''Liyakatin Yerini Sadakat Alırsa, Toplumsal Çürüme Başlar!''
Bizi Takip Edin Futbol ekonomisi facebookta futbol ekonomisi twitterde
x
Buradasınız >> Ana Sayfa Haberler & Makaleler Genel Tuğrul AKŞAR ''Liyakatin Yerini Sadakat Alırsa, Toplumsal Çürüme Başlar!''

''Liyakatin Yerini Sadakat Alırsa, Toplumsal Çürüme Başlar!''

kutlumerih

Tuğrul Akşar- 9 Haziran 2019 Makalemizin başlığı  iki sene önce kaybettiğimiz çok değerli bir bilim insanı Doç.Dr.Kutlu Merih'e ait. 23 Mayıs 2017’de bir kalp krizi, en değerli ve üretken çağında onu bizden aldı götürdü.

 

Yaptıklarıyla, düşünceleriyle, birikimiyle, öğreticiliğiyle ve paylaşımıyla sıra dışı bir entelektüel ve bilim insanıydı.

 

Zaman o kadar hızlı geçiyor ki, hocamızı kaybedeli tam iki yıl oldu. Ama Kutlu Merih’in bu süreçte ilgi alanları olan tarihsel liderlikten yönetime,  matematikten sibernetiğe, risk yönetiminden veri madenciliğine, futbolun ekonomisinden kurumsal yönetimine kadar çok geniş alanda ülkemiz ve tüm dünya çok hızlı devinimler yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.

 

‘’Entelektüel Derinliğe Sahip Olmayandan Bilim İnsanı Olmaz’’

 

Kutlu Merih’in konulara yaklaşımı hep entelektüel bir derinlik içerirdi. Herhangi bir konuyu analiz ederken, irdelerken, sorgularken mutlaka olayın stratejik bütünlüğünü ortaya koyar ve düşüncelerini felsefi bir temelde kurduğu mantık ve sistematik içinde izah ederdi.

 

Doğayı ve toplumu anlamaya çalışmaktan öte onu değiştirmeye çalışırdı. Analiz edeceği olgu ve sorunların temel dinamiklerini yakalayıp uzun vadeli öngörülerde bulunurdu.

 

Kutlu Merih’in, tarihten sibernetiğe, matematikten astronomiye, yönetimden kaos’a, veri analitiğinden ekonomiye ve finanstan futbol ekonomisine farklı bir analiz gücü ve stratejik derinliği vardı. Bu konularda belirli tarihlerde kaleme aldığı makalelerini, biz öğrencileri ve akademisyen arkadaşları ‘’Sıradışı Bilim İnsanı Kutlu Merih’’ isimli kitapta 2018’de yayınlamıştık. Bu eserde Kutlu Merih'in bir çok konuda önemli öngörüleri ve çıkarımları vardı.

 

Kutlu Merih "Bir Şeyin Herşeyini, Herşeyin Bir Şeyini Bilen" Önemli Bir Entelektüeldi!

 

Kutlu Merih entelektüelliği, ‘’Bir kişinin, kendi mesleğinin ya da bilimsel disiplinin dışında, sıra dışı önemli işler üretebilme, bilgi birikimini artırabilme ve onu kullanabilme potansiyeli’’ olarak nitelerdi. Örneğin, ‘’bir matematikçinin çözülemeyen bir problemi çözmesi, bir fizik insanının laboratuarda orijinal bir deney gerçekleştirmesi ya da bir tarihçinin bir zaman dilimine ilişkin önemli saptamalar yapması, zaten bilimsel disiplinin gereğidir. Ne zaman ki, bir kimse ana iştigal konusunun dışında ciddi katkılar sağlayacak bir etkinlik içinde bulunursa, o kişi entelektüeldir’’ derdi. Geçmişteki büyük toplumsal ilerlemelerin bu şekilde ortaya çıktığını ifade ederdi. Bu nedenle birlikte olduğu öğrenci ve dostlarını hep farklı konulara yönlendirir, o konularda uzmanlaşmalarını isterdi.

 

Kutlu Merih'in en önemli becerilerinden birisi, belki de en önemlisi çabuk öğrenebilmesiydi... Zira "bir şeyin her şeyini" bilecek kadar o konuda uzmanlaşırken, "her şeyin bir şeyini" bilecek kadar da detaycı idi. Yine, bir başka entelektüel özelliği ise, "yerelden evrensele, evrenselden yerele" bir yaklaşım ve anlayışla konuları irdeler ve bu çalışmalarını, bitmek bilmez bir heyecan ile öğrencileri ve akademik dünya ve iş yaşamıyla paylaşırdı. bildiklerini ve öğrendiklerini paylaşmaktan müthiş bir memnuniyet duyardı ve bunu toplumsal bir sorumluluk olarak görürdü. Seminerlerde, sempozyumlarda, konferanslarda sunumlarında irdelediği konuları, analizlerini ve düşüncelerini "basitten karmaşığa" bir yöntem ile paylaşırdı. 

 

Engin bilgi birikimi onu, el attığı tüm konularda entelektüel anlamda önemli platformlara taşıdı. Kimsenin henüz radarında olmayan konuları önceden saptar ve o konuda yaptığı ön çalışma, sorgulama ve analizleri bir akademik bir çalışmaya dönüştürürdü. Bunu yaparken de, "Bir şeyin her şeyini, her şeyin bir şeyini" bilecek kadar donanıma sahip olurdu. 

 

 

Profesyonel İş Etiğinden (Deontoloji) Asla Ayrılma!

 

Karşılaştığı sorunları analiz ederken, mesleki ve akademik ahlaki değer ve etik kuralları göz önünde bulundurur, tüm dost ve öğrencilerine şunu salık verirdi. ‘Hangi meslekten olursan ol, ne ile uğraşırsan uğraş, hiçbir zaman mesleğinin, işinin ve konunun profesyonel  değerleri ve etiğinden ayrılma’’ derdi.

 

Kutlu Merih’e göre, bir işin layıkıyla yapılabilmesi, ancak o işin profesyonel ahlak değer ve kurallarına (deontoloji) uyulması ile mümkün olabilirdi. Bu amaçla çoğu zaman bizlere, ‘’kendi içinde her işin bir deontolojisinin bulunduğunu" sıkça anımsatır ve liyakatin de bunun bir fonksiyonu olduğunu’’ ifade ederdi.

 

Bu bağlamda tüm öğrencilerinden, bu etik sorumluluğu işin merkezine oturtmalarını isterdi.

 

Semantiğe çok önem verir, her sözcüğün anlamını irdeler ve akılda kalacak kısa kodlamalarla o kavramları kalıcılaştırırdı.

 

''Sadakat Liyakatin Emrinde Olur, Liyakat Sadakatin Emrinde Değil''

 

Yaşamının son yıllarında toplumsal yaşamda, iş ve akademik hayatta bireylerin hızla, ‘’iş etiği’’nden uzaklaştıklarını, bunun adeta toplumsal bir karaktere büründüğünü, buna bağlı olarak liyakatin yerini sadakatin almaya başladığını sitemkar bir şekilde ifade ederdi. Zaman zaman bana üzüntüyle, ‘’Şimdi görüyorum da, artık ne iş etiği kaldı, ne de liyakat. Liyakatin yerini sadakat aldı. Oysa, sadakatin liyakatin emrinde olmasıyla ancak, toplumun ilerleyebileceğini, aksi durumda toplumsal çürümenin başlayacağını’’ dile getirirdi.

 

‘’Hangi alanda olursa olsun bir işin, bilimin, mesleğin gereğinin layıkıyla yerine getirilebilmesinin, nihai tahlilde bir toplumsal fayda ve katma değer yarattığını, bunun da toplumsal ilerlemeye olanak sağladığını’’ sıklıkla vurgulardı. Bireyin toplumsal sorumluluklarını yerine getirirken, etik öğretilerden uzaklaşmasının zamanla toplumsal deformasyona dönüşeceğini vurgulayıp bunun o toplumlarda kokuşmuşluk ve çürümüşlüğe yol açacağını belirtir, engin tarih bilgisi ve birikimiyle, Osmanlıdan örnek vererek, ‘’Ne zaman ki, Osmanlı’da bilgi ve liyakatin yerini, hurafe ve sadakat aldı, Osmanlı işte o zaman yıkılmaya başladı’’ derdi. ‘’Deontoloji olmadan hiç bir işte başarıya ulaşılamayacağını, deontolojisini yitiren toplumların Osmanlı örneğinde olduğu gibi zamanla çökerek, kaybolacağını’’ vurgulardı.

 

''Bir İşin Stratejisinde Yanlışlık Varsa, Bütün Taktik Planlamalar Boşunadır!''

 

Kutlu hoca bir konuyu sorgulayıp analiz ederken, ‘’varılmak istenen yeri’’ önceliğine koyar, ‘’Büyük resmi görmeden, stratejisinin doğru olup olmadığını’’ kontrol etmeden, o işe soyunmazdı. Aksi davranışın ‘’ bir planlama hatası olarak ciddi maliyetler doğuracağını, oysa sorunları minimum maliyet ve maksimum fayda sağlayacak şekilde çözümlenmesinin rasyonel olacağını’’ ifade ederdi. ‘’Hiçbir koşulda rasyonel çözümlerden uzaklaşılmaması gerektiğini, irrasyonel davranışların verimsizliğe ve kaynak israfına neden olacağını’’ bir yaşam felsefesi haline getirmişti. ‘’Bu tür davranışların ileride patolojik sorunlara yol açacağını, bunun da çözümünün ciddi maliyetler doğuracağını’’ sık sık anımsatır; ‘’Bir işin stratejisinde hata varsa, bütün taktik planların boşa gideceğini’’ belirtirdi.

 

Bir İnsan Zeki, Enerjik ve Liyakatli Olabilir Ama Dürüstlük Yoksa!

 

Arkadaşlığını, dostluğunu ve akademik birlikteliğini, kısacası yaşamında birlikte yürüyeceği insanlarda aradığı dört temel şey vardı, Bunlar: Zeka, enerji, liyakat ve dürüstlüktü. Bazen bana, ‘’Bir insanda dürüstlük yoksa, diğer üçünün hiçbir anlam ifade etmeyeceğini’’ belirtir, sporda da bu konuya çok vurgu yapardı. ‘’Hiçbir sporcunun bu niteliklere sahip olmadan başarılı olamayacağını, bu karaktere sahip sporcular yetiştirmeden, o ülkenin sporda ve futbolda kalıcı başarılara ulaşamayacağını’’ ileri sürerdi.

 

Hobi Olarak Başlayan Futbol Ekonomisine İlgi Akademik Seviyeye Ulaştı

 

Kutlu Merih’in başlangıçta hobi düzeyinde ilgilendiği futbolun ekonomisi ve yönetişimi konuları bir süre sonra Kutlu Merih tarafından akademik seviyede ele alınan, irdelenen bir disiplin haline geldi.


Benim de ilgi alanımı oluşturan bu konularda, Kutlu Merih’in yıllarca öncesinden yazdığı, konuştuğu ve yayınladığı kitaplarında yer alan düşünceleri ve öngörülerinin gerçekleştiğini görmek, ülke ve dünya futbolu açısından beni üzdü. Aslında, benim de öngörülerim Kutlu Merih’in öngörülerinden çok farklı değildi. Türk ve dünya futbolu için aynı kaygıları ve endişeleri taşıyanlar olarak, sektörün vurdumduymazlığı ve ilgisizliğine her zaman sitemkar olmak zorunda kaldık. Ne kadar yazarsak yazalım, maalesef sektördeki patolojik sorunlar onun paradoksal yapısının da etkisiyle kendiliğinden çözülemedi, çözülemiyor. 



Türk futbolunun içinde bulunduğu ekonomik, finansal ve yönetsel sorunlarına çare bulabilmek ve onu Avrupa ve Dünya'da hak ettiği yerlere taşıyabilmek amacıyla, futbola entelektüel katkı sağlayacak ve aksiyoner düşünce üretimini gerçekleştirecek Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi'ni 2005'te birlikte kurduğumuz saygın bilim insanı hocam ve dostum Kutlu Merih’le birlikteliğimiz, iki ortak kitapla daha da ilerilere gitti. Hoca'nın yönlendirmesi ve stratejistliğiyle, uzun erimli bakış açısıyla sürdürdüğümüz çalışmalarımız 2002'de başladı ve ölünceye kadar usta-çırak, hoca-öğrenci ilişki çerçevesinde hep devam etti. Onun stratejik ve engin yönlendirmeleriyle futbolun içinde bulunduğu sorunları birlikte analiz ettik, çözüm önerileri sunduk, uluslararası futbol literatürüne katkı sağlayacak makaleler yazdık, saptamalarda bulunduk, yeni kavramlar hediye ettik. Tüm bunların arkasında şüphesiz ki, Doç.Dr.Kutlu Merih'in engin uzgörüsü, keskin analitik zekası, stratejik, cesur ve kapsayıcı yaklaşımlarıyla birlikte, çoğu insanda olmayan liderlik vizyonu ve bu vizyonu hayata geçirebilecek istek enerjisi ve doğru yönlendirme öngörüsü vardı.

  

Kutlu Merih'in aslında hobi olarak eğildiği futbol, daha sonra hobinin ötesinde bir akademik ilgi alanı oldu çıktı onun için. Ben de, bu süreçte onun bilgi ve birikiminden maksimum yarar ve deneyim kazanmaya çalıştım, daha geniş bir vizyona ulaştım. 

 

Futbol İlginç Paradoksları Olan Patolojik Bir Sektör

 

Futbolun basit bir oyun olmasına karşın, klasik ekonomiden farklı kompleks bir ekonomik yapıya sahip olduğunu, kompleks olan her şeyin organik olduğunu, organik olan her yapının da hastalandığını, bu nedenle futbolun asimetrik, inelastik ve irrasyonel yapısının sürekli kriz ürettiğini vurgulardı. Yukarıda belirtilen özelliklerinden dolayı anomalileri olan bu patalojik sektörün, içinde bulunduğu sorunları kendi başına aşma olanağı olmadığını, ancak dış bir müdahale ile sorunlarından kurtarılabileceğini, ne var ki, var olan yapısından dolayı futbolun fasit bir daire içinde kriz üretmeye devam edeceğini ifade ederdi. Nitekim, bu sorunlu yapının ilginç paradokslara sahip olduğunu, örneğin "futbolda gelirler arttıkça, giderlerin büyüyeceğini, bunun da zararların oluşmasına yol açacağını" belirten paradoksu saptayarak, futbol ekonomisi literatürüne önemli bir katkı sağlamıştı. Bu bağlamda, bugünkü futbol yapılanmamızın ancak radikal değişikliklerle, kurumsal yönetim temelinde bir ilerleme kaydedebileceğini her platformda vurgulardı. 

 

Futboldaki deontolojik yapı devam ettiği sürece, pataolojik sorunların da kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kutlu Merih kitapta da konunun altını yeniden çiziyor. ‘’Yine görüldü ki, Blatter ve cevresindekiler milyar dolarlık butceleri, kendi istedikleri gibi yönetmişler ve kimseye de hesap vermemişler. İşte daha önceden de bahsettiğimiz gibi, futbol örgütlenmelerinde ve futbol sektöründe kurumsal yönetişim egemen örgüt modeli haline getirilmediğinde, bu tür patolojik vakalarla da karşılaşılabilme olasılıkları yüksek.’’ (Sıradışı Bilim İnsanı Kutlu Merih, Mayıs 2018, Literatür Yayınları, İstanbul, Sh. 129)

 

Kutlu Merih’in saptadığı patolojik sorunlar futbolumuzu bugün 15 Milyar TL’na ulaşan bir borç batağına sürükledi. Kutlu Merih bu çöküşün kaçınılmaz olacağını ve buradan kulüplerin kendi olanaklarıyla çıkamayacaklarını yazalı tam onbeş sene oldu.

 

Futbolda Finansal Polarizasyon, Kulüpler Arasında Adaletsizliğe Yol Açıyor!

 

Günümüz endüstriyel futbolunda devasa bütçeler büyük kulüpler ile küçük kulüpler arasındaki uçurumu daha da açtı ve rekabet tam anlamıyla haksız rekabete dönüştü. İşte, tam bu anlamda Kutlu Merih daha yıllarca önceden bu tespitini yaparak, haksız rekabetin nelere yol açacağını tartışıyordu. Kitapta, Kutlu Merih: ‘’Futbolun günümüzde” giderek parasallaşıp ticarileşmesi beraberinde, sektörde finansal polarizasyon ve kurumsal yönetim sorunlarını da getirdi. Özellikle, futbolun ulusal federasyon ve kulüpler düzeyindeki yönetimi konularında ülkeler arası sistem farklılıklarının ortaya çıkması bu sorunu daha da karmaşıklaştırıyor…Henüz ticarileşememiş/kurumsallaşamamış ya da kurumsal yönetimi kendi organizasyonlarında tesis edememiş olmanın olumsuzluğunu yaşayan kulüpler görüyoruz. Diğer taraftan finansal anlamda kulüpler arasında yaşanılan polarizasyon, kulüpler üzerinde yıkıcı etkisini gösteriyor. Özellikle, finansal polarizasyon kulüplerin sportif sonuçları üzerinde doğrudan anlamlı etkiler oluşturuyor. Kulüplerin faaliyet alanı olan farklı yasal ve ekonomik ortamlar, oyunda da adaletsizliklere yol acıyor. ’’ (Sıradışı Bilim İnsanı Kutlu Merih, Mayıs 2018, Literatür Yayınları, İstanbul, Sh. 119)

 

Bugün UEFA’nın Şampiyonlar Ligi’nin formatını değiştirip merkez ligler lehine, çevre ligler aleyhine haksız rekabeti kalıcılaştıracak uygulamalara yönelmesi, Kutlu Merih hocanın 2006’da saptadığı ‘’Finansal Polarizasyon’’dan başka bir şey değildir.

 

Daha yapacağı çok iş, öğreteceği çok şey varken, çok erken kaybettik Kutlu Merih hocayı. Düşünen, sorgulayan, üreten, toplumsal sorunlara karşı duyarlılığı çok yüksek bir bilim insanı aramızdan ayrılalı iki yıl geçti. Ülkemiz çok önemli bir entelektüelini kaybetti. Bir düşün insanının kaybı, insanlığın kaybıdır ne yazık ki…

 

Bize sadece Kutlu Merih’in anısını, fikirlerini yaşatmak ve onun yolundan gitmek kalıyor sadece…{jcomments on}

                    linkedin-logo Paylaş                        Flipboard -logo Paylaş

Bu İçerik  5284  Defa Okunmuştur
 

Degerli yazarimiz Tuğrul Akşar Cuma, 02 Nisan 2010.

YAZARIN DIGER YAZILARINI GORMEK ICIN TIKLAYIN

Neden Futbol Ekonomisi?

 

www. Futbolekonomi.com’un  vizyon ve misyonu temel olarak  Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi’nin (FESAM) vizyon ve misyonuna paralel ve aynı düzlemdedir.

 

Bu bağlamda temel misyonumuz: Futbolun yerel ve küresel makro özelliklerini incelemek ve yeni yapısal modeller önermek; bu kapsamda entelektüel gelişimi hızlandırmak ve buna ilişkin referans olabilecek bir database oluşturmak ve bunu tüm futbol araştırmacılarının emrine sunmak... Bu amaçla yapılan çalışmaları yayımlamak; gerekli her türlü bilimsel futbol araştırma ve geliştirme projelerine entelektüel anlamda destek vermek.

 

Temel Vizyonumuz: Önerilen yeni modellerin gerçekleştiğini görmektir.

 devamı >>>

finansal-futbol-anim-1

tugrulaksar_ge_roportaj

Tuğrul Akşar Güngör Urasın sorularını yanıtlıyor

  Yazar Tuğrul Akşar,
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras'ın
sorularını yanıtlıyor.
detay için tıklayınız..

 

Spor Endexi

 

16/04/2024

Kapanış Günlük
Değişim %
  BİST 100

9.707,13

-1,09

 bjk BJKAS

77,15

+3,28

 fb FENER

96,80

+5,22

 gs GSRAY

6,92

+0,44

 trabzon TSPOR

1,59

-1,85

   SPOR ENDEKSİ

4.847,33

-0,18

Videolar

Tuğrul, Tuğrul Akşar, Pusula, Ekonomi, Futbol, Futbol Ekonomi, Mali,VİDEONUN DEVAMI VE DİĞER VİDEOLAR İÇİN TIKLAYIN.

İstatistikler

İçerik Tıklama Görünümü : 39671971

TRENDYOL SÜPER LİG 2023-2024 SEZONU

  

 

 Sıra TAKIMLAR 0 G B M A Y AV
Galatasaray 32 28  3   1  73 20 53  87 
2 Fenerbahçe  32  27    4  1 85  28   57

85

3 Trabzonspor  32  16 4  12 54  42 12 52
4 Beşiktaş  32   14   6  12 42  38  4 48
5 Rizespor 32 14 6  12   43  47 -4 48
6 Başakşehir 32  13 12 42  38 

  4 

 46 
7

Kasımpaşa

32  13  7  12   55 57  -2 46
8 Sivasspor 32 11 11

10 

38  43 -5  44 
9 Antalyaspor 32 10  12  10  36  37  -1 42 
10

Alanyaspor

32 10  12 10 41  46   -5  42
11 AdanaDemir 32 9 13  10

48 

43   5  40
12 Samsunspor 32 10  14 36  42 -6  38  
13 Ankaragücü 32  8 13

11 

40  41   -1  37
14 Kayserispor 32 10  10 12  36  45  -9  37
15 Konyaspor 32  12  12 34  45  -11  36
16 Hatayspor 32

7

12  13 36  44  -8 33
17 Gaziantep 32  7 17  35  50  -15  31 
18 Karagümrük 32  9 16  35 41  -6 30

19

Pendikspor  32 7 9 16 36 64 -28   30  

20

İstanbulspor 32 4 7 21 25 59 -34 16

Okur Yazar


Futbolun ekonomisi, mali, hukuksal ve yönetsel kısmına ilişkin varsa makalelerinizi bize gönderin, sizin imzanızla yayınlayalım.

Yazılarınızı  info@futbolekonomi.com adresine gönderebilirsiniz. 

 

 

Annual Review of Football Finance 2023

Annual Review of Football Finance 2023

Deloitte Sports Grup'un Avrupa Futbol Finansmanına ilişkin 32. kez düzenlediği yıllık futbol finans raporuna göre, Avrupa futbol pazarı 2021 - 22 sezonunda bir önceki yıla göre %7 büyüyerek 29.5 Milyar Euro büyüklüğüne ulaştı. Rapora ulaşmak için tıklayınız

Deloitte Money League - 2024

Deloitte Money league 2024

Deloitte Money League Raporunu 27. kez yayınladı. Rapora göre Avrupa'nın en zengin 20 kulübünün 2022-23 sezonunda gelirleri toplam 10.5 Milyar Euro'ya ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

UEFA Kulüp Finans&Yatırım Raporu 2024

 

UEFA Raporu-2023

UEFA Kulüp futbolunun finansal durumları ve yatırımlarına ilişkin yıllık görünüm ve benchmark raporunu yayınladı. Okumak için tıklayınız

 


 

2021-Money-league-Raporu

 

Yirmidördüncü Deloitte Money League raporuna göre Barcelona'nın 715.1 Milyon Euro'luk geliriyle ilk sırada yer aldığı, tamamı merkez lig kulüplerinden oluşan ve bir önceki yıla göre gelirleri %12 azalan Para Ligi raporunu okumak için tıklayınız

 


 

 

annual report 202021 photo

 

Avrupa Futbolunun patronu UEFA’nın gelirleri 5.7 Milyar Euro’ya Ulaştı. Raporu okumak için tıklayınız.

 


 

 UEFA-Kulup-Futbolu-Lisanslama-2023


UEFA’nın 2023’te yayınladığı en son  Kulüp Lisanslamaya İlişkin Karşılaştırma raporuna göre kulüpler Pandemi döneminde 7.3 Milyar Euro zarar ettiler. UEFA raporu, Avrupa kulüp futbolunun endişe verici bir resmini çiziyor. Raporu okumak için tıklayınız.

 


    

191112 Aktifbank Ekolig

 

Türk futbolunun gelirlerinin ve ekonomik görünümünün mercek altına alındığı Futbol Ekonomi Raporu – EkoLig'in dördüncü sayısı yayınlandı. Süper Lig’in 2017-2018 sezonu sonunda 3,2 milyar TL olan geliri, 2018-19 sezonunda 4,2 milyar TL’na ulaştı. Bkz.

 

 

master bm report lowres

 

The European Club Footballing Landscape 2022


UEFA'nın Avrupa Lulüp futboluna ilişkin 13, kez yayınladığı, Covid-19'un etkilerinin de analiz edildiği raporu okumak için Bkz.


 

 EkoSpor-y

“Ekospor’un aylık bültenlerinden haberdar olmak için tıklayınız”

 

Süper lig Marka değeri araştırma

''Taraftar Algısına Göre Türkiye Süper Ligi Marka Değerini Etkileyen Faktörlerin ve Marka Değeri Boyutlarının Değerlendirilmesi'' Prof. Dr. Musa PINAR öncülüğünde yapılan bu araştırmayı okumak için tıklayınız.

 

 

the-european-elite-2019

KPMG Avrupa’nın 32 Elit Kulübünün değerlemesini yaptı. Süper Lig’den Galatasaray ve Beşiktaş’ın da bulunduğu bu raporda en değerli kulüp 3.2 Milyar Euroluk değeriyle Real Madrid oldu. Raporu okumak için tıklayınız.
 

Endustriyel_futbol

 

Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı Üzerine

Futbolun Endüstriyel gelişimi, kulüplerin sportif ve iktisadi/mali yapılanışını derinden etkiliyor. Dorukhan Acar’ın Kurumsal Yönetim temelli yaklaşımı ile "Futbolda Endüstriyel Denge ve Başarı"yı okumak için tıklayınız

 

 

Türkiye'de Kadın Futbolunun Gelişimi ve Günümüzdeki Durumu

 

imagesCAVM4O4L

 

Dr. Lale ORTA’nın Kadın Futboluna Entelektüel Bir Yaklaşım Sergilediği makalesi için tıklayınız.” 

 

 

İngiliz Futbolunda Kurumsal Yönetişim Üzerine

 

governance_in_football

 

Tüm kulüplerimize ve Türk Futbol yapılanmasına farklı bir bakış açısı kazandırabileceğini düşündüğümüz, İngiliz Parlementosu’nun Kültür, medya ve spor Komitesi’nin hazırladığı raporu okumak için tıklayınız. 

 

money-and-soccer

“Money scorring goals”, Gerçekten de “Para Gol Kaydedebiliyor mu? “

Euro 2012’nin olası ekonomik etkilerini
okumak için tıklayınız. 



FFP

Futbolda Finansal Sürdürülebilirlik Kapsamında ''Finansal Fair Play Başa Baş Kuralı ve Beşiktaş Futbol Kulübü Üzerinde Bir Uygulama 
Hüseyin AKTAŞ/Salih MUTLU,

okumak için tıklayınız.