına davet edilmiyorlar ve bu durumunda etkisiyle ilk Dünya Kupası 1930’da Uruguay’da düzenleniyordu. 1930’da üye sayısı 41 olan FIFA’nın düzenlediği ilk Dünya Kupasına, 4’ü Avrupa (Fransa, Belçika, Romanya, Yugoslavya) ve 9’u Amerika (Brezilya, Arjantin, Peru, Uruguay, Şili, Bolivya, ABD, Meksika ve Uruguay) kıtasından olmak üzere toplam 13 milli takım katılıyor, finalde Arjantin’i 4-2 yenen Uruguay ilk Dünya Kupasını 93.000 seyirci önünde kaldırıyordu.

 

276_image003

İlk Dünya Şampiyonluğunu Uruguay Milli Takımı (1930)

 

İlk Dünya Kupasından sonra FIFA etki alanını genişletmeye devam edecek, 1938’de 51 üyeye, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ise 73’e ulaşacak, günümüzde ise 204 olan üye sayısıyla, 192 üyesi olan Birleşmiş Milletler’den bile daha geniş bir organizasyon haline dönüşecekti.

 

İngiltere, 1934’de İtalya’da, 1938’de ise Fransa’da düzenlenen ve  İtalya’nın şampiyon olduğu Dünya Kupalarını’da boykot edecek, 1946’da ise Jules Rimet tarafından yeniden FIFA’ya katılmaya ikna edilecek ve 1950’de Brezilya’da düzenlenecek olan 4. Dünya Kupasına ilk defa katılacaktı. Kupayı ise finalde 200.000 Brezilyalı önünde Uruguay, ev sahibi Brezilya’yı 2-1 mağlup ederek, 2. kere kaldıracaktı. 1954 yılında Dünya Kupası yine Avrupa’ya taşınacak, İsviçre’de düzenlenenen kupayı finalde Macarları 3-2 yenen Almanya kazanacaktı. 

 

İlk Avrupa futbol kulüpleri turnuvası, “Mitropa Cup”

Futbol takımlarının Avrupa’nın farklı ülkeleri nezdinde maçlar yapmalarının kökeni, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde yer alan ve normal koşullar altında bir turnuva da birbirlerine karşı oynama şansları olmayan futbol takımlarının 1897’de, “Challenge Cup” (Meydan Okuma Kupası) adı altında  düzenlenen bir turnuvaya katılmalarına kadar gitmektedir. Son oynandığı yıl olan  1911’de Viyana Spor Kulübü tarafından kazanılarak bu Kulübün müzesinde saklanan Kupa, bu anlamda Avrupalı futbol takımlarının kendi aralarında rekabete başladığı ilk Kupa olan Mitropa Kupası’nın öncüsü olma özelliğini taşımaktadır.

 

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı sonrasında dağılmasıyla birlikte, Orta Avrupa’nın birçok ülkesinde profesyonel futbol ligleri kuruluyor ve uluslararası bir kulüp turnuvasının yeni kurulan profesyonel takımları finansal açıdan destekleyeceği fikrinden yola çıkılarak, “Mitropa Kupası” ilk defa 1927’de oynanmaya başlanıyordu. İlk yıl turnuvaya Avusturya, Macaristan, Çekoslavakya ve Yugoslavya’dan 2 futbol takımı katılıyor ve kupayı AC Sparta Prag kazanıyordu. 1929’da Yugoslav takımlarının yerini İtalyanlar alıyor, 1934’de ise turnuvaya katılım her ülkeden 4 takıma çıkarılıyordu. Sonraları Mitropa Kupası’na İsviçre ve Romanya’da katılıyor ve 2. Dünya Savaşı nedeniyle 1940-50 arası turnuvaya ara veriliyordu. 1951’den itibaren “Zentropa Kupası” adı altında tekrar oynanmaya başlayan tunuva, Avrupa futbol kulüpleri arasında yeni turnuvaların düzenlenmesiyle birlikte statüsünü kaybederek katılımcı sayısı azalsa da, 1992 yılına kadar varlığını sürdürüyordu.

 

2. Dünya Savaşı sonrasında, Mitropa Kupası’na katılımın azalması yeni bir turnuvanın düzenlenmesine ön ayak oluyor ve Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz’in futbol takımları “Copa Latina” (Latin Kupası) adı altında maçlar yapmaya başlıyorlardı. Katılımcı ülkelerin kendi liglerinin sona ermesinden sonra, her ülkenin Şampiyon futbol takımları arasında mini bir turnuva şeklinde oynanan bu Kupanın da ömrü fazla uzun olmayacak, 1949 yılında başlayan turnuva 1957’de Avrupa Kupası’nın ortaya çıkışıyla birlikte sona erecekti. 8 yıl süren turnuvada, Kupayı ilk Şampiyon FC Barcelona 2, Son Şampiyon Real Madrid 2, AC Milan 2, Benfica 1, Fransız Stade de Reims ise 1 kere kaldıracaklardı.

 

UEFA Kuruluyor...

2. Dünya Savaşı sonrası milli takımların kozlarını paylaştığı Dünya Kupaları, 4 yılda bir uluslararası heyecan yaratırken, Avrupalılar bu heyecanı her yıl Kıtalarında organize bir şekilde düzenlenen turnuvalar vasıtasıyla futbol kulüpleri arasında yaşamak amacıyla, 15 Haziran 1954’de İsviçre’nin Basel şehrinde 25 ülkenin Futbol Federasyonlarının katılımıyla Union of European Football Associations’ı (UEFA, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği), FIFA’nın 6 kıta organizasyonundan biri olarak kuracaklar ve günümüzde 53 ülke federasyonun üye olduğu bu dev organizasyon, Avrupa’da tüm kulüp takımları ve milli takımların aralarındaki maçları, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, Avrupa Şampiyonası, Süper Kupa, Avrupa-Güney Amerika Kupası, Intertoto Kupası ve UEFA Kadınlar Kupası gibi uluslararası turnuvalar nezdinde düzenlemekden sorumlu olarak büyük bir maddi güce kavuşacaktı.

 

Artık, Futbol Endüstrisi’nin yavaş fakat emin bir şekilde ortaya çıkması için gerekli zemin oluşmuştu.

 

Futbolun Tarihi - I

Futbolun Tarihi - III

{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  23421  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Mete İkiz Cuma, 09 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

05/11/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

8.698,48

-0,17

 bjk BJKAS

4,48

-2,18

 fb FENER

100,30

0.00

 gs GSRAY

6,83

+0,15

 trabzon TSPOR

0,93

0,00

   SPOR ENDEKSİ

3.075,321

-0,41

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 43948333

TRENDYOL SÜPER LİG 2024-2025 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV

1

Galatasaray 13 11 2  0 35 13 22 35
2 Fenerbahçe 13  10   2 1 36  12   24

32

3 Samsunspor 14 9 2  3

29

14 15

29

4 Eyüpspor 14  6   5  3 21 15 6 23
5 Beşiktaş 13 6 4  3  22  15 7 22
6 Göztepe 13 6 3 4 24  19 

  5

 21 
7

Başakşehir

13 5  4  4 21 18 3 19
8 Ç.Rizspor 13 6 1

6

15 20 -5 19
9 Sivasspor 14 5 3 6 18    22  -4 18
10 Konyaspor 14 5 3 6 16 21 -5 18
11 Antalyaspor 13 5 2 6

17

25   -8 17
12 Trabzonspor 13 3 6 4 18  16 2 15
13 G.Antep FK 13 4 3

6

19  21  -2  15
14 Kasımpaşa 13 3 6 4 16 19 -3 15
15 Alanyaspor 13 3 5 5 12 16 -4 14
16

Kayserispor

13

2

6 5 13 25 -12 12
17 Bodrum FK 14 3 2 9 10 21 -11 11
18 Hatayspor 13 5 7 12 20  -22 8

19

A.Demirspor 13 0 2 11 9 31 -22

 

                 

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.